Alevi kadınlardan deklarasyon: Barışın taşıyıcı gücü olmaya hazırız

DAD Kadın Meclisi ve DAKB ortak deklarasyon yayınlayarak, barışı, hakikati ve eşit yurttaşlığı temel alan yeni bir anayasanın artık bir zorunluluk olduğunu belirtti ve “Söz almak ve barışın taşıyıcı gücü olmak için hazır olduğumuzu ilan ediyoruz” dedi.

Haber Merkezi- Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Kadın Meclisi ve Demokratik Alevi Kadınlar Birliği (DAKB), Türkiye’de sürdürülen yeni anayasa ve barış çalışmalarına ilişkin deklarasyon yayınlayarak, sürece katkı sunmaya hazır olduklarını duyurdu.

“Rızalık hakkımızdır: Eşit, demokratik bir yaşam ve barış için Alevi kadınların anayasa ve barış deklarasyonu” başlığıyla yayımlanan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Kâinatın aynası insandır” dedik. Savaşların en büyük mağdurları da insan olmanın erdemini arayanlardır. Bu erdem arayışı çoğu zaman kadınlarda, doğada ve çocuklarda vücut bulur. En derin yaralar ise kadınların belleğinde, toplumsal bir hafıza olarak kuşaktan kuşağa taşınır.

Biz Alevi kadınlar, bu coğrafyada yüzyıllardır süren savaşların, soykırımların, katliamların ve inkâr politikalarının tanığıyız. Hafızamızda silinmeyen acılarla, başta Dersim, Çorum ve Sivas olmak üzere yaşanan tüm soykırımlara rağmen, barışta ısrar ediyoruz.

Bugünün savaşları yalnızca silahla değil; kültürel, inançsal, dilsel ve ekolojik yıkımlarla da yürütülüyor. Bu nedenle bizler diyoruz ki: Yaşamın hakikatini aramak, temel bir insan hakkı ve sorumluluğudur. Bu sorumluluk, eşitlikçi ve özgürlükçü bir yaklaşımla, toplumların yaşamlarını gözeten ortak yaşam ilkelerini adil, eşit ve özgür kılmakla yerine getirilmelidir. Barışı, hakikati ve eşit yurttaşlığı temel alan; kadınların, inançların ve halkların rızasına dayanan yeni bir anayasanın artık bir zorunluluk olduğunu vurguluyoruz.

Barış, yalnızca silahların susması değil; toplumların tarihsel acılarıyla yüzleşmesi ve eşitlik temelinde yeniden inşa edilmesidir.

Biz Alevi kadınlar, Türkiye’de yürütülen anayasa ve barış çalışmalarını dikkatle izliyoruz.
Bu sürecin gerçek bir toplumsal zemine dayanmasını, cinsiyet eşitliği ve inanç özgürlüğüyle güçlendirilmesini talep ediyoruz. Komisyondaki kadın yetersizliğinin de giderilmesi gerektiğini bir sorumluluk olarak hatırlatmak isteriz. Bu sorumlulukla; yeni anayasa sürecinde söz almak, katkı sunmak ve barışın taşıyıcı gücü olmak için hazır olduğumuzu ilan ediyoruz.

Bu sürecin başarısının, aşağıdaki taleplerle sağlanabileceğine inandığımızı tüm ilgili kamuoyuyla paylaşıyor; Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni, siyasal aktörleri, kurulmuş olan komisyonu ve tüm toplumu, halkların, inançların ve kadınların bu taleplerini dikkate almaya ve gereğini yerine getirmeye, bu tarihi sorumluluğu üstlenerek barışa ve demokrasiye yol almaya çağırıyoruz.

Kadınların anayasal talepleri:

1. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği
• Anayasada yalnızca “kadın ve erkek eşittir” ifadesi değil;
• “Devlet, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamakla yükümlüdür” hükmü açıkça yer almalıdır.

2. Kadına Yönelik Şiddetin Anayasal Olarak Yasaklanması
• Kadına yönelik şiddet, cinsel şiddet ve aile içi şiddet anayasada açıkça yasaklanmalıdır.
• İstanbul Sözleşmesi’ne yeniden dönülmelidir.

