Uğradıkları şiddete karşı boşanma kararı alan kadınlar destek bekliyor
Gazze’de kadınlar gördükleri şiddete karşı evli oldukları erkeklerden boşanma kararı aldıklarında toplumdan dışlanma korkusu yaşıyorlar. Bu konuda kadın örgütlerine çağrı yapan kadınlar "Psikolojik ve toplumsal destek sağlanmalı" diyor.
NAGHAM KARAJEH
Gazze – Toplumsal baskı en çok ataerkil toplumlarda ve kadın üzerinde yaşanıyor. Kadınlar; giyiminden yaşamına her alanda toplumun baskısı altında. Hayatlarına dair özgürce karar alamayan kadınlar erkek şiddeti ile yaşamaya zorlanırken, iradelerini geliştirerek her türlü baskıya göğüs gererek hayatlarına dair karar alan kadınlar ise toplum tarafından 'kötü kadın damgası' alıyor. Özellikle de erkek şiddetine, baskısına ve dayatılan köleliğe baş kaldırarak, boşanma kararı alan kadınlar toplumdan dışlanıyor, damgalanıyor. Toplumda 'dul damgası' alan kadınlar, aynı zamanda sosyal dışlanma ile de karşı karşıya kalıyor. Bu da beraberinde tecrit, depresyon ve psikolojik sorunları getiriyor.
‘Çetrefilli bir sorun’
Gazze Akıl Sağlığı Programı uzmanı Büşra Ebu Leyla, konuya dair şunları söyledi: “Damgalama kadınlara cinsiyet ayrımcılığı temelinde kötü muamele edilmesinin önünü açıyor. Ayrıca erkeğe öncelik ve ilgi gösterilmesini sağlıyor. Kadınların özgüvenlerini yitirmesine neden oluyor. Özgürlüklerine ve düşüncelerine bir takım kısıtlamalar getirilmesinin önünü açıyor” diyerek, kadın ve kız çocuklarının mirastan mahrum edildiğini de belirtti.
‘Gelenek ve görenekler sessizliğin önünü açıyor’
Büşra Ebu Leyla, kadınların toplumda boşandıkları için 'damgalandıklarını' belirterek, “Filistin'de gelenek ve görenekler nedeniyle boşanan kadın mirastan mahrum ediliyor. Birçok kadın ebeveynlerinden korktukları için boşanamadıkları gibi yaşadıkları şiddete sessiz kalmak zorunda kalıyor. Yine kadınlar, çevrelerinin kendilerine söyleyecekleri olumsuz ve kırıcı sözler nedeniyle de sessizliklerini korumak zorunda kalıyor” diye konuştu.
‘Yasalar kağıt üzerinde kalıyor’
Büşra Ebu Leyla, yasaların kağıt üzerinde kaldığını ve kadınları koruyamadığını vurgulayarak, “Tüm çabalara rağmen faillerin cezadan, şiddet ve kadın cinayetlerinden sorumlu tutulmaktan kurtulmasına olanak tanıyan bir dizi kanun var. Kadınların durumunu iyileştirmek için çıkan yasalar onları korumak için yeterli değil” diye belirtti.
'Damgalama öldürüyor'
Büşra Ebu Leyla sözlerini şöyle sürdürdü: “Damgalanmış kadınlar, değişen bir takım psikolojik baskılara maruz kalıyor. Ayrıca depresyon, tecrit ve ağır psikolojik rahatsızlıklara karşı daha savunmasız hale geliyorlar. Damgalamanın sosyal, ekonomik ya da psikolojik düzeyde bıraktığı adaletsizlikten kurtulmak için intihar yolu deneniyor. Bu anlamda kadınlar intihara sürükleniyor diyebiliriz. Bu nedenle durumun zorluğunun boyutunun belirlenmesi ve kontrol altına alınması için ilgili kadın kurumlarının hızla müdahale etmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Çifte şiddet
Özel bakıma muhtaç kadın ve kız çocuklarının toplumsal damgalanmaya karşı daha savunmasız olduklarına işaret eden Büşra Ebu Leyla, “Bu kesim aileye bağımlı görüldükleri için çifte şiddete maruz kalıyor. Bu nedenle miras, çalışma, eğitim gibi temel haklarından mahrum bırakılıyorlar. Bu kesimi sosyal düzeyde güçlendirmek, psikolojik ve manevi destek seansları sağlamak gerekiyor. Buna acil ihtiyaç var. Bir kadının yaşadığı çevre, onun ya başlangıç noktası ya da infazı oluyor. Çünkü kadınların bir aile üyesi tarafından zulüm gördüğü ve öldürüldüğü pek çok acı gerçek hikaye gördük” diye konuştu.
Boşanmaktan korkuyor
Evlendiği günden bu yana evli olduğu erkek ve ailesinin fiziksel ve sözlü şiddetine maruz bırakıldığını söyleyen 34 yaşındaki M.N. ise, “Evlendiğimden beri eşim ve ailesinin fiziksel ve sözlü şiddetine, taciz ve müdahalelerine maruz kaldım. Aileme şikayet ediyorum. Ancak ailem bana cevap olamıyor. Bu sorunun boşanmaya kadar gitmesinden korkuyorum. Boşanan kadına kötü gözle bakılıyor. Bu durum kadının ve ailesinin ömür boyu peşini bırakmıyor. Eşim uyuşturucu bağımlısı. Uyuşturucu alıp satmak için, altın ve mücevherlerimi aldı. Eşim uyuşturucu madde bağımlısı olduktan sonra daha çok şiddet görmeye başladım” dedi.