Kayıp Yakınları: DEP yöneticisi Fethi Yıldırım nerede?
Kayıp yakınları, Viranşehir’de 1994’te gözaltına alınan ve kendisinden bir daha haber alınamayan DEP yöneticisi Fethi Yıldırım’ın akıbetini sordu.
Amed - İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” sloganıyla sürdürdükleri eylemin 648’incisini online gerçekleştirdi. Eylemde, Urfa’nın Viranşehir ilçesinde 4 Ocak 1994’te gözaltına alındıktan sonra kendisinden haber alınamayan Demokrasi Partisi'nin (DEP) yöneticisi Fethi Yıldırım’ın akıbeti soruldu. Fethi Yıldırım’ın hikayesini, İHD Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Tahir Saçaklıdır anlattı.
Fethi Yıldırım’ın hikayesi şu şekilde anlatıldı:
“Urfa ili Viranşehir ilçesinde DEP yöneticisi Fethi Yıldırım, 4 Ocak 1994 günü akşamı Almanya'dan gelen Abdo Mutlu'nun evine parti yöneticisi Ali Kuran ile Naci Kapancılar ile birlikte gider. Birkaç saat sonra Viranşehir ilçe Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı ekipler tarafından eve baskın düzenlenerek, Abdo Mutlu, Ali Kuran, Naci Kapancılar ve Fethi Yıldırım’ın gözaltına alınır. Aynı akşam saat 23.00 sıralarında serbest bırakılan Ali Kuran, Süleyman Yıldırım'ı telefonla arayarak gözaltına alındıklarını ve Fethi Yıldırım dışında kendilerinin serbest bırakıldığını söyler. Ali Kuran ile Naci Kapancılar, o geceye dair, ‘Evde otururken İlçe Emniyetinden olan; aralarında Selçuk Uygur, Osman Harman, Alptekin Kartal ve Uğur Avşar adlı polislerin de bulunduğu kalabalık bir grup geldi. Bizleri bir araya toplayıp hangimizin Fethi Yıldırım olduğunu sordular. Fethi'nin hangimiz olduğunu öğrenince, dördümüzün gözlerini bağlayarak götürdüler. Aradan iki saat kadar bir süre geçtikten sonra gözlerimizi açıp önümüze koydukları bir tutanağa imza atmamızı istediler. Bu arada Fethi'nin yanımızda olmadığını fark ettik. İmzalarımızı attıktan sonra bizleri serbest bıraktılar’ dedi.”
Aile AİHM’e başvurdu
Yıldırım ailesinin, yetkili tüm mercilere başvuruda bulunduğu, ancak hiçbir olumlu yanıt alamadığını ifade eden Tahir Saçaklıdır, başvurulara hiçbir yanıt alamayan ailenin Avrupa İnsan Haklan Mahkemesi’ne (AİHM) başvuruda bulunduğunu söyledi.