3. Kadınların Temsili: Siyasi Katılım ve Karar Mekanizmaları
• Kadınların siyasette ve kamu yönetiminde en az %50 oranında temsili anayasal güvence altına alınmalıdır.
• Eşbaşkanlık sistemi anayasada tanınmalıdır.

İnançsal ve toplumsal taleplerimiz

1. Özgür ve Eşit Yurttaşlık
• Alevilik, bağımsız ve özgün bir inanç olarak anayasal güvence altına alınmalı; yalnızca bireysel değil, topluluk olarak da tanınmalıdır.

2. İnanç Mekânları ve Toplumsal Hafıza
• Cemevleri, ibadet yeri olarak yasal statüye kavuşmalı; el konulan kutsal mekânlar iade edilmelidir.
• Tekke ve Zaviyeler Kanunu’ndaki ayrımcı hükümler kaldırılmalı, Alevi tarihine hakaret eden kişi adları mekânlardan silinmelidir.

3. Eşit ve Özgür Laiklik
• Diyanet İşleri Başkanlığı kaldırılmalı; tüm inançların temsil edildiği bağımsız bir İnançlar Meclisi kurulmalıdır.

4. Eğitimde Eşitlik ve İnanç Özgürlüğü
• Zorunlu din dersleri kaldırılmalı; laik, bilimsel ve anadilinde eğitimi esas alan bir sistem kurulmalıdır.
• Alevi köylerinde kurulan cemaat okulları ve projeler sonlandırılmalıdır.

5. Alevi Süreklerinin Kültürel Hakları
• Kürt Alevi sürekleri (Raa/Rêya Heq), dili, inancı ve kültürüyle anayasal güvence altına alınmalıdır.
• Kürtçe cem yapmanın önündeki tüm engeller kaldırılmalı; her sürek kendi tarihini yazabilmelidir.

6. Geçmişle Yüzleşme ve Adalet
• Dersim, Maraş, Sivas, Çorum gibi katliamların arşivleri açılmalı, devlet tarafından özür dilenmeli ve mağdurlar tanınmalıdır.
• Katledilenlerin mezar yerleri açıklanmalı, toplu mezarlar ortaya çıkarılmalı ve bu alanlar hafıza mekânlarına dönüştürülmelidir.

7. Doğa ve İnanç İlişkisi
• Kürt Aleviler için kutsal olan dağlar, sular, ziyaret yerleri enerji projeleriyle tahrip edilmemeli; kutsal alanların çevresi koruma altına alınmalıdır.

8. Demokratik Temsil ve Kadın Eşitliği
• Alevi kadınların karar mekanizmalarına katılımı güvence altına alınmalı, eşbaşkanlık sistemi anayasal güvenceye kavuşturulmalıdır.
• Kayyum uygulamasına son verilmeli; Avrupa Yerel Yönetimler Şartı’ndaki çekinceler kaldırılmalıdır.

9. İnsan Hakları ve Ceza Hukuku Reformu
• Tutsak Alevilerin inanç önderleriyle görüşme hakkı tanınmalı; TMK gibi ayrımcı yasalar kaldırılmalı, AİHM’in Umut Hakkı kararı uygulanmalıdır.
• İnfaz sisteminde adalet sağlanmalıdır.

Sonuç:

Bizler, Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Kadın Meclisi ve Demokratik Alevi Kadınlar Birliği (DAKB) olarak; savaşın karanlığında hakikati taşıyan, inkâra direnen ve belleğini kaybetmeyen bir topluluğun kadınlarıyız.

Yeni anayasa, bu belleği tanımalı; eşit yurttaşlıkla taçlandırılmalı ve barışı hukukla güvence altına almalıdır.

Biz savaş değil yaşam,
İnkâr değil tanınma,
Sessizlik değil hakikat istiyoruz.

Toplumsal barışa ve yeni anayasa sürecine rıza veriyoruz, el veriyoruz.

Kadınız, Aleviyiz, her renkten halklarız ve buradayız.”