Kayıp Yakınları Hasan, Abdullillah ve Ali’nin akıbetini sordu
Cumartesi Anneleri, eylemlerinin 834’üncü haftasında 1995 yılında gözaltına alındıktan sonra işkence edilerek katledilen ve cenazesi kimsesizler mezarlığında bulunan Hasan Ocak’ın faillerin cezalandırılmasını istedi. Diyarbakır’da ise Kayıp yakınları ve İHD Diyarbakır Şubesi, 1995 yılından beri kayıp olan Mehmet Abdullillah ve Ali Osman Heyecan kardeşlerin akıbetini sordu.
Haber Merkezi - Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin cezalandırılması talebiyle her hafta düzenledikleri eylemlerinin 834’cüsünü online gerçekleştirdi. Eylemde, 21 Mart 1995’te işyerinden Avcılar’daki evine gitmek üzere yola çıktıktan sonra gözaltına alınan ve 58 gün sonra cenazesi Ataşehir Kimsesizler Mezarlığı’nda bulunan Hasan Ocak’ın akıbetinin bulunup cezalandırılmasını istedi. Bu haftaki açıklamayı yapan Ocak’ın ablası Aysel Ocak, kardeşinin sosyalist kişiliğiyle bilinen ve atama bekleyen bir öğretmen olduğunu ifade etti. Kardeşinin atama beklediği dönemde Beyazıt’ta bir iş hanında çay ocağı işlettiğini söyleyen Aysel Ocak, 21 Mart 1995’te evine gitmek için yola koyulduktan sonra kendisinden haber alamadıklarını dile getirdi.
“Savcılığa ve birçok kuruma başvurduk”
Kardeşinin akıbetinin açığa çıkarılması için savcılığa ve birçok kuruma başvurduklarını belirten Aysel Ocak, “Dönemin İçişleri Bakanı Nahit Menteşe, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu ve İstanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir, Hasan Ocak’ın gözaltında olmadığı, suçlu olarak aranmadığını açıkladılar. Oysa İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde gözaltında tutulan Hasan Ocak’ı tanıyan iki kişi Hasan’ı şubede gördüklerini söyledi. İki kişi de Hasan Ocak’ın ismini emniyetteki parmak izi listesinde gördüklerini açıkladı. Newroz nedeniyle gözaltında tutulan bir diğer tanık ise şubedeyken bir hareketlilik oldu. Ve polisler ‘Hasan Ocak getirildi’ diye aralarında konuştu” diye anlattı.
“Kimsesizler Mezarlığı’nda bulduk”
Kardeşini 58 günlük ısrarlı bir arayıştan sonra ‘meçhul kişi’ olarak Altınşehir Kimsesizler Mezarlığı'nda bulduklarını belirten Aysel Ocak, gitmedikleri yer kalmamasına rağmen hiçbir kurumun bilgi vermediğini ifade etti. Aysel Ocak, daha sonra kardeşinin resmi raporlarda işkence sonucu öldürüldüğünün açığa çıktığına dikkat çekti. 26 yıldır kardeşinin akıbetini sormaktan vazgeçmediklerine vurgu yapan Aysel Ocak, “Hasan Ocak dosyasında olaya ilişkin deliller hızla toplanmadı. Tanıklar dinlenmedi. Araştırma, haklarında isnatta bulunulan kolluk görevlilerine rutin yazılar yazmaktan ibaret kaldı. Soruşturmayı yürüten farklı savcılar arasında eşgüdüm sağlanmadı. Yargı makamları güvenlik güçleri aleyhinde delil toplama konusunda isteksiz davrandı. Kaç yıl geçerse geçsin Hasan Ocak ve tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan, 135 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz” sözlerini ifade etti.
Amed
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” sloganıyla her hafta sürdürdükleri eylemin 632’ncisini sosyal medya hesabı üzerinde yayınladıkları video ile gerçekleştirdi. Bu haftaki eylemde, 1995 yılından beri kayıp olan Mehmet Abdullillah ve Ali Osman Heyecan adlı kardeşlerin akıbetleri soruldu. Heyecan kardeşlerin hikayesini İHD Diyarbakır Şubesi Yöneticisi Ercan Yılmaz, anlattı.
Son görüşmeden sonra bir daha haber alınamaz
Yılmaz, Mehmet Abdulillah ve Ali Osman Heyecan kardeşlerin Cizre’de iş bulmakta sıkıntı yaşadıklarını, çalışmak amacıyla Irak Federe Kürdistan Bölgesi’ne gidip geldiklerini dile getirdi. İki kardeşin, her gidiş gelişlerinde babalarını arayarak durumlarından haberdar etiğini belirten Yılmaz, "1995 yılının bahar aylarında, yine çalışmak üzere gittikleri Federe Kürdistan Bölgesi’nden Türkiye’ye döndükleri sırada kardeşlerden Mehmet Abdulillah, her zaman yaptığı gibi İzmir’de yaşayan babası Halil Heyecan’ı arayarak, kendisini Gümrük Kapısı’ndan aradıklarını, Türkiye’ye geçiş yaptıklarını ve durumlarının da iyi olduğunu söyler. Bu telefon görüşmesi, baba ve oğul arasındaki son görüşme olur. Bu konuşmadan sonra Mehmet Abdulillah ve Ali Osman Heyecan’dan bir daha haber alınamaz" dedi.
26 yıldır iki kardeş bulunamıyor
Ailenin o dönemde kayıp çocukları için herhangi resmi bir kuruma başvurmadığını belirten Yılmaz, "1998 yılında Cizre Emniyet Müdürlüğü, Halil Heyecan'a oğullarının nerede olduğunu sorar? Baba çocuklarının kayıp olduğunu ilk burada belirtir ve kendilerinden 3 yıl boyunca hiçbir haber alamadığını söyler. Baba Halil Heyecan, 2009 yılında Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvuruda bulunur. Savcılığa, olay tarihinde güvenlik sorunu yaşadıkları için daha önce başvurmadığını ve çocuklarının öldürülmüş olabileceklerine dair bir kanaat taşıdığını belirtir. Aradan geçen 26 yıla rağmen 2 kardeşin akıbeti hala meçhul" şeklinde konuştu.