SİBİLİYA AL-İBRAHİM

Rakka – Kuzey ve Doğu Suriye’de devrime öncülük eden kadınlar inşaya da öncülük ediyor. Kurumların oluşması, yaşamın eşitlik ilkesi çerçevesinde örülmesinin yanında en büyük dönüşüm ve inşa zihniyet değişimi çalışmaları ile yapılıyor. Kadın kurumları köy köy, mahalle mahalle dolaşarak, kadın ve erkeklere verdikleri eğitimler ile ataerkil zihniyeti yok etmeyi amaçlıyor. Bu konuda Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın paradigma ve felsefesinden faydalanan kadınlar dönüşüme önce kendilerinden daha sonra içinde bulundukları ailelerden başlamanın önemini ortaya koyuyor. Abdullah Öcalan’ın ailenin demokratikleşmesine dönük düşüncelerini hayata geçirmenin, toplumun değişiminde önemli bir adım olacağını belirtiyorlar.

Konuya ilişkin konuştuğumuz Zenubya Kadın Topluluğu Üyesi Jiyan Derik, toplumun en küçük yapısını ailelerin oluşturduğunu söyleyerek, ailenin demokratik dönüşümünün önemli olduğunu vurguladı.

‘Hukuk gibi kavramlarla toplum ahlaktan uzaklaştırıldı’

Oluşturulacak demokratik ailenin ahlaki ve politik toplumun da temeli olacağını söyleyen Jiyan Derik, “Eğer bundan bahsetmek istiyorsak, kültürün kaynağı olan kadınların yönettiği doğal topluma dönmeliyiz. Sümer döneminin başlamasıyla birlikte, sınıf ve ataerkil sistem de pekişmiş, ta ki kadının tarihi, toplumu ve gerçek kültürü yok edilene kadar” diyerek, otoriter rejimlerin çıkarlarına göre toplum yaratmaya çalışmasının, doğal toplum gerçeğinin ortadan kalkmasına neden olduğunu, hukuk gibi ahlakın yerini alan birçok kavramın toplumları ahlaktan uzaklaştırdığını vurguladı.

Jiyan Derik, konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Geçmişte aile ve toplumda eşitlik ve adalet vardı ama bu kavramlar değişti. Artık devletin temsilcisi baba, aile ise küçük devlet modelidir. Demokratik aile için özgür bireyler oluşturmak gerekmektedir.”

Kadın hakikatinden uzaklaştırılıyor

Kapitalizm ile toplumların parçalandığını ifade eden Jiyan Derik, kadını yok sayarak, toplumsal rolünü hakikatini ortadan kaldırmak istediğini söyleyerek, “Kapitalizmin Ortadoğu bölgesine yönelik kapitalist saldırılarla toplumları parçalamaya çalıştığını görüyoruz. Medeniyetlerin ve kültürlerin kaynağı olan toplumsal değerlere saldırmayı amaçlayan çevresel krizler ve ahlaki sapmalar görüyoruz. Bu bölge aile kavramının kutsallığıyla karakterize edildiğinden, tüm savaşlar bu değerleri baltalamaya yöneliktir.

‘Kadınlar mücadele ile zihniyet değişimini yarattı’

Jiyan Derik, kadınların mücadelesinin ve Demokratik ulus projesinin toplum içindeki birçok kavramın değişmesine katkıda bulunduğuna dikkat çekerek, “Kadınların rolünü sadece evle sınırlayan ve başka hiçbir yerde var olmayan, ailedeki kararların sadece babanın yetkisinde olduğu gibi yaygın kavramların aksine, kadınların da erkekler gibi siyasi alanda var olabileceğini görüyoruz” diyerek, ailelerde artık kadınların görüşlerine de başvurulduğunu ve bu değişimi kadın mücadelesi sayesinde sağladıklarını kaydetti.

Jiyan Dêrik konuşmasının sonunda demokratik ailenin demokratik bir toplumun inşasına, adalet ve eşitliğin hakim olduğu demokratik bir ulus ve yurt yaratılmasına katkıda bulunacağını söyleyerek,“Kadınlar özgür olduğunda, demokratik bir aile inşa edecek. Bununla birlikte özgür bir toplum ve adaletin, eşitliğin hakim olduğu bir ulusa ulaşacağız.”