Bir ayna, bir kadın ve yeniden doğuş: Somayeh Rasouli’nin mücadelesi
On yıllar süren baskı ve esaretin ardından özgürlüğüne kavuşan Somayeh Rasouli, yeni evinde kendisiyle yüzleştiği büyük bir aynada yeniden varlığını keşfediyor. Ayna, onun için özgürleşme ve hayatında yeni bir başlangıcın simgesi oldu.
NİAN KHOSRAVİ
Sinê – Yıllarca erkek egemen bir aile yapısı ve zorla biçilen roller içinde yaşamaya zorlanan Somayeh Rasouli’nin hikayesi, kadınların özgürlük ve eşitlik mücadelesini bir kez daha görünür kılıyor. Gençliğinde edebiyat tutkusu ve akademik hayalleri ailesi tarafından bastırılan, evlilikle birlikte kendi hayatından vazgeçmeye zorlanan Somayeh Rasouli, tüm baskılara rağmen yıllar sonra bu düzene isyan ederek özgür bir yaşam kurma mücadelesi verdi. Onun tanıklığı, ataerkil yapıların kadınların hayatları üzerindeki etkisini ve özgürleşmenin bedelini çarpıcı bir dille ortaya koyuyor.
Eğitimi için mücadele verdi
Somayeh Rasouli, gençlik yıllarında edebiyat eğitimi aldığını ve yazarlık hayalleri kurduğunu belirterek, ailesinin bu hayallere hiçbir zaman destek vermediğini anlatıyor. Geleneksel ve dindar bir ailede büyüdüğünü söyleyen Somayeh Rasouli, kız kardeşleri gibi erken yaşta evlenmeye zorlandığını, üniversite eğitimini ise ancak yoğun bir ısrar sonucu tamamlayabildiğini ifade ediyor. Ailesinin, “Nasıl olsa evlenecek bir kız üniversite diplomasını ne yapacak?” sözleriyle eğitimini küçümsediğini aktaran Somayeh Rasouli, tüm baskılara rağmen üniversite yıllarının kendisi için hem korku hem de büyük bir tutku barındırdığını dile getiriyor.
Hayallerini bastıran bir yapı: Aile
Somayeh Rasouli, aile kavramının kendisi için bir güven alanı olmadığını, aksine hayallerini ve hayal gücünü bastıran bir yapı haline geldiğini vurguluyor. Ailesini, kadın düşmanı kurallarla çevrili bir “hapishane” olarak tanımlayan Somayeh Rasouli, bu ortamda hiçbir zaman güvende hissetmediğini ve kaçmanın imkansız olduğunu söylüyor. Üniversite eğitiminin ardından yalnızca yüksek lisansa başvurmak istediğini belirten Somayeh Rasouli, bu talebinin babası tarafından sert bir şekilde reddedildiğini, hatta küçük kardeşinin dahi eğitimine devam etmesini ailenin “kutsal yapısına” karşı bir saygısızlık olarak görerek babasını desteklediğini ifade ediyor.
‘Evlilikle birlikte hayallerime veda ettim’
Somayeh Rasouli, o dönemde önünde yalnızca iki seçenek bırakıldığını belirterek sözlerine şöyle devam ediyor:
“Ya hiçbir maddi destek olmadan evden ayrılıp kendimi kadere bırakacaktım ya da güvenli olacağını umduğum bir evlilik yapacaktım. İlk yol benim için imkansızdı; çaresizlik korkusu ve toplumun baskısı beni dehşete düşürüyordu. O yıllarda bir kadının tek başına yaşaması neredeyse mümkün değildi. Bu yüzden hapishaneyi seçtim ve ailemin isteğiyle seçtikleri adamla evlendim. Ailemi anlayacağını umuyordum ama yanıldım, babam gibi, hatta ondan daha baskıcı bir adamdı. Evlilikle birlikte kitaplarıma, hayallerime ve arkadaşlarıma veda ettim. Yıllar sonra kendimi mutfağa ait sayılan, evin huzuru için çabalayan bir anne olarak buldum, ama içimde ne huzur ne de tatmin vardı. Erkekler gerçeği benden alabilirdi ama hayal gücümü asla. Geceleri kelimelerime ve kitaplarıma sığınıyor, zihnimin erkeklerin kurduğu gerçekliğe boyun eğmemesini diliyordum. Bir kadının zihni hapsedilemez, işte bu düşünce beni ayakta tuttu.”
