Mısır’daki geri geleneksel ölçüler kadınların yaşamına mal oluyor

Mısır’da kadınlar evlendiklerinde evli oldukları erkeğin ailesi ile birlikte yaşamak zorunda. Bunu kabul etmedikleri taktirde hem mirastan hem de birçok haktan mahrum bırakılıyor. Konuyu değerlendiren uzmanlar, evlenen kadınların bir süre sonra eşinin ailesiyle şiddetli geçimsizlik yaşadığını bu durumun kimi zaman kadın katliamlarına ve intihara sürüklenme gibi sonuçları doğurduğuna dikkat çekti.

NERMİN TARIQ

Kahire – Mısır’da geleneklere göre kadınlar evlendiklerinde eşlerinin ailesi ile birlikte yaşamak zorunda. Bir süre sonra ayrı yaşamak isteseler bile aileler buna izin vermiyor. Bu dayatma ile birlikte aile içinde şiddetli geçimsizlikler yaşanırken, dayatılan bu gelenek nedeniyle kadın katliamları ve intihar vakaları yaşanıyor. Konu hakkında değerlendirmelerde bulunan Gelişim Uzmanı Basma Selim, “Mısır kırsalında evlenmek isteyen çiftler ayrı yaşamak istediğinde mirastan mahrum bırakılıyor. Aile onun düğününü yapmıyor ve onunla ilişkilerini kesiyorlar. Bu nedenle evlendikten sonra da erkek ailesi ile birlikte kalmaya mecbur kalıyor” dedi. Bu durumun aile içi şiddet oranını arttırdığına dikkat çeken Basma Selim, Tov köyünde eşi tarafından katledilen kadın ile Haziran ayından evli olduğu erkek tarafından öldürülen diş doktoru bir kadını örnek verdi.

“Ekonomik nedenler mecbur bırakıyor”

Menoufia Üniversitesi Sosyoloji profesörü doktor Camal Hamad, kadına yönelik artan şiddete ilişkin, “Aile içindeki şiddet nedeniyle bir çok kadın sakat kalmış ve kalıcı hasarlarla karşı karşıya kalmıştır. Kadınlara, evli oldukları erkeklerin annelerinin sözü dinlemesi için öğütler veriliyor. Köylerde küçüklerin büyüklerinin sözünü dinlemek zorundalar, böyle bir gelenek var. Bu durumun yanı sıra, aile içindeki yaşam büyük sorunlarla dolu olduğu biliniyor” diye belirtti. Camal Hamad, “Ekonomik koşullar gençlerin aileleri ile birlikte kalmaya zorluyor” diyerek, “Evlilik masrafı çok fazla. Erkekler bu nedenle tek başına evlenemiyor. Bu nedenle babalarından destek alıyor. Baba ondan ayrı yaşayacak oğlunu ret ediyor ve yardım etmiyor” diye konuştu.

“Yaşam cehenneme dönüştü”

Tahla köyünden olan 35 yaşındaki Wefa Semir ise, evlendikten sonra evli olduğu erkek ile birlikte Kuveyt’e gittiklerini ve 3 yıl sonra geri döndüklerini söyledi. Döndüklerinde eşinin annesinin evinin yanında kendilerine ev yaptıklarını söyleyen Wefa Semir, “O günden sonra yaşam bizim için cehenneme dönüştü. Eşimin ailesi sürekli yaşamımıza müdahale etmeye başladı. Eşimin eve getirdiği meyve ve sebzelere de karışılarak ‘para harcama’ deniliyordu. Birlikte yemek yememize izin verilmiyordu, sürekli eşimin ailesiyle yemek yemek zorundaydık. Bu durum bir süre sonra kavgalara dönüştü” ifadelerinde bulundu.

Yaşadıklarını anlattılar

40 yaşındaki Ruqeya Ebid Hafiz da, yaşadıklarını anlatarak, “Boşanamam. Çünkü babam açık bir şekilde bana dedi ki ‘boşandığında tek başına eve gelirsin. Çocuklarına tahammül edemem’ dedi. Bu adet de çocukların aileleri tarafından kabul edilmediğini gösteriyor” dedi.

 Fatima Mihsin ve Samiya Mihemed adındaki kadınlar da yaşadıkları zorluklara işaret etti.