BM Raporu: İran’da kadınlar katlediliyor, failler korunuyor
İran’da her yıl yüzlerce kadın, aile içi anlaşmazlıklar veya “namus” gerekçesiyle katlediliyor. Failler ceza almazken, yasalar kadınları korumakta yetersiz kalıyor.
Haber Merkezi – İran’da kadınlara yönelik şiddet dalgasının artmasıyla birlikte, “namus” veya aile anlaşmazlıkları gibi çeşitli bahanelerle işlenen kadın katliamları tekrar ediyor. Etkili bir hukuki caydırıcılığın olmaması nedeniyle bu suçlar çoğu zaman görmezden geliniyor ve insan hakları ile sivil toplum örgütlerinin kadınların korunmasını sağlama taleplerine rağmen önlem alınmıyor.
Kadın katliamları, İran’da en ciddi insan hakları ihlallerinden biri olarak görülüyor ve çoğu zaman “tam bir cezasızlık” ortamında işleniyor; yani failler hukuki olarak hesap vermiyor. Birleşmiş Milletler Gerçekleri Araştırma Misyonu’nun raporuna göre, geçen yıl Mart–Eylül döneminde en az 60 kadın namus gerekçesi ile katledildi. Ayrıca, her yıl en az 450 cinsiyet temelli katliam işleniyor ve bu rakam, ülkedeki toplam katliamların yaklaşık yüzde 20’sini oluşturuyor.
Failler cezadan muaf tutuluyor
Birleşmiş Milletler İran İnsan Hakları İhlalleri Gerçekleri Araştırma Misyonu, Genel Kurul’a sunduğu ilk raporda, faillerin fiilen soruşturulmadan ve cezalandırılmadan serbest kaldığını bildirdi. Her gün, yakın aile üyeleri tarafından katledilen kadınların haberleri yayınlanıyor. Her seferinde, failler cezadan muaf tutuluyor. Kadınlar, İran İslam Cumhuriyeti’nin dini ve ataerkil yasaları nedeniyle güvenlikten yoksun bir şekilde yaşamlarını sürdürürken, katliamların sebepleri zorla evliliklere karşı çıkma, evlilik dışı ilişki iddiaları veya ailenin onaylamadığı biriyle evlenme isteği gibi nedenlerle açıklanıyor. Ancak tüm bu gerekçeler, “aile anlaşmazlıkları” başlığı altında gizleniyor.
Katliamların çoğu bildirilmiyor
Misyon Başkanı Sara Hussein, “Adaletsizliği görmezden gelmek, mağdurların acılarını sürdürür ve devletin uluslararası hukuk uyarınca hesap verebilirlik, hakikat, adalet ve tazminat sağlama yükümlülüğünü zayıflatır” dedi. BM misyonu raporu, rakamların düşük olduğunu, çünkü birçok ailenin bu suçları resmi makamlara bildirmediğini vurguladı. Olayları örtbas etmek için kadın katliamları “intihar” veya “kaza” olarak gösteriliyor. Rapora göre, katliamlara maruz kalma riski, özellikle Kürdistan’daki yoksul ve kırsal bölgelerdeki genç kadınlar arasında en yüksek. Bununla birlikte, bu suçlar şehirlerde de yaşanıyor; en fazla bildirilen vakalar Tahran’da kaydedilmiş.
Failler aile üyeleri oluyor
Rapor, İran’da İslami şeriat yasalarından kaynaklanan cezai sorunları da ele alıyor. İslami fıkhata göre, katliamda mağdurun yakınları “kısas” yani idam talep edebiliyor. Çoğu katliamda failler evli olunan erkekler, ardından babalar, bazen de erkek kardeşler veya diğer erkek akrabalar oluyor. Bazen birden fazla erkek aile üyesi bir kadını katletmek için birleşiyor; ne yazık ki, aile veya mahalle bazen faillerin yanında durup sessiz kalabiliyor. Kadınların erkekler tarafından katledilme sayısı artarken, kadınları yasal olarak şiddetten korumayı amaçlayan yasa tasarısı hala parlamenter ve adli inceleme sürecinde tıkanmış durumda.