Majda Süleyman: Kadın sünnetine karşı toplumsal farkındalık yaratılmalı

Mısır Kadın Sorunları Vakfı Sağlık ve Üreme Hakları Programı Direktörü Majda Süleyman, Mısır’da devam eden “kadın sünneti’ne” karşı özellikle sivil toplum kuruluşlarının farkındalık çalışmalarını yürütmesi gerektiğini söyledi.

ASMAA FATHI

Kahire- Özellikle Ortadoğu ülkelerinde uygulanan “kadın sünneti”, kadınların yaşamında hem psikolojik olarak hem de fiziksel olarak onarılamaz sorunlara yol açıyor. Mısır’da faillere uygulanan cezalara rağmen anne ve babalar sünneti bir zorunluluk olarak görüyor ve uygulamadan vazgeçmiyor. Kadının insan haklarını hiçe sayan sünnet uygulamasına maruz kalanlardan biri olan Salama, "Yıllarca acı çektim ve evlilik fikrini kabul etmedim. Tekrar bir psikiyatriste gittim ve o da bana krizin sünnet olayından kaynaklandığını söyledi” dedi.

‘Kadınlarda onarılamaz yaralar açıyor’

Babasının çok acımasız olduğunu anlatan Salama, “Annemin çok ağlamasına rağmen ve sünnet olmamı kabul etmemesine rağmen babamın zoruyla sünnet ettirildim. Bir erkek arkadaşım oldu ancak onu da evlenmeden iki ay önce terk etme kararı aldım.  Sebebi yoktu ve bu durumun sünnetten kaynaklandığını anladım. Psikiyatri kliniğine giderek bu durumdan kurtulmaya çalıştım. Bunun üstesinden gelmeyi umdum. Sünnet uygulaması kadınlarda onarılamaz yaralar açıyor. Sünnet uygulaması birçok korkuyu doğuruyor” ifadelerinde bulundu. 

‘Sünnet olmayan bir kız çocuğuna kötü gözle bakılıyor’

Her yaştan kadın, çocuklukların yaşadıklarını, özellikle de sünnet uygulamasını unutmuyor. 62 yaşındaki başka bir kadın da yaşadıklarını şöyle anlattı: “Bana sünnet olacağımı söylediklerinde çok mutlu oldum. Çünkü bize yasak olan birçok oyunu oynayabileceğimizi söylüyorlardı ve bizi bu şekilde kandırıyorlardı. Annemin gözlerinde korku vardı ve karışık duygular içindeydi. Teyzem ve amcam ona teselli veriyordu. Çevremdekilerin ve sünneti yapan kadının bakışlarını hala hatırlıyorum. Korkunç aletlerle ve sahte anesteziyle sünnet ettiler. Bugün bile düşününce aynı acıyı çekiyorum. Sünnet uygulamasının sürdürülmesinin nedeni ise bilgisizliktir. Herkes etrafındakilerden korktuğu için çocuklarını sünnet ediyor. Sünnet olmayan bir kız çocuğuna kötü gözle bakılıyor ve eş olarak kabul edilmiyor. Konu daha geniş bir farkındalık gerektiriyor. Eşimin kızlarımı sünnet etmesine engel olamadım ve ısrarcı olamadım.”

Etkisi uzun yıllar sürüyor

Mısır Kadın Sorunları Vakfı Sağlık ve Üreme Hakları Programı Direktörü Majda Süleyman da, kadınlarla gerçekleştirilen tartışma ve diyalog oturumlarında sünnetin kadınlar üzerindeki etkisinin boyutunu hissettiğini belirterek, “Yaşları 40, 50, 60 yıl arasında değişse de, sanki bugün oluyormuşçasına, yaşadıklarını tüm detaylarıyla anlatıyorlar ve sünnet edildikleri günün duygusunu unutmuyorlar. Bazı kadınlar, namus, kişisel hijyen gibi birçok iddiaya inanarak kızlarını bu uygulamaya tabi tutuyor. Bunun yanı sıra utanç ve iftira korkusu yaşadıklarını ifade etti” diye belirtti. 

Sünnet meselesinin toplumun gündeminde olduğunu dile getiren Majda Süleyman, bu konuda farklı bakış açıları olduğunu kaydetti. Majda Süleyman, “Aslında bedenleri ve gelecekleri endişesiyle kızlarını sünnet etmemeye karar veren pek çok aile var. Kızlarının toplumsal olarak kabul görülmesi ve damgalanmaması için sünneti bir zorunluluk olarak gören aileler de var. Bu kararlarda evlenecek erkeklerin rolü de var. Bir kadın sünnet olmuşsa evlenebiliyor ve bir erkek tarafından kabul görülüyor” şeklinde konuştu. 

‘Toplumun bakış açısı değiştirilmeli’

Sünnete maruz kalan bir kızla evlenmemeyi şart koşan genç erkeklerin de bulunduğunu sözlerine ekleyen Majda Süleyman, “Toplumun sunduğu gerekçeler çoğunlukla söylentiden ibaret. Toplumun bakış açısı değiştirilmelidir. Farkındalık geliştirmek sünnet olgusuyla başa çıkmanın en önemli çözümlerinden biridir. Bu rolde sivil toplum kuruluşlarına düşüyor. Sünnetin bilimsel bir yanı olmadığı esas olarak örf ve adetlerle bağlantılı olduğu anlatılmalıdır” çağrısında bulundu.

‘Farkındalık yaratılmalı’

Kadınların kendi bedeni üzerindeki haklarını bilmesi gerektiğinin altını çizen Majda Süleyman, son olarak şu ifadelerde bulundu: “Kadınların kendileri üzerinde çalışmaları, haklarını ve kendilerini koruma yollarını doğru bir şekilde bilmeleri gerekiyor. Bunun yanı sıra sünnetin bir suç olduğu konusu okul müfredatına dahil edilmesi gerekiyor. Çeşitli eğitim aşamalarında çocuklara farkındalık yaratılmalı.”