On yıllık esaretin ardından…
On yıllık bir esaretin ardından erkek egemen düzenin dayattığı prangalardan kurtulmaya karar verdiğini söyleyen Somayeh Rasouli, bu sürecin zorluğunun farkında olduğunu ancak başka bir seçeneği kalmadığını vurguluyor. “Zor olacağını biliyordum ama hayallerimi gerçeğe dönüştürmek istedim. Hala zincirlerin ağırlığını hissediyordum fakat artık hiçbir şeyin önemi yoktu, çünkü ya yaşamamalıydım ya da özgürce yaşamalıydım” diyen Somayeh Rasouli, özgürleşme mücadelesinin yalnızca kendisi için olmadığını belirtiyor.
Oğlunu ataerkil kalıplardan uzak yetiştiriyor
Oğlunu da ataerkil kalıplardan uzak, özgür ve eşitlikçi bir birey olarak yetiştirmeye çalıştığını ifade eden Somayeh Rasouli, ona kadınların hayatını zorlaştırmamayı ve kadın haklarını ihlal eden düşünce biçimlerini reddetmeyi öğrettiğini söylüyor. Somayeh Rasouli, bu zihniyetin yalnızca kadınlara değil tüm topluma zarar verdiğini, sınırlayıcı ve yıkıcı bir anlayışın yeniden üretilmemesi için mücadele ettiğini dile getiriyor.
Somayeh Rasouli, boşanma sürecini ve sonrasında yaşadıklarını da şu sözlerle ifade ediyor:
“Tüm zorluklara ve imkansızlıklara rağmen boşanma davası açmayı başardım. Onun tacizleri yüzünden ayrılık süreci uzadı ama sonunda kendimi o büyük kuyudan çıkardım. Birikimlerimle küçük bir ev kiraladım ve geçici bir iş buldum. Yasa benim lehime olmadığı için oğlumun velayetini alamadım, haftalık ziyaretlerle yetinmek zorunda kaldım. Oğlumu bu ayrılığa ve sınırlı görüşmelere dayanabilecek şekilde yetiştirdim. Küçük yaşlardan itibaren bunun bizim için en doğru karar olduğunu anlayabildi. Bu anlayışı, buyuran ve yok sayan bir babadan değil, ezilmiş, acı çekmiş ama özgür bir insan yetiştirme gücünü içinde taşıyan bir kadından öğrendi.”
‘Hayatıma yeniden başlamak istiyorum’
Yetiştiriliş biçimine rağmen özgürce yaşamayı zamanla öğrendiğini söyleyen Somayeh Rasouli, bu sürecin kolay olmadığını ancak kendine olan inancını yeniden kazanmak zorunda olduğunu ifade ediyor. “İlk adımlarımı attım, aylarca uygun bir iş aradım ve ardından büyük hayallerle küçük bir ev kiraladım. Hayatıma yeniden başlamak istiyordum” diyen Somayeh Rasouli, ruhsal olarak derin bir yeniden inşa sürecine ihtiyaç duyduğunu belirtiyor. Bugün toplumun, kadınların bağımsızlığı için geçmişe kıyasla daha elverişli bir zemin sunduğunu söyleyen Somayeh Rasouli, ailesine ve çevresindeki erkeklere artık daha rahat “hayır” diyebildiğini ve bunu, tabuları yıkan kadınların mücadelesine borçlu olduğunu kaydediyor.
Yüzleşmek için bir ayna aldı
Somayeh Rasouli, şu anda hem ruhunu hem de bedenini yeniden inşa etmeye odaklandığını ifade ediyor. Kitap okuduğunu, egzersiz yaptığını ve kendisini geliştiren ilişkiler kurduğunu anlatan Somayeh Rasouli, yeni evine aldığı ilk eşyanın büyük bir ayna olduğunu söylüyor. “Kendimle yüzleşmek ve Somayeh’i yeniden ziyaret etmek için bir aynaydı bu” diyen Somayeh Rasouli, bugün aynanın karşısında durduğunda kendisini biraz bulanık ama daha gerçek gördüğünü belirtiyor.