Komünal yaşamın örüldüğü yer: Cirnika Bicuk

Komünal yaşamın örüldüğü örnek yerleşim alanlarından biri olan Cirnika Bicuk köyü sakinleri tüm saldırılara rağmen ev ve topraklarını terk etmemeye kararlı. 43 yıldır bu köyde yaşayan Zeyneb Şero, “Ne olursa olsun topraklarımızı terk etmeyeceğiz” diyor.

EBÎR MUHEMED

Qamişlo– Toplumsal ve komünal yaşam insan yaşamının bir yönüdür. Birey ve toplum arasındaki ilişkinin birbiriyle bağlantılı olduğu ve birbirini güçlü bir şekilde etkilediği göz ardı edilmez. Günümüzde de bunun kaybolmadığını söyleyebiliriz. Özellikle de Rojava Kürdistan'ında her zaman demokrasi, komünal yaşam ve birlikte yaşama çağrısı yapan bir sistem varken bunun aksini söyleyemeyiz. Kuzey ve Doğu Suriye’nin Qamışlo kentinde bulunan Cirnika Bicuk köyü sokaklarında komünal yaşam hala çok diri tutuluyor ve bu ruh kaybedilmemiş durumda. Köy sakinleri bölgede yaşanan tüm savaşlara rağmen hala köyde yaşıyor ve tek aileymiş gibi yaşamlarını birlikte sürdürüyorlar.  Köyde yaşayan en yeni kişi ya da aile 15 yıldır orada. Köyde çocukluklarını birlikte geçirenler, birlikte yaşlandılar. 43 yıldır Cirnika Bicuk köyünde yaşayan Zeyneb Şero, köy yaşamı hakkında konuştu.

Evlerini gizli yaptılar

Köyündeki komünal yaşamdan bahseden Zeyneb Şero, “Yaklaşık 43 yıldır bu köydeyim. İlk başlarda köy boştu ve hiç ev yoktu. Baas rejimi insanların kendi evlerini yapmalarını yasakladığı ve belediye yapılan evleri yıkıyordu. Bu yüzden kendine bir oda yapmak isteyenler akşam başlayıp sabaha kadar gizlice evlerini bitirirdi. Komünal yaşamımız bizi güçlendiriyor. Aradan yıllar geçti ve çocuklarımız da büyüdü. Tüm işlerimizi birlikte yapıyoruz ve birbirimize yardım ediyoruz. Yani yemek pişirmeden tutun, döşek yapmaya kadar her şeyi birlikte yapıyoruz. Kimse tek başına bir iş yapmıyor, hep birlikte işlerimizi yapıyoruz” diyor.

Göçmenlere kucak açtılar

Cirnika köyünden insanların bu köyü 45 yıldır terk etmeme özelliğine değinen Zeyneb Şero, “Cirnika köyünü bir diğerinden ayıran çok özelliği var. En önemlisi her şeye rağmen köy sakinlerinin evlerini topraklarını terk etmemeleri ve bugün hala köyde yaşıyor olmalarıdır. Kuzey ve Doğu Suriye bölgelerine yönelik çok sayıda saldırı gerçekleşti. Köyde çok sayıda göçmene ev sahipliği yaptı. Bizler hiçbir şekilde evlerimizi bırakmadık. Köydeki en yeni komşum 15 yıllık. Türk devletinin bizi sık sık top ve keşif bombardımanına tutan tüm saldırılarına rağmen yine de ayrılmadık. Cirnika Köyü halkı toprağına bağlı bir halktır. İyi ve kötü günde birlikteler” diye anlatıyor.

“Evlerimizi terk etmeyeceğiz!”

Ne olursa olsun evlerini ve topraklarını terk etmeyeceklerini sözlerine ekleyen Zeyneb Şero, “Biz çocuklarımızın yaptığı devrime bağlıyız. Binlerce yaralı ve şehit verdik. Mala Jin’de (Kadın Evi) elimden gelen işi yapmaya çalıştım. Ne olursa olsun köyümüzü terk etmeyeceğiz. Evlerimizde, topraklarımızda ölelim. Elimizden geldiğince evlerimizin ve malımızın düşmana kalmasına izin vermeyeceğiz. Ancak buradan ayrılmayacağız ve Türk devlet çetelerinin evlerimizi, topraklarımızı işgal etmesine izin vermeyeceğiz” diye belirtti.