Mart Simon Kilisesi’ni sığınakları yaptılar: Topraklarımızı terk etmeyeceğiz
Hayata gözlerini Til Temir'e bağlı Til Cuma köyünde açan 77 yaşındaki Meryem Yaqo, işgalcilerin köyü bombaladığında Mart Şimoni Kilisesi’ne sığındıklarını ifade ederek, topraklarını hiçbir zaman terk etmeyeceklerini söyledi.
SORGUL ŞÊXO
Hesekê - Mezopotamya topraklarında yaşayan Süryani halkı, Kuzey Kürdistan’da, Irak ve hatta Suriye genelinde hegemonik güçlerin politikaları nedeniyle katliamlara, soykırımlara ve saldırılara maruz kaldı. Sefo katliamından kurtulan Süryaniler, Suriye'ye kaçarak Habur Nehri kıyılarına yerleşti. 20. yüzyılda 1913 öncesi katliamlarla karşı karşıya kalan Süryaniler, günümüzde hala saldırılara maruz kalıyor. 9 Ekim 2019'da Türkiye, Serêkaniyê ve Girê Spî bölgelerine yönelik bir işgal başlattı. Bunun sonucunda şehirler ve yüzlerce köy işgal edildi. Ayrıca kilise ve camilere yönelik kirli politikalarda yürütüldü. Hesekê kantonuna bağlı Kuzey ve Doğu Suriye'nin Til Temir ilçesine bağlı Til Cuma köyünde, Habur Nehri kıyısında yaşayan Süryaniler, Türkiye’nin hava saldırısı ve bombardıman tehlikesi altında yaşıyor. Geçtiğimiz günlerde işgalciler tarafından bombalanan Til Cuma köyünde, köy mezarlığı, okullar ve evler ağır hasar gördü. Çin halkının köyü olarak da bilinen Til Cuma köyünde daha önce 400 hane vardı. Köy ağır saldırılara maruz kalınca köylüler, köyü boşalttı ve şuan köyde 8 kişi yaşıyor. Köyde kalan sekiz kişiden biri olan 77 yaşındaki Maryam Yaqo, köydeki durumu ajansımıza anlattı.
"Saldırılar sonucunda köy çöle döndü”
Maryam Yaqo, köylerinde eskiden çok sayıda insanın yaşadığını, ancak şuan köyün bir çöle dönüştüğünü söyleyerek, “Hayata gözlerimi bu köyde açtım. 77 yıldır köyü terk etmiyorum, acımı ve sevincimi bu köyde yaşadım. Bizim köyümüz cennetten daha güzel ve insanlarıyla daha güzel bir yerdi ama sonra El Nusra çeteleri, IŞİD ve işgalci Türk devletinin saldırılarıyla bu durum değişti. Köyde küçüğünden büyüğüne kadar herkes çalışıyordu ve Habur Kıyısında bulunan bu köyde çok zeki ve çalışkan insanlar yaşıyordu” diye duygularını ifade etti.
"İşgal insanların hayatını çok kötü etkiledi"
İşgalin halk üzerindeki olumsuz etkisine değinen Maryam Yaqo, işgalcilerin köylere, insanlara ve çiftçilere zararının çok büyük olduğunu söyledi. Topraklarının işgal altında olduğu için ekip, biçemediklerini kaydeden Maryam Yaqo, insanların ve hayvanların topraksız yaşayamadığını ve çobanların koyun otlattığı için zor durumda olduğunu belirtti.
"Mart Simon Kilisesi’nde saklanıyoruz "
Bombardıman anlarını ve kendini nasıl savunduğunu anlatan Meryem Yaqo, "Bir keresinde köy üzerinde ağır bir bombardıman gerçekleştirilirken çaresiz kalıp Til Temir'e gittik ancak birkaç gün sonra geri döndük. Göç, çok acı verici bir şey ve her insan bu acının üstesinden gelemez. O yüzden şuan köyümüzdeyiz. Başka topraklarda ölmektense kendi köyümde ölmeyi tercih ederim. Ölümden kaçacak mıyız? Hayır, günü gelen nerede olursa olsun ölür ama ölümden ölüme fark vardır. Bombardıman başladığında kendimizi korumak için ya evimizde ya da Mart Simon Kilisesi'nin içinde saklanıyoruz. Bombardıman olmadığında herkes işinin başında ve normal hayatına devam ediyor. Biz zaten bayramlarımızı burada kutluyoruz. Durum ne kadar zor olursa olsun, kadim kültürümüzü her zaman koruyacağız” dedi.
"Kilise çanı bombardıman seslerini bastırıyor"
Meryem Yaqo, Mart Simon Kilisesi’nin çanının top sesinden daha yüksek olduğunu belirterek, “Her sabah saat 08:00 ve 17:15'te kilise çanı çalıyor ve insanlar dua ediyor. Mart Simon Kilisesi'nin çanının sesi insansız hava araçları ve bombardıman sesinden daha yüksek. Kilise çanını çalmadığımız bir gün yok. Dünya yıkılsa dahi hatta ne olursa olsun o zil çalacak ve düşmanımızın sevinmesine izin vermeyecek” diye konuştu.
“İşgalciler camilerimize ve kiliselerimize dokunamaz”
İşgalcilerin cami ve kiliselerine girmesine izin vermeyeceğini söyleyen Maryam Yaqo, dinlere karşı işlenen ihlallere dikkati çekerek, “Türk devleti neden camilerimizi ve kiliselerimizi hedef alıyor, bu yerler ibadet yeridir ve savaşlarda bunlar ihlal edilmemelidir. 77 yaşındayım şu ana kadar burası benim vatanım diyen bir Türk görmedim, Türk devleti burada ne yapıyor ve neden bizi hedef alıyor? Daha önce bize karşı soykırım politikaları gerçekleştirdiler, sonra topraklarımızı böldüler şimdi de aynısını yapmak istiyorlar. Bu işgali, kabul etmiyoruz" dedi.
"İşgalcilere geçit vermeyeceğiz"
Meryem Yaqo,"Mart Simon Kilisesi'nin kapısını kapatmıyoruz ve her sabah o zil çalacak. Eğer kilise kapısı kapatılırsa ve zil çalmazsa köyde kalmamızın bir anlamı olmaz. Burada sadece köyü izleyip işgalcilerin ihlallerine bakıp susacak mıyız? Yaşadığımız sürece işgalcilerin kutsal topraklarımızı kirletmesine izin vermeyeceğiz. Kilise çanının sesi, her zaman duyulacak ve yükseltilecektir" diyerek konuşmasını sonlandırdı.