“Tüm kayıplar için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz”

Diyarbakır’da 1994 yılında kaybettirilen Necati Aydın’ın akıbetini soran kayıp yakınları, “Kaç yıl geçerse geçsin, Necati Aydın ile tüm kayıp ve siyasi cinayetlere kurban gidenler için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz” dedi.

Amed - İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” talebiyle 687’nci kez Koşuyolu Parkı'ndaki Yaşam Hakkı Anıtı önünde bir araya geldi. Eyleme kayıp yakınları, İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan ve sivil toplum örgütleri katıldı.

Bu hafta Diyarbakır’da 4 Nisan 1994 yılında kaybettirilen Tüm Sağlık-Sen kurucularından olan Necati Aydın’ın hikâyesi paylaşıldı. Necati Aydın’ın hikâyesini İHD Kayıp Komisyonu üyesi Fırat Akdeniz okudu.

Ağır işkencelere maruz kaldı

Necati Aydın’ın Tüm Sağlık-Sen kurucuları arasında yer aldığını belirten Fırat Akdeniz, Necati Aydın’ın aynı zamanda Diyarbakır Sağlık- Sen kuruluş yönetiminde yer aldığını ve ilk şube başkanı olduğunu hatırlattı. Sendikal örgütlenmede aktif rol alan Necati Aydın’ın toplumsal mücadele alanında ciddi katkıları olduğunu söyleyen Fırat Akdeniz, “Necati Aydın sendikal mücadelede aktif kimliğinden dolayı üç kez gözaltına alınır. Her gözaltı esnasında ağır işkencelere maruz kalır. 1992 yılında gözaltına alındıktan sonra gördüğü ağır işkenceler sonucu ‘böbrek ezilmesi’ teşhisiyle Dicle Üniversitesi Hastanesi’nde uzun bir süre tedavi görür. 1993 yılında ise Çorum’a sürgün edilir” ifadelerinde bulundu.

Girdiği adliyeden bir daha çıkmadı

Necati Aydın’ın 27 Mart 1994 tarihinde Diyarbakır’da bir akrabasında misafir olarak kaldığını, eşi ile misafir olarak kaldıkları evin ev sahipleri ve 5 yaşındaki çocuğun da kolluk kuvvetleri tarafından gözaltına alındığını kaydeden Fırat Akdeniz, “Olaydan dört gün sonra Necati Aydın’ın eşi ve beraberinde gözaltına alınanlar serbest bırakılır. Necati Aydın 4 Nisan 1994 tarihinde sabah saatlerinde Devlet Güvenlik Mahkemesine (DGM) götürülür. Necati Aydın o gün duruşma salonunda gördüğü tanıdık avukatlara ‘beni mahkeme serbest bıraktı ama polisler bırakmıyor’ der. Serbest bırakıldığı halde o gün adliye kapısında saatlerce bekleyen ailesi ve akrabaları dâhil hiç kimse Necati Aydın’ın adliyeden çıktığını görmez ve o günden sonra bir daha Necati Aydın’dan haber alınamaz” dedi.

İşkence ve darp izleri!

Necati Aydın’ın ailesinin 5 Nisan 1994 tarihinde Diyarbakır savcılığına başvurarak bilgi almak istediğini, ancak kendilerine Necati Aydın’ın ‘serbest bırakıldığı’ bilgisi verildiğini aktaran Fırat Akdeniz, sözlerine şöyle devam etti:

“Akabinde ailenin avukatı savcı ile görüşme yapmış ve savcıdan ‘muhtemelen PKK’ye katılmaya gitti’ cevabını almıştır. Aile 8 Nisan 1994 tarihinde savcılıkla yaptığı görüşmede ise ön kapı dışında sadece polislerin kullanabildiği tek bir arka kapı olduğu cevabı verilmiş ancak yine Necati Aydın’ın akıbetine ilişkin bilgi verilmemiştir. Necati Aydın’ın cenazesi 9 Nisan 1994 tarihinde Silvan yolu üzerinde, Kâğıtlı Jandarma Karakolu yakınlarında iki kişiyle birlikte bir tarlada bulunur. Cenazesi Diyarbakır Devlet Hastanesi’ne getirilir. Otopsi işlemi sırasında vücudunda birçok işkence ve darp izleri olduğu, ensesinden tek bir kurşunla öldürülmüş olduğu tespit edilir.

AİHM Türkiye’yi mahkum etti

Necati Aydın’ın ailesi iç hukukta çözüm bulamadığı için AİHM’e başvuru yapar. Yapılan başvuru neticesinde AİHM, ‘yaşam hakkına müdahale etmek, olguların belirlenmesinde tüm olanakları sağlama yükümlülüğünü ihlal etmek, etkin soruşturma yürütmemek ve öldürülmeden önce işkence yapmak’ suçlarından Türkiye’yi mahkûm etmiştir. Daha önemlisi ise Türkiye’nin AİHM’e yardımcı olmamasından dolayı sözleşmenin 38’inci maddesinden ayrıca mahkûm olmasıdır.

“Adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz”

İtirafçı ve JİTEM elemanı olan Abdulkadir Aygan 2004 yılında verdiği bir demeçte; emniyetten gelen bilgi üzerine DGM tarafından serbest bırakılacak olan Sağlık-Sen Diyarbakır Şubesi’nin üç üyesi Necati Aydın, Mehmet Ay ve Ramazan Keskin’in adliye çıkışında aldıklarını, yapılan sorgularının ardından Silvan yolunda bir araziye götürdüklerini anlatır. Açıklamalarının devamında ise gözleri kapalı olan gençlerin ellerini arkadan bağladıklarını, yan yana diz çöktürdüklerini ve komutan Abdülkerim Kırca tarafından enselerinden birer el ateş edilerek infaz edildiğini anlatır. Kaç yıl geçerse geçsin, Necati Aydın ile tüm kayıp ve siyasi cinayetlere kurban gidenler için adalet istemekten asla vazgeçmeyeceğiz.”

Okunan açıklamanın ardından Necati Aydın ile diğer tüm kayıp ve faili meçhul meçhuller için 1 dakikalık oturma eylemiyle eylem sona erdi.