Nevin Oyman: Şüpheli ölümlerde kadın kurumlarına büyük görev düşüyor

Son dönemlerde “intihar” adı altında yaşanan şüpheli kadın ölümlerine dikkat çeken Rosa Kadın Derneği Üyesi Nevin Oyman Girasun, “Şüpheli ölümlerde ilk görev yargıya düşüyor, ama örnekler ortada. Bu da ‘intihar’ adı altında dosyanın kapatılmasına neden oluyor. Sistem erkekten yana, sistem hiçbir şekilde kadından yana değil” diyerek, kadın kurumlarına büyük sorumluluklar düştüğüne işaret etti.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Amed – Son 20 yılda binlerce kadının katledildiği Türkiye’de gerek yargı eliyle gerekse de hükümetin politikaları nedeniyle bu sayı giderek artıyor. Kadın odaklı haber yapan Jinnews’in verilerine göre sadece Haziran ayında 26 kadın katledildi, 17 kadın şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi, 2021’in ilk 6 ayında ise en az 144 kadın katledildi. Özellikle son aylarda şüpheli kadın ölümleri yoğun yaşanırken, çoğu “intihar” olarak kayıtlara geçiyor ve savcılıklar dosyaları bu şekilde kapatıyor. Ancak kadınların ve ailelerin mücadelesi sonucu yeniden açılan dosyalarda işin aslının “intihar” değil, cinayet olarak ortaya çıkıyor. Tıpkı Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde yaşayan ve “intihar” adı altında şüpheli bir şekilde yaşamını yitiren Ayşe Tayurak olayında olduğu gibi. Diyarbakır’da bulunan Rosa Kadın Derneği, Ayşe Tayurak’ın kızının “intihar değil, cinayet” açıklamasının hemen ardından harekete geçmiş ve olayın gerçek yüzünün açığa çıkması için ilçede yapılan basın açıklamasına katılmıştı.

“Sistem erkekleri cesaretlendiriyor”

Rosa Kadın Derneği Üyesi Nevin Oyman Girasun, yaşanan şüpheli ölümlerin detaylarına inildiğinde çok farklı ayrıntıların ortaya çıktığına dikkat çekiyor. Sistemin makul kadın profillerine uymayan bütün kadınlara ölümü hak olarak gördüğünü söyleyen Nevin Oyman Girasun, son süreçte toplumda böyle bir algı yaratılmaya çalışıldığını ifade ederek, “Sistemin söylem ve politikaları erkekleri cesaretlendiriyor. Sistem cinayet işleyen erkeği yasaları ile koruma altına alabiliyor. Bu cezasızlık politikaları erkekleri kadını öldürmeye teşvik ediyor. Bu şekilde erkekler kadınları çok rahat bir şekilde katletme cesareti alabiliyor” dedi.  

“Şüpheli ölümler yeterince araştırılmıyor”

Son dönemlerde kadın katliamlarının “intihar’ adı altında anılmaya başlandığına dikkat çeken Nevin Oyman Girasun, ölümlerin iç yüzünün araştırılmadan unutulmaya çalışıldığını söyledi. Her ölümün arkasında bir cinayet ihtimalinin olduğuna değinen Nevin Oyman Girasun, “İntiharlar ile ilgili şunu söylemek gerekiyor. Bir kadının intihara sürüklenmesi de olayın arka yüzünde olması da cinayettir. Bu olayın da iç yüzünün araştırılması gerekiyor. Kadının ölümü her daim hak görülüyor. Olay yerine ilk gelen kolluk kuvvetleri yeterli bir şekilde delil toplayıp olay araştırması yapmıyor. Bazen geç kalınıyor, bunlar olduğundan dolayı soruşturmalar eksik ve yetersiz bir şekilde yürütülüyor. Şüpheli ölümlerde ilk görev yargıya düşüyor, ama örnekler ortada. Bu da intihar adı altında dosyanın kapatılmasına neden oluyor. Sistem erkekten yana, sistem hiçbir şekilde kadından yana değil. Yaşanan bu olaylarda bize bunu çok net bir şekilde gösteriyor” ifadelerinde bulundu.  

“Kadın kurumlarına büyük sorumluluk düşüyor”

Devletin yargı ve tavırları ile erkeğin yanında olduğunu gösterdiği bu süreçte kadın kurumlarına büyük sorumluluk düştüğünü belirten Nevin Oyman Girasun, sözlerine şöyle devam etti: “Bu süreçte yasalar kadının arkasında asla durmadı, kadını korumadı. Bu da olunca kadınlar kendini yalnız hisseti. Kadınlar yerine erkekleri korudular. Bu anlamda son süreçte en çok kadın kurumlarına sorumluluk düşüyor. Şüpheli ölüm olaylarına baktığımızda bunların intihar olmadığını görüyoruz. Genelde bu süreçte fail de eş oluyor. Devlet, yasa, sistem belki bu anlamda kadına güven vermiyor, ama kadın kurumlarının bu süreçte kadınların yalnız olmadığını göstermesi gerekiyor. Kadınlar ölümü hak etmiyor, biz her şekilde yaşamayı hak ediyoruz.”

“Tasarı devletin erkeğin yanında durduğunun tasarısıdır”

Son çıkan 4. Yargı Paketi’ne dair de konuşan Nevin Oyman Girasun, “Yeni çıkan yasa tasarısında tecavüzlerde ‘somut delil’ isteniyor. Kadınlar zaten tecavüz edildiğinde bir travmaya maruz bırakılıyor. Bir de kadınlar bunun ispatına zorlanıyor. Bu durumda ne olacak. Kadın tecavüzleri yaratılan bu sistemden kaynaklı çoğalacak. Bu yasa tasarısı devletin erkeğin yanında durduğunun yasa tasarısıdır” ifadeleriyle çıkarılan tasarıya da tepki gösterdi.