İran’da kadın katliamları artıyor: Toplumsal bilinç arttırılmalı

“Namus Cinayetlerini Durdurma Kampanyası” Sözcüsü Rızvan Mukaddem, İran’da kadınlara yönelik şiddetin yapısal ve devlet destekli olduğunu belirterek, yasaların bu katliamları teşvik eden bir rol oynadığını söyledi.

ŞEHLA MOHAMMADİ

Haber Merkezi - Kadınların dünyanın birçok ülkesinde 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü yaklaşırken, eylem ve etkinlikleri sürüyor.

Kadınlar için bu önemli günün arifesinde “Namus Cinayetlerini Durdurma Kampanyası” Sözcüsü Rızvan Mukaddem ile İran’da kadınlara yönelik şiddeti, özellikle de “namus” adı altında meşrulaştırılan kadın katliamlarını konuştuk.

‘Kadınlar hala ailenin namusu olarak görülüyor’

Rızvan Mukaddem, İran’da kadınlara yönelik şiddetin yapısal ve sistematik bir olguya dönüştüğünü ve her geçen gün yeni boyutlar kazandığını vurguluyor.

“Namus” adı altında işlenen kadın katliamlarının son yıllarda artığını belirten Rızvan Mukaddem, “Namus Cinayetlerini Durdurma Kampanyası”nın verilerine dikkat çekiyor; “Bu kampanyanın incelemeleri ve kayıt altına aldığı dosyalara göre, İran’da her ay ortalama en az 20 ‘namus’ adı altında katlediliyor. Bu sarsıcı istatistik, kadınlara yönelik sistematik şiddetin gerçek boyutlarını ortaya koyuyor. Hâlâ toplumun bir kısmının zihninde yanlış bir algı var. Erkek egemen yapılardan beslenen kültürlerde ve dini geleneklerin etkisindeki toplumlarda kadın, ‘ailenin namusu’ olarak görülüyor. Böylesi bir kültürde bir kadının bedeni, davranışları ya da hayatı üzerinde denetim kurmak amacıyla işlenen her cinayet, gerekçesi ne olursa olsun, tanım olarak bir ‘namus cinayetidir.’”

‘Kadın katliamları meşrulaştırılıyor’

“Kadın kimsenin namusu değildir” diyen Rızvan Mukaddem, bu kavramın hala bazı hukukçular tarafından dahi doğru tanımlanmadığını düşünüyor. Rızvan Mukaddem, “Kimi kadın aktivistler tarafından dahi hâlâ tam olarak anlaşılmış değil; zaman zaman bilinçli veya bilinçsiz biçimde bu katliamları meşrulaştıran söylemler ortaya çıkıyor. ‘Namus Cinayetlerini Durdurma Kampanyası’ son yıllarda bu alanda güçlü bir söylem oluşturmayı başardı; öyle ki bugün medyada ve kadın hareketi içinde namus cinayetleri hakkında konuşmak daha kolay, daha net ve daha şeffaf hale geldi” diyor.

‘Mevcut yasalar kadın karşıtı’

Rızvan Mukaddem, kadına yönelik şiddetin artmasının bir diğer nedeninin de kadın karşıtı yasalar olduğunu belirtiyor.

Rızvan Mukaddem’e göre İran’da kadınlara yönelik şiddet yapısal ve kurumsal nitelikte. Rızvan Mukaddem, bu durumu şöyle açıklıyor; “Mevcut yasalar kadın karşıtı; caydırıcılık yerine şiddeti ve hatta kadın cinayetlerini dolaylı biçimde teşvik ediyor. Ceza yasalarının caydırıcı olması gerekirken, bunların bir kısmı doğrudan suç üreten yasalar hâline gelmiş durumda. İran İslam Ceza Kanunu’nun 301 ve 302. maddeleri bunun en açık örnekleridir; bu maddeler hem cinayeti kolaylaştırıyor hem de cezasını azaltıyor.”

‘Erkek egemen propagandalar suç üretiyor’

Toplumsal cinsiyet eşitsizliğine de işaret eden Rızvan Mukaddem, konuşmasına şöyle devam ediyor:

“Bunun yanında toplumda erkek egemen propagandalar hâkim; eğitim sistemi ve ders kitaplarından şehir reklam panolarına kadar her yerde bu bakış açısı yeniden üretiliyor. Böyle bir sistem, kadınla eşitliği değil, erkek üstünlüğünü, tahakkümü ve kadın üzerinde egemenliği teşvik ediyor. Böyle bir ortamda hem yasalar suç üretiyor hem de bu yasaların uygulayıcıları. Zorunlu başörtüsü nedeniyle kadınların saçlarının sokak ortasında polisler tarafından yere sürüklenmesi ve erkeklerin bunu izleyip normalleştirmesi, devlet şiddetini toplum için meşru bir modele dönüştürüyor. İran yönetimi yıllarca bu mesajı topluma işledi. Ülkenin yönetim krizleri - su kıtlığından yolsuzluğa kadar - ‘kadınların başörtüsü’ ile ilişkilendirilerek kadınlara yöneltilen şiddet doğal gösterildi.”

Sanat ve spor dünyasında kullanılan dilin de kadına yönelik şiddeti artırdığını belirten Rızvan Mukaddem, kadının toplumda erkeğin “mülkü” olarak görüldüğünü ifade ediyor.

‘Kampanyanın çalışmaları yaygınlaştırılmalı’

Rızvan Mukaddem, konuşmasında “Namus Cinayetlerini Durdurma Kampanyası” hakkında da bilgi veriyor. Kampanyanın üç temel faaliyet alanı olduğu bilgisini paylaşan Rızvan Mukaddem, bu üç alanın “kültür oluşturma, eğitim ve yasaların iyileştirilmesi için çaba” olduğunu söylüyor. Kampanyanın, farklı şehirlerde düzenlediği eğitim atölyeleri, farkındalık çalışmaları ve kadın katliamlarına dair haber analizleriyle toplumdaki yanlış algıları düzeltmeye ve çözüm yolları önermeye çalıştığını vurgulayan Rızvan Mukaddem, bu çalışmaların daha çok yaygınlaşması gerektiğini belirtiyor.

“İran’ın eğitim ve hukuk sistemi kadınları araçsallaştıran bir yapıya sahip olduğu sürece şiddet ve cinayetler devam edecek” diyen Rızvan Mukaddem, konuşmasını şöyle tamamlıyor:

 “Toplumdaki farkındalık, geçmişe kıyasla önemli ölçüde artmış durumda. Bu nedenle, dijital alanda aktivistlerin dayanışması ve ortak çalışması, kadınlar için tehlikeli fikirleri ortadan kaldırabilir ve toplumu farkındalık, düşünme ve dijital şiddete karşı mücadeleye yönlendirebilir.”