Mitra, hikayesini yeniden yazıyor

İran’ın başkenti Tahran’da babasının taziyesine gelen erkeğin tecavüzüne uğrayan Mitra, zorla evlendirildiği tecavüz faili erkeğin bu kez büyük oğlunun cinsel saldırısına maruz kalır. Yıllar süren sistematik şiddet sonucu boşanmaya karar veren Mitra, şimdi çalışarak ayakları üzerinde duran güçlü bir kadın. Mitra’nın tek isteği ise çocuklarını alabilmek ve özgür bir yaşam sürmek.

SEMİRA SALAVATİ

Haber Merkezi - Cinsel saldırı sonucunda mahkemeye giderek davacı olmak bir yana tecavüz failleri ile evlendirilen kadınların dünyasına gözlerini açan kadınlardan yalnızca biri İranlı Mitra. 2001 yılında babasını kaybettiğinde taziye için evlerini ziyaret eden bir erkek tarafından tecavüze uğramasının ardından evlendirildiğini anlatıyor. Üstelik Mitra, hiç tanımadığı bu erkeğin Afganistanlı olduğunu dahi evlendirildikten ve Herat’a götürüldükten sonra öğrendiğini söylüyor. İran’ın başkenti Tahran’da kuaförlük yaparak geçimini sağlamaya çalışan Mitra, zorla evlendirildiği erkekten yıllar sonra ayrıldığını, ancak dünyaya getirdiği iki çocuğunu almanın mücadelesini verdiğini ekliyor sözlerine.

Taziyeye gelen erkeğin tecavüzüne maruz kaldı

Mitra’nın acı hikayesi babasını kaybetmesinin ardından başlıyor. Tarih 2001 yılını gösterdiğinde Mitra babasını kaybediyor ve ardından yaşamını alt üst eden olaylar zinciri birbirine eklenmeye başlıyor. Mitra, evlerine babasının taziyesi için ziyarete gelen erkeklerden biri tarafından cinsel saldırıya maruz bırakılıyor. Ailesinin öğrenmesi üzerine ise evlendiriliyor!  “Babamı kaybettiğimde yapayalnız gibiydim. Annem çalışıyordu ve ağabeyim ise kendisini alkole vermişti. Evde yalnızca benden küçük kardeşim ve ben kalıyorduk. Taziyeye gelip gidenlerle ilgileniyordum. Tecavüze uğradığımı önce kimseye söyleyemedim. Ziyaretimize gelen adam babamın bir arkadaşıydı ve ailemiz ile de yakından ilgilenmeye başlamıştı, niyetinden kimse şüphe etmedi. Bir kaç kez gelip gittikten sonra bir akşam saat geç olduğu için annem kalmasını istedi ve o adam bana tacavüz etti. Annemde gece yarısı kapımın açık olduğunu ve bir şeyler olduğunu anladı...” diyerek, yaşananları anlattı.

“Kaçmamam için Afganistan’a götürüldüm”

Başına gelenleri kabul etmekte zorlandığını söyleyen Mitra, ailesinin kendisine, “Yapılacak başka birşey yok evleneceksiniz” demeleri üzerine evlendirildiğini söyledi. Mitra, “Cinsel saldırıya uğramam bir yana bu tecavüz faili ile evlendirildim. Düğünden sonra evine götürdü beni. Evliydi, nerdeyse benim yaşımda çocukları vardı. Hiç birşeyi bilmiyordum hakkında. Geri evime dönmek istedim ama beni orada zorla tuttular. Kaçmamam için Tahran’dan Afganistan’ın Herat bölgesine götürüldüm” dedi.

Üvey oğlunun da tecavüzüne uğradı

Çocuklarını Afganistan’da dünyaya getirdiğini dile getiren Mitra, sözlerine şöyle devam etti: “Daha sonra tekrar Tahran’a götürüldüm. Tecavüz faili ile zorla evlendirildiğim erkek burada madde bağımlısı oldu ve ardından işkence başladı. İşkenceler gittikçe artıyordu. Evde olmadığı zamanlarda ise diğer eşinden olan oğlunun tecavüzü de üzerine eklendi. Evde olmadığı ya da uyuşturucu kullanıp sızdıktan sonra büyük oğlu bana saldırmaya başladı. Söyledim... Ama kimse kabul etmedi, hatta üzerine tecavüze uğrayan ben olmama rağmen ölesiye dövüldüm. On beş yıl boyunca o erkekle yaşadım ve büyük bir işkence yaşadım. Sonunda boşandım...”

Nikahı resmi değilmiş!

Mitra’nın boşanması onun için büyük bir zaferdi, ancak hayatın karşısında kazandığı zaferinin tadına varmadan yaşadığı şok ise İranlı olmayan biri ile evli olması nikahının resmi olmaması anlamına geldiğini öğrenmek oldu. “Nikahımız resmi değlimiş. İranlı olmayan biri ile evlenmek yasadışıymış ve şu anda ben bu adamla evli olduğumu, çocuklarımın olduğunu, çocukların bana ait olduğunu kanıtlayamıyorum” diyerek, çocuklarını yanına almanın mücadelesini verdiğini dile getirdi.

“Özgürce yaşamak ve çocuklarıma kavuşmak istiyorum”

Binbir zahmetle ve işkenceler altında büyüttüğü kızlarının kimliği yok Mitra’nın, şu anda çocuklarına kimlik çıkarabilmek ve onları okutabilmek istiyor. Kuaförlük yaparak geçimini sağlamaya ve ayakları üzerinde durmaya çalıştığını anlatan Mitra, “15 yıllık işkence bittikten sonra kimse yüzüme bile bakmadı boşandığımda. Günlerce ekmeksiz, yemeksiz aç kaldım. Kuaförlük yapmayı öğrendim, şimdi hem çalışıorum hem de iş yerinde kalarak hayatımı idame ettiriyorum. Açlıktan ölmem ama işkence ile neredeyse defalarca ölüm sınırına geldim. Özgürce yaşamak ve çocuklarıma kavuşmak istiyorum” diyerek, hayat mücadelesinin özetini anlattı bize.