toplum/yaşam

  • İranlı aktivistler kadın cinayetlerine karşı ortak mücadele çağrısı yapıyor 

    Ambargo, ekonomik kriz ve rejim baskıları nedeniyle nüfusu 80 milyonun üzerinde seyreden İran’da yalnızca Haziran ayında basın ve medya organlarına yansıyan haberlere göre 17 kadın yaşamını yitirdi. Kadın katliamları “intihar” olarak yansıtılırken, sadece 7 kadının en yakınları tarafından katledildiği resmi kayıtlara geçebildi. Neredeyse her kentten katliam haberlerinin geldiği İran’da kadınlar ne diyor?

  • İstanbul Sözleşmesi eylemine katılan mültecilere sürgün 

    Denizli'de İstanbul Sözleşmesi eylemine katıldıkları için günlerce göç idaresinde tutulan 3 İranlı mülteci hakkında adeta sürgün kararı çıktı.

  • Zaafaran Zayed yargılandığını bilmeden idama mahkum edildi! 

    Sana’daki bir Husi milis mahkemesi, aktivist Zaafaran Zayed ve eşine ölüm cezası verdi. Zaafaran, aldığı idam cezasına rağmen mücadele kararlılığını sürdürdüğünün altını çizerken, yargılandığını dahi bilmediğini söylüyor.

  • Her kurşun kadınlara sıkılıyor 

    “Deniz Poyraz’a kurşunu sıkan, bugüne kadar sıkılan her kurşun kadınlara sıkılıyor. Deniz Poyraz’ın şahsında yine kadınlar hedef alındı.”

  • Afgan kadınlar soruyor: Benim adım nerede? 

    Ortadoğu toplumlarında soy, boy, aile ağacı, aşiret velhasıl kadınlar kendini tanıtırken kullanılan isimler ataerkil soylu bir dil taşır. Afganistanlı 20 kadın kafa kafaya verip başlattıkları kampanya ile “Benim adım nerede?” diye hem soruyor hem de kadın soylu isimler istediklerini anlatmaya çalışıyor.

  • 4 Myanmarlı kadından Kore’de iltica başvurusu 

    Myanmar cuntası tarafından zulme uğradığını belirten dört Myanmarlı kadın, Kore'de iltica başvurusunda bulundu.

  • İsmail Ağaya 27 yıldır kayıp: Oğlumu istiyorum, kemiklerini istiyorum 

    Cumartesi Anneleri, bu hafta Özgür Ülke gazetesi dağıtımcısı İsmail Ağaya'nın akıbetini sordu. Anne Müfide Ağaya, “27 yıl geçti çocuğumu kuşlar mı götürdü. Ben oğlumu istiyorum. Kim gördüyse desin bana. Oğlumu istiyorum, kemiklerini istiyorum, kefenini istiyorum” dedi.

  • Kayıp Yakınları: 24 yıl geçti, failler bulunmadı, soruşturma yürütülmedi 

    Gözaltına alındıktan sonra infaz edilen ve cenazeleri Adıyaman’daki kimsesizler mezarlığına gömülen Atilla Korkmaz ve Mahmut Önerarı’nın faillerinin bulunup yargılanmasını isteyen İHD Diyarbakır Şubesi ve kayıplar yakınları, 24 yıla rağmen faillerin bulunması için etkin bir soruşturma yürütülmediğini belirtti.

  • Yasakların gölgesindeki Orşe’de koçerler asker ablukasında beriye çıkıyor 

    Doğal güzellikleri ile bilinen Yüksekova’da güvenlik gerekçesiyle birçok yaylaya girişler yasak. Bu yaylalardan biri olan ve dört dağ arasında bulunan Orşe yaylası da yerel halkın ziyaretine kapalı. Koçerler de asker ablukasında yaylalara çıkmak zorunda kalıyor.

  • Cumartesi Anneleri 846. Haftasında: Murat Aslan’ı katledenler yargılansın 

    Cumartesi Anneleri, bu kez gözaltında kaybedilen Murat Aslan cinayeti ile ilgili bir araya geldi. Devlet eliyle işlenen ve ispatlanan ilk cinayet olarak kayıtlara geçen Murat Aslan cinayeti ile ilgili sorumluların yargılanması için çağrı yapıldı.

  • 644’üncü haftada Yusuf Nergiz soruldu 

    İHD Diyarbakır Şubesi ve kayıplar yakınları, 644’üncü haftasında yine kayıplarının akıbetlerini sordu. Bu hafta Kulp ilçesinde kaybedilen 70 yaşındaki Yusuf Nergiz’in hikayesi anlatıldı.

  • Pulitzer gazetecilik ödülü yurttaş gazeteciye 

    Pulitzer gazetecilik ödülü bu yıl ABD’de George Floyd'un polis tarafından gözaltına alınırken katledildiği anları cep telefonunun kamerasıyla görüntüleyen Darnella Fraizer’e verildi.

  • Bir göç hikayesi: Köyümle birlikte anılarımı, çocukluğumu da yaktılar 

    Kulp’ta yakılan köylerinin ardından çocukları ile birlikte şehir merkezine göç etmek zorunda kalan Herdem Tantek, “Köyümle birlikte anılarımı, çocukluğumu da yaktılar. Bu sürgün içimde çok büyük bir yara bıraktı. Aradan 27 yıl geçti, ama o günün acısı da, yanık kokusu da dün gibi hala zihnimde” diyor.

  • Çalıştırılan çocuk sayısı 160 milyona ulaştı 

    Tüm dünyada çalışmak zorunda bırakılan çocukların sayısı ciddi oranda arttı. UNICEF ve İLO’nun raporuna göre çalıştırılan çocuk sayısı 160 milyona ulaştı.

  • Fas’ta 50 bin kadın şiddete maruz kaldı! 

    Fas Milli Güvenlik Genel Müdürlüğü ve Birleşmiş Milletler Kadın Ofisi'nin girişimiyle Rabat'ta "Şiddet Mağduru Kadınların Bakım Zorlukları" başlıklı bir çalışma yürütüldü. Fas’ta geçtiğimiz yıl kadına yönelik şiddet verileri de açıklandı. Veriler korkutucu ancak Faslı yetkililere göre verilerde düşüş var.

  • Savaşın ardından çalışma yaşamına katılan kadınlar dolandırıcılara karşı uyarıyor 

    Kuzey Suriye topraklarında Birleşmiş Milletler Koordinasyonu’na göre yaklaşık olarak 3 milyon insan temel ihtiyaçlarını karşılamak için insanı yardıma muhtaç şekilde yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Hayatın en mağdur kıldığı kesimin başında ise kadınlar geliyor. Hayatlarını bir şekilde yeniden inşa etmeye ve savaşın izlerini silmeye çalışan çok sayıda kadın ekonomik özgürlük arayışı sırasında dolandırıcıların tuzağına düşüyor. Savaş; yıkım, açlık ve yoksulluk getirmiyor, aynı zamanda toplumsal ahlaki değerlerin çöküşünün de yaşanmasına neden oluyor.

  • Şehir yaşamından uzak Andok’un eteklerinde iki göz evde yaşıyor 

    Yirmi yıldır okulların kapanmasıyla birlikte çocuklarını alarak Andok dağı eteklerinde inşa ettiği evinin yolunu tutan Sebırya İlbey, aylarca burada kalıyor. Kendi ihtiyaçlarını doğadan karşılayan, elektriği de güneş enerjisiyle elde eden Sebırya, zamanının çoğunu bahçesini ekip biçmekle geçiriyor.

  • Kayıp Yakınları: Turgut Yenisoy nerede? 

    Eylemlerinin 643’üncü haftasında 27 yıl önce kaybedilen Turgut Yenisoy’un akıbetini soran Kayıp Yakınları, yapılan tüm başvuruların da sonuçsuz kaldığına dikkat çekti.

  • “Kaç yıl geçerse geçsin kayıplarımız için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz” 

    Katledilen Kürt iş insanlarının faillerini soran Cumartesi Anneleri, “Kaç yıl geçerse geçsin; Savaş Buldan, Adnan Yıldırım ve Hacı Karay için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan, 146 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz” dedi.

  • Sohbet’in anlatımıyla 90’ların göç politikası: Yaşananlar dün gibi aklımda 

    Çocukların çığlık sesleri, kadınların göğü delen ağıtları, yakılan-yıkılan evler, yıkıntılar arasında yükselen dumanlar… Bir dönemin zorunlu göç politikaları kapsamında yakılan köyünden çıkmak zorunda kalan Sohbet Ay, köyünden uzak kalmaya sadece iki yıl dayanabildiğini söylüyor. Evini yeniden inşa ettiğini belirtirken, o günü asla unutamadığını kaydeden Sohbet, “Bir daha kimse bizi buradan çıkaramaz” diyor.