Kamyaran tarlalarında çalışan kadınlar emeklerinin karşılığını alamıyor

Kamyaran’da tarlalarda çalışan kadınlar, sigortasız ve güvencesiz koşullarda uzun saatler emek harcıyor. Genç yaşlı demeden, uygun ekipman olmadan, yakıcı güneş altında çalışan bu kadınlar, yaşamlarını sürdürebilmek için mücadele veriyor.

ESRA AZİZİ

Kamyaran – Şehirlerin ve köylerin uzağında, her hasat mevsimi geldiğinde nohut, patates ve domates tarlalarına giden kadınlar var. Ekonomik bağımsızlıklarını sağlamak için yevmiyeyle çalışan bu kadınlar, çoğu zaman sigortasız, iş güvencesi olmadan ve düzensiz ücretlerle zorlu koşullarda emek veriyor. Uygun kıyafet ve ekipmandan yoksun şekilde, yakıcı güneşe, sert toprağa ve dikenli bitkilere karşı korumasız kalan kadınların bedenleri, yıllar süren ağır çalışmanın izlerini taşıyor.

Her yaştan tarım işçisi kadınlar

Tarım işçiliğinde yaşın sınırı yok. Geçimlerini sağlamak için gençler ve yaşlılar yan yana, aynı tarlada çalışıyor. Birçok bölgede kadınlar, hasat mevsiminin başlamasını gruplar halinde bekliyor; amaçları sadece bir günlük iş bulmak ya da gün sonunda hasattan küçük bir pay alabilmek. Domates tarlalarında çalışan kadınların çoğu 50 yaşın üzerinde. Keskin bitki çalılarından korunmak için ellerine eldiven, bellerine destek kemeri takıyorlar. Hayatları boyunca başka bir meslek edinme fırsatı bulamayan bu kadınlar, bugün sadece kollarının gücü ve topraktan öğrendikleri sabırla ayakta durmaya çalışıyor.

Emeğin karşılığı yok

Bu kadınlardan biri olan Zahra Nasiri, yaşadığı zorlukları şu sözlerle dile getiriyor:

“Günde altı yüz bin tümen kazanıyoruz ama bu, yaptığımız ağır işe göre çok yetersiz. Günde bir milyon verseler bile yetmez. Çünkü iş gerçekten çok zor. Ama başka çaremiz yok; ne doğru düzgün iş var ne de geçim kolay. Sabah erkenden çalışmaya başlıyoruz, yüzümüzden ter damlıyor. Sıcak ya da soğuk fark etmiyor bizim için. Çünkü ödenmesi gereken taksitler ve masraflar var. Borçlar birikmiş durumda. Altmış, yetmiş yaşında bir kadın mecbur kalmasa bu işi yapar mı? Kadınlar ve erkekler birlikte, sekiz saat tarlada çalışıyoruz. Üstelik altı saat de yolda geçiyor. Dinlenmeye neredeyse hiç vaktimiz kalmıyor.”

‘Daha iyi iş imkanımız yok’

Elleri toprak içinde çalışan bir başka kadın da, “Biz sürekli tarlaya gidiyoruz; annem, ben ve hatta çocuklarım bile. Ne öğle yemeği veriliyor ne de ulaşım sağlanıyor. Yemeğimizi yanımızda getiriyoruz, yol parasını da kendimiz ödüyoruz. Bu tarlalarda çalışanların çoğu kadın. Ama ne daha iyi bir iş bulma şansımız var ne de bu hayatı değiştirecek bir destek. Gücümüz yettiği sürece çalışmamıza izin veriliyor. Sonra unutuluyoruz. Ne sigortamız var ne emeklilik hakkımız. Barınağımız bile yok. Sadece toprağın kıyısında, sessizce acı çeken kadınlarız” diyor.