Şam’da Taliban yasakları: Kadınlar otobüsün arka kısmında seyahat edecek
Şam’da Taliban benzeri yasaklar uygulamaya sokuldu. Otobüslerde kadın ve erkeklerin yan yana oturması yasaklanırken, kadınlar otobüsün arka kısmında seyahat edecek. Uygulama kadınların tepkisi ile karşılaştı.

RAMA HALEF
Şam- Suriye'nin başkenti Şam'da resmi olmayan bir karar, büyük bir tartışmaya yol açtı. Kentte, bazı toplu taşıma araçlarında kadın ve erkeklerin ayrı ayrı oturmaları, ön bölümün erkeklere, arka bölümün ise kadınlara ayrıldığına dönük bildiriler asıldı. Cihatçı Heyet Tahrir El-Şam’ın (HTŞ) geçici yönetiminden henüz bir açıklama yapılmamış olsa da söz konusu uygulamanın hayata geçirilmesi dijital medyada ve Suriye genelinde tepkilere neden oldu.
Uygulamaya tepi gösteren kadınlar, bu uygulamanın kadın erkek eşitsizliğini ve toplumsal cinsiyeti pekiştirdiğini dile getirdi. Sorunun kadına dönük ayrımcı yasaklarla değil taciz eden faillere karşı ağır cezalarla çözüleceğini vurguladılar.
‘Geriye doğru atılmış bir adım’
Karara tepki gösteren kadınlardan Reem Al-Ahmad, “Bu karar, bir gerilemeyi temsil ediyor ve düşünsel ya da örgütsel anlamda herhangi bir ilerlemeyi yansıtmıyor. Aksine, geriye doğru atılmış bir adımdır” dedi.
Sorunların cinsiyet ayrımcılığı ile çözülemeyeceğini kaydeden Alaa Muhammed ise, “Ancak yaşadığımız toplumsal gelişmeler göz önüne alındığında, bu karar kesinlikle geriye atılmış bir adımdır. Taciz, hırsızlık ve ahlaka aykırı davranışlar gibi sorunlar, cinsiyet ayrımcılığıyla değil, kadınlara saygı gösterilmesini sağlayacak caydırıcı yasalar ve eğitim yoluyla çözülebilir” ifadelerinde bulundu.
Karar, cinsiyet ayrımcılığını derinleştirecek Kadınları korumak ile bireysel özgürlükleri savunmak arasındaki denge arayışı, toplu taşımada cinsiyet ayrımcılığına ilişkin tartışmayı daha da karmaşık hale getiriyor. Özellikle yıllardır süren savaşın ardından önceliklerini yeniden belirlemeye çalışan bir şehirde, bu meselenin kısa vadede çözülemeyeceği anlaşılıyor. Yeni iktidarların, radikal ve aşırıcı yaklaşımlarla bu durumu istismar ederek, Suriye toplumunu adalet ve karşılıklı saygıya dayalı bir düzen kurmak yerine, cinsiyet ayrımcılığını pekiştirmeye mi yönlendireceği ise endişe verici bir soru olarak gündemdeki yerini koruyor.