Umutlarını kutsal kubbelerde yeşertiyorlar

Êzidîler’in kutsal kubbeleri, onlar için umudun yeşerdiği yer. Kutsal olarak görülen buralarda Êzidîler, bir araya gelerek, paylaşımlarda da bulunabiliyor.

EVÎN ZENDA

Şengal – Doğa sırlar ve mucizelerle dolu bir yerdir. Geldiğimiz ve gideceğimiz gizemli yer. Bu yüzden rüzgar, yağmur, güneş, ay, yıldızlar, su, toprak ve ateş kutsaldır. Bu kutsalları koruyanlar hala var. Bu dağlarda yüzlerce köy, aşiret ve kabile var ki, bunların kimisi Şemsanî kimisi Adanî’dir. Yani güneşe tapan ve aya tapanlardır. Her topluluğun inandığı bir tanrı vardır. Bu tanrıların yeri de Êzidîlerin kutsal kubbeleridir. Kimi kubbenin başı yıldız, kimi güneş kimi ay olabiliyor. Kimi tanrı kadın, kimi erkek olabilir. Kimisi ikisi de olmayabiliyor.

Felsefenin, bilimin, kültürün deposu 

Bu toplum yeryüzünün en eski toplumu ve doğaya en bağlı toplumdur. Ölümü ve yıkımı tanımaz çünkü onlarda her şey canlıdır. Süresini dolduran bir canlı başka bir canlıya ruh veriyor, tıpkı sonbaharda kuruyup, ilkbaharda yeniden çoğalarak açan bir çiçek gibi. Ölüm, yeniden yaşamanın başka bir yoludur. Şölen ve yaslarını mezarlıklarda ölüleriyle birlikte yapar. Ölülerin baş ucunda onlarla yemek yerler. O ölülerde onlarla birlikteymiş gibi. Başka bir deyişle, bu toplum diğer tarafta felsefenin, bilimin, kültürün, tarihin ve inançların deposudur.

Yıllar sonra yapıldı

Yüzlerce yıl önce Tawîsê Şêx Hadî’nin 366 konağının bulunduğu Xalta ülkesinde bulunan bu kadim toplum, birçok yere yayılmış ve büyük bir kısmı Şengal dağlarında ve eteklerinde yaşamaktadır. Az da olsa Şengal'de yaşananları biliyoruz. Ama ya ondan öncekiler...? 74 ferman gören bu toplum belki yüzlerce fermana yaşamıştır. Her fermanda kahramanlık ve acı hikayeleri yaşanmıştır. Bu yüzden tıpkı Dara Helê, Dirêcê Köyü, Girê Buka, Gêre Qiraniyan, Helîqê, Hisên ve Xezalê kolları gibi bu dağların her bir tepesi ve vadisi, her ağacı ve kuyusu, her mağarası ve tepesinin bir hikayesi vardır. Sıraladığımız bu isimlerin hikayeleri hala dilden dile dolaşıyor. Quba Amadîn bu yerlerin ortasındadır. Bu kubbe yıllardan sonra ilk kez bu yıl yapıldı.

Fazla olanı paylaşıyorlar

Toplanma (Cima), Êzidî toplumunun kadim ve temel gelenek ve göreneklerinden biridir. Bu yol ve resim sonbahar mevsiminde kutlanır. Toplum, eskiden beri baharın gelişiyle birlikte tarıma ve hayvancılığa başlıyor. Sonbahara kadar doğaya yönelik büyük emek veriyor. Tüm sebze ve meyvelerini doğadan karşılıyorlar. Sonbahar geldiğinde ise fazla ürünlerini diğerleriyle paylaşırlardı. Her aşiret kendi kubbelerini ziyaret ederek, tanrılarına teşekkür eder, sonraki yıl için iyi umutlarını dile getirirlerdi. Cima’larda tüm Êzidî aşiret ve kabileleri buluşur, birlikte güzel vakit geçirir. Bu kültür geçmişten günümüze devam etmektedir. Herkes kendi imkanları doğrultusunda getirdiklerinden Kubbeleri koruyan Micêwir’lere verirlerdi. Yıl boyunca kubbeyi koruduklarından kaynaklı bu Micêwirler, yıl içerisinde elde edilen ürünlerle ödüllendirir.

Birkaçı yenilendi

Quba Amadîn adını bir kişiden almış. Amadîn’in kendisi Şemsani Şeyhidir. Bu kubbe yüzlerce yıldır var belki daha fazla. Eskiden şekli bu şekilde değildi. Eskilere Xirbik deniliyordu. Ancak daha sonra Musani olan Bişarê Meto adında bir kişi, onarıp şimdiki şeklini almasını sağladı. Şengal'de çok sayıda kubbe var, ancak birkaç tanesi yenilenmiş durumda. Amadîn de bunlardan biri. Bu nedenle Amadîn'in yolu ve resimleri diğer kubbelere göre daha eskidir. Her kubbenin bir sembolü var. Kimisi yılan, kimisi ceylandır. Amadîn Kubbesinin sembolü horoz. Bu yüzden Amadîn Şeyhleri horoz eti yemiyorlar. İnançlarına göre horoz güneşin doğuşunu müjdeliyor. Bu yüzden etleri yenilmiyor ve öldürülmüyor. Öte yandan Amadîn Şeyh’inden birini kardeş olarak kendisine benimsediğinde o kişi de horoz eti yiyemez.

Hala ilk basamağa basmayanlar var

Amadin Kubbesi diğer kubbeler gibi çok büyük değil. Bir odası tek bulunuyor. Tepesi güneş ışınlarının simgesi. Her kubbenin yanında kubbenin koruyucusu olarak bilinen bir selam vardır. Türbeyi ziyarete gittiğinde, önce kapının kenarını öpüp, basmadan geçilmeli. Bu bir saygı gösterme şeklidir. Şengal’de hala bulunan kimi yaşlılar bir eve girdiğinde evin giriş basamağına basmadan içeri giriyorlar. Peri, doğanın sembolü olan renkli bir kumaştır. Kutsal kubbelere giden her Êzidî bu kumaştan parça bağlayarak dileğinin gerçekleşmesini diler. Ondan sonra gelen kişi de o düğümden birini açar ki dilek tutabilsin. Buda o kişinin dileğinin kabul olması anlamına geliyor. Periler ve hilaller her yıl yenileniyor. Ancak kubbeler birkaç yılda bir yenileniyor. Kubbenin duvarlarına bir hamur konuluyor. Bu hamur 4-5 yılın umutlarını içeriyor.