Özak Tekstil işçisi kadınlar: Kimse mücadeleden korkmasın

Özak Tekstil’de işçilerin baskı ve mobbinge karşı Riha’da başlattı direniş, İstanbul’da Özak Tekstil Holding önüne taşındı. İşten çıkarılan işçiler, “Kendimizle gurur duyuyoruz, bizi yalnız bırakmayın. Kimse mücadeleden korkmasın” mesajını verdi.

ELİF ÇETİNER

İstanbul- Riha’da 700 işçinin çalıştığı Özak Tekstil’de BİRTEK-SEN (Birleşik Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası) patronların ‘kırmızı çizgisi’ oldu. ‘İstenmeyen sendika’ ilan edilen BİRTEK-SEN’e işçilerin üye olması engellendi. Buna karşı direnen işçilerin ise işlerine son verildi. Aylarca Riha’da çalıştıkları fabrika önünde direnen işçiler, jandarma ve patron yandaşlarının şiddetine maruz kaldı, gözaltına alındı ama direnişten vazgeçmedi.

Sonuç alacakları güne kadar direnişi büyütme kararı alan işçiler 27 Kasım 2023 tarihinde Urfa Organize Sanayi Bölgesi’nde başlattığı direnişi ülkenin metropol kenti İstanbul’a taşıdı. İstanbul Zeytinburnu’nda bulunan Özak Tekstil Holding önünde direniş çadırı kuran işçiler, seslerini duyurmak için İstanbul’da faaliyet gösteren mağazalar önünde de eylemler yapıyor.

‘Özel hayatımı ihlal ettiler, bir de tehditler savurdular’

İşten atılan ilk işçilerden olan Seher Gülen ve Yıldız Bağcı yaşadıkları süreci NUJINHA’ya anlattı.

İşyerinde yaşadıkları baskı ve mobbing nedeniyle sarı sendika olan Öz İplik İş Sendikası’ndan ayrıldıklarını ve BİRTEK-SEN’e üye olduklarını anlatan Seher Gülen, hafta sonu mesai dışı bir saatte sendikanın toplantısına katıldığı için işveren tarafından özel hayatı ihlal edilerek işten atılmakla tehdit edildi. Seher Gülen o anları şöyle aktardı:

“Pazar günü toplantı yaptık, Pazartesi günü işveren beni odasına çağırdı ve ‘Seher sen hafta sonu ne yaptın’ diye sordu. Ben de’ izin günümde gezdim’ dedim ama bu sefer de toplantı yaptığımız yerin ismini söyleyerek bana imalarda bulundu ve aslında özel hayatımı ihlal etti. Ben altı aydır çalışmaya başladığım için herkesin içinde deneme sürecindesin yaptıklarına dikkat et sözleri ile bağırarak beni tehdit etti.”

‘Geri adım atmayacağız sözünü vermiştik’

     

İlk tehditlerin ardından çalıştığı süre boyunca mobbing ve baskının arttığına dikkat çeken Seher Gülen, “İşinize bakın, orada burada konuşmayın diye sürekli ikazlar arttı ve birkaç gün sonra birilerini işten çıkaracaklarını duyduk. Beklediğimiz bir durumdu. Sendika toplantımızda bu durumu konuşmuştuk ve geri adım atmayacağımız sözünü vermiştik” dedi.

“Çantam benden önce dışarı atıldı”

İş verenin bahaneler uydurarak sık sık işten atmakla tehditlerine devam ettiğini aktaran Seher Gülen, şunları ifade etti:

“Yaptığımız ürünleri sürekli kontrol etmemize rağmen bir ürünün ipini çekerek beni işten çıkarmak için bahane aradılar ama öyle olmadığını onlara ispatladım. İşin iptal edildiğini söylediler ama buna rağmen bize mesai yaptırdılar. Cumartesi geç saatlere kadar mesai yaptık ve pazartesi beni odaya çağırarak işime son verdiklerini söylediler, istifa dilekçemi yazmamı istediler. Buna itiraz ettiğimde de ‘sicilini bozarız’ tehdidi ile karşı karşıya kaldım. İstifa dilekçemi yazmadım, genel müdürü bekledim bu arada beni dışarı çıkardılar gördüm ki eşyalarım, çantam benden önce dışarı atılmış.”

‘Camiden bile kovulduk’

Seher Gülen’in işten atılması ile fabrikada direniş ateşi de yakılmış oldu. İşçiler hep birlikte iş bırakarak arkadaşlarının işten çıkarılmasına tepki gösterdi. İçeride başlayan baskının dışarıda artarak devam ettiğini vurgulayan Seher Gülen, “jandarmamız, kaymakamımız hatta iş mahkemesi bile bu sürece dahil oldu. Jandarmayı jandarmaya şikayet eder duruma geldik. Camiden bile kovulduk ama eylemimizi sürdürmek için direndik” dedi.

‘Bir devletimizin olmadığını öğrendik’

Riha’da kamu kaynakları da kullanılarak baskı ve müdahalenin arttığını belirten Seher Gülen, seslerini daha gür duyurmak için direnişlerini İstanbul’a taşıdıklarını anlattı. Riha ve İstanbul’da kurulan direniş çadırlarında özellikle kadınlardan büyük destek gördüğünü belirten Seher Gülen “Daha önce televizyonlardan izliyorduk eylemleri işçilere hak veriyorduk şimdi o işçilerin yerinde biz varız. Kendimizi hiç yalnız hissetmedik herkes destek oldu. Bu direnişi de yaşamamız gerekiyormuş yaşıyoruz. Önemli bir şey bu. Birçok şeyi öğrendik. En önemlisi de bir devletimizin olmadığını öğrendik” diye konuştu.

Seher Gülen kadınlara mücadeleyi büyütme çağrısı yaparken “İşçiler birlik olmalı. Bizim oylarımızla koltuklarına oturanların sistemi de değişecek. Kimse mücadeleden korkmasın” mesajını verdi.

‘Urfa sıcağında klimasız çalıştırıldık’

    
       
        

İşten atılan bir diğere direnişçi işçi de 4 yıldır çalışan Yıldız Bağcı. Riha’da bir kadın olarak yıllardır tekstil atölye ve fabrikalarında emeğiyle var olmaya çalışan Yıldız Bağcı, alın terinin hakkını istediği ve işten atılan arkadaşının uğradığı haksızlığa sessiz kalmadığı için onlarca arkadaşı gibi işten çıkarıldığını anlattı. Sürekli olarak hakaretlere maruz kaldıklarını aktaran Yıldız Bağcı, Riha gibi bir yerde yazın bile klimasız ortamlarda çalışmaya zorlandıklarını “İnsan muamelesi” görmediklerini söyledi.

‘İzin günlerinde fotoğrafları çekilerek tehdit edildiler

Sürekli olarak özel hayatlarının ihlal edildiğini belirten Yıldız Bağcı, “Bir kadın arkadaşımız dışarıda arkadaşları ile otursa fotoğrafları çekilerek ailesine göndermekle tehdit ediliyordu. Bir kadın arkadaşımız usta başı tarafından tacize uğradı, şikayet etti sonra ne oldu bilgilendirme yapılmadı” sözleriyle yaşadıkları süreci anlattı.

‘Kendimle gurur duyuyorum’

Direnişe başladıkları zaman aileleri ve çevresinde “Patronla savaşılır mı” sorusunu sık sık duyduklarını anlatan Yıldız Bağcı, direnişleri ile herkese cevap olduklarını “Bu benim ilk eylemimdi. Ailemin de desteğini aldım. Mücadele ettik. Şimdi kendimle gurur duyuyorum” dedi. Yıldız Bağcı da diğer işçi arkadaşları gibi haklarını kazanana kadar mücadeleden geri adım atmayacakları mesajını vurguladı.