Jineoloji Kampı’nda bilinçlenen kadınlar toprakla da bağını güçlendiriyor

Şehba’da Jineoloji Kampı’nda biraraya gelen genç kadınlar bir yandan ekolojiden sosyolojiye, kültür sanattan siyasete varana kadar birçok başlıkta tartışmalar yürütürken, öte yandan toprak ile de bağını güçlendirmek için pratik olarak birçok bilgiye sahip oluyor. Kadınlar verilen aralarda ise ektikleri çiçeklerle ilgileniyor, şarkılar seslendiriyor ve çaldıkları enstrümanlar ile doğa ile buluşan kadınları farklı yolculuklara çıkarıyor.

 

FİDAN ABDULLAH

Şehba – Kadın Bilimi “Jineoloji” 2011 yılından itibaren tartışılmaya başlanmıştır. 2015 yılında gerçekleştirilen 1. Konferansında Jineoloji Akademisi’nin örgütlenmesi kararlaştırılmıştır. Kadınların bilgileriyle buluşmak amacıyla dünyanın birçok yerinde seminerlerden konferanslara, kamplardan atölyelere birçok çalışma yürütüldü. Sosyolojik analiz ve sözlü kültür çalışmaları yapılırken, akademi bünyesinde kadının hakikatini açığa çıkaran çalışmaları eksen alan araştırma merkezleri kurulmuştur. Akademilerde eğitimin yanı sıra, kadın varlığı, doğası, siyaseti, etik ve estetik anlayışı, ekonomisi, edebiyatı başta olmak üzere alternatif politikaların geliştirilebilmesi için çalışmalar yürütülmektedir.

Dünya kadınları ile Jineoloji arasındaki bağ güçlendi

2016 yılında yayına başlayan Jineoloji Dergisi, 2017 yılında Rojava’da kurulan Jineoloji Araştırma Merkezleri ve Jineoloji Fakültesi, 2018 yılında Belçika’da kurulan Jineoloji Merkezi’nin yanı sıra birçok alanda Jineoloji komiteleri, birimleri, atölyeleri olarak ağ örgütlenmesi de gerçekleştirilmiştir. Ayrıca Jineoloji Dergisi, özgür yaşam alanı olarak Rojava’da Jinwar köyünün kuruluşunda, fikir aşamasından itibaren yer almaktadır. 2019 yılında Rojava’da Andrea Wollf’un adıyla Andrea Wollf Enstitüsü kurulmuş, böylece Avrupa, Latin Amerika, Asya başta olmak üzere dünya kadınları ve jineoloji arasındaki bağ güçlenmiştir.

Genç kadınlar Jineoloji kampında

Kadının doğa ile ilişkisini belki de ansiklopedik bilgilerle anlatmak mümkün, ancak bunu hem birebir gördük hem de kadınları kadın bilimini tartışırken karşımızda bulduk. Pratik olarak toprağın başında “Bu bitkiye bu kadar su verilmeli, bu bitkiye bu bakım yapılmalı” gibi açıklamalar alabileceğimizi beklemediğimiz Şehba’da genç kadınların Jineoloji kamplarına misafir olduk. Efrîn’de topraklarından göçmek zorunda kalarak Şehba’da yaşamını sürdürmeye çalışan genç kadınlar, Kadın Bilimi ve Araştırma Merkezi’nