116 örgütten suç duyurusu: Leyla Zana'nın hedef alınması tesadüf değil

Leyla Zana’ya yönelik cinsiyetçi ve ırkçı söylemlere karşı Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi öncülüğünde 116 örgüt suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı.

Haber Merkezi - Somaspor–Bursaspor maçında, Bursaspor taraftarlarının Kürt siyasetçi Leyla Zana’yı hedef alan cinsiyetçi ve ırkçı söylemlerine yönelik tepkiler sürüyor. Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi, saldırılara karşı 8 kentte eş zamanlı açıklama yaparak Leyla Zana’ya yönelik nefret söylemini kınadı.

Riha

Riha Kadın Platformu, baro önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamada, "Leyla Zana'ya cinsiyetçi, ırkçı saldırının karşısındayız" pankartı açılarak, sık sık "Devlet görevini yap, ırkçılığı engelle!", "Devlet görevini yap, failleri yargıla!", "Jin jîyan azadî" sloganları atıldı. Çok sayıda kadının katıldığı açıklamada, ortak basın metnini ÖHD Riha Şube yöneticisi Dicle Aksu okudu.

İzmir

İzmir Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi’nin, İzmir Adliye binası önünde gerçekleştirdiği basın açıklamasında, “Bu bir suç duyurusudur. Leyla Zana’ya cinsiyetçi, ırkçı saldırının karşısındayız” yazılı pankart taşınırken sık sık “Jin, jiyan, azadî”, “Leyla Zana yalnız değildir”, “Devlet görevini yap, ırkçılığı engelle” sloganları atıldı. Basın açıklamasına çok sayıda kadın katıldı. Basın metnini kadınlar adına Kadriye Tutar okudu.

Açıklama sloganlarla sona erdi. Ardından kadınlar adliyeye giderek suç duyurusunda bulundu.

Wan

Wan Kadın Platformu ve Barışa İhtiyacım Var Kadın İnsiyatifi, Wan Barosu’nda açıklama yaptı. Ortak hazırlanan metni STAR Kadın Derneği yöneticisi Meryema Aslan okudu. Açıklamanın ardından suç duyurusunda bulunuldu.

Ortak açıklama metni şu şekilde:

“Bugün burada 116 kadın ve LGBTİ+ örgütünün imzasıyla bir suç duyurusu yapmak için toplandık. 8 ilde aynı günde açıklamamızı yapıyoruz. Bugün buradayız çünkü Leyla Zana’ya karşı tribünlerde yükselen ırkçı ve cinsiyetçi küfür hezeyanıyla başlayan, sonra gazeteci Gözde Şeker’in kimi siyasetçiler ve sosyal medya hesapları tarafından hedef alınmasıyla devam eden saldırının kaynağını da sonuçlarını da iyi biliyoruz. Leyla Zana herhangi bir isim değil. Savaş politikalarını bir kadına, hele ki Kürt siyaseti, kadın kimliği ve anadili mücadelesi açısından sembol olan bir kadına hakaret üzerinden kışkırtmaya çalışan, böylece hem tüm kadınları siyasi çıkar için küfrün nesnesi haline getiren, hem de Kürt kadınlarının örgütlü mücadelesini, kimliğini hedef alan zihniyet bize tanıdık. Bunun gazoz, soda şişeleriyle poz vererek ya da Bursaspor’a verilen komik cezayı “ben ödedim” diye dekont paylaşarak desteklenmesi, bir siyasetçi kadına edilen küfrün bir milli gururmuşçasına sahiplenilmesi anlamına geliyor. Bu bağlantıyı kurarak ve karşı çıkarak etik sorumluluğunu yerine getiren gazeteci Gözde Şeker’e ise özel hayatı da konu edilerek gözdağı verilmeye çalışılıyor. Bir kadının kiminle evli olduğundan, evli olup olmadığından kime ne? Açıkça söylüyoruz: Kadınların özel hayatını ırkçılığınıza malzeme etmeyi bırakın! Gözde Şeker’in de, Leyla Zana’nın da yanındayız.

On binlerce erkek farklı günlerde, farklı tribünlerde, sosyal medya hesaplarında hep bir ağızdan suç işlediler. Biz karşısında mücadele etmezsek bu bitmeyecek. O nedenle bugün suç duyurusunda bulunacağız, takipçisi olacağız. Şimdi imza metnimizi okuyoruz. Bu bir suç duyurusudur!

Leyla Zana’ya cinsiyetçi saldırının savaşı kışkırtma aracı olarak kullanılmasını kabul etmiyoruz!

Nefret ve ayrımcılık suçtur

Bursaspor ile Somaspor arasında 16 Aralık 2025’de oynanan karşılaşmanın 85'inci dakikasından başlayarak Bursaspor taraftarları, Kürt kadın siyasetçi Leyla Zana’yı hedef alan cinsiyetçi ve ırkçı küfürlü sözlerle Zana’ya saldırdı. Bu saldırılar, sonrasında Ankaragücü ve Rizespor maçlarında da sürdü. Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), bugün yaptığı açıklamada, tribünlerindeki ‘küfürlü tezahürat’ gerekçesiyle Bursaspor’a 16 bin TL para cezası verdiğini duyurdu. Aynı TFF, karşılaşmada merdiven boşluklarının boş bırakılmaması gerekçesiyle yine Bursaspor’a 211 bin lira ceza verdi. Bu bize ne söylüyor? Bir kadının onurunu hedef almanın merdiven boşluklarına oturmaktan daha hafif bir mesele olduğunu mu ima ediyor? Biz bunu kabul etmiyoruz. Hakaret suçtur. Halkı, bir kadının kimliği ve bedeni üzerinden, kin ve düşmanlığa açıkça tahrik etmek, halkın bir kesimini aşağılamak suçtur. Nefret ve ayrımcılık suçtur. Bu suçları işleyenlerin derhal tespit edilmesini, bunun tekrarlanmasının önlenmesini, bunun için ilgili kulüplere yönelik gerekli tedbirlerin alınmasını, caydırıcı yaptırımların uygulanmasını, kulüplerin de, Türkiye Futbol Federasyonu’nun da, Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın, bir bütünüyle siyaset ve kamuoyunun da konuyu ciddiyetle ele almasını bekliyoruz.

Leyla Zana'nın hedef alınması tesadüf değil

Irkçılığın, şovenizmin ve cinsiyetçiliğin iç içe geçmesi bizim için oldukça tanıdık. Bu saldırının, barış arayışının sürdüğü, Kürt sorununun çözümü için bir sürecin yürüdüğü bu dönemde, bir Kürt kadın siyasetçi olan ve politik konumuyla sembol olmuş Leyla Zana’yı hedef almasını tesadüf olmadığını biliyoruz. Burada Leyla Zana’nın, Kürt siyasetinde temsil ettiği pozisyon üzerinden, barış çabasına bir saldırı yapılıyor. Ama bu saldırı herhangi bir biçimde değil, doğrudan kadın kimliğini hedef alarak, kadınlığı bir aşağılama malzemesi haline getirerek yapılıyor. Bunu yaparken kadınlara yönelik sistematik bir erkek şiddeti ve cinsel sömürü pratiğini küfür haline getiriyor. On binlerce erkek, böylece, hep bir ağızdan Kürt kadın mücadelesine küfretmiş oluyor.

TFF’nin tavrını kabul etmiyoruz

Kimi çevrelerin fütursuzca bu hakarete sahip çıkması da, kadınlık üzerinden aşağılamanın onların gözünde alkışlanacak bir şey olduğunu gösteriyor. Bir toplumsal kesime, bir halka tehdit ve hakaret, sembolik değeri olan bir kadın siyasetçiye küfür yoluyla yapılıyor. Bunu destekleyenler veya göz yumanlar, kadınların ‘düşman’ addedildiğinde, siyasi çıkar için küfrün, cinsel şiddetin nesnesi haline getirilmesine açık veya örtük onay veriyor. İşte tam da bu, savaş siyasetinin erkek egemen yüzü. Tam da bu, hem Kürt kadınlarının örgütlü mücadelesini hedef alıyor hem de tüm kadınları cinsel şiddete açık hale getiriyor. Çünkü erkekler savaşı, çatışmayı kışkırtmak, karşısındakini düşmanlaştırmak, korkutmak, sindirmek istediklerinde önce bir kadına saldırıyorlar. Bu da barış ihtimalinin ve inşası süreçlerinin biz kadınların tamamı için neden önemli olduğunu bir kez daha gösteriyor.

Biz kadınlar sadece saldırıyı değil TFF’nin bu ciddi saldırı karşısındaki tavrını da kabul etmiyoruz. Bu konu, sadece 16 bin TL para cezasıyla kapatılabilecek bir konu değildir, üstelik kadınların haysiyeti bir merdiven boşluğuyla kıyaslanamayacak kadar değerlidir. Biz aşağıda imzası olan kadın ve LGBTİ+ örgütleri, 16 Aralık’tan bu yana gururla bir kadına söven erkeklerin tespit edilmesini talep ediyoruz ve haklarında suç duyurusunda bulunuyoruz. Kürt kadın siyasetçi kimliğiyle saldırıya uğrayan Leyla Zana’nın yanında olduğumuzu, hiçbir kadının küfrün ve şiddetin nesnesi olmadığı bir dünya için mücadeleye devam edeceğimizi ilan ediyoruz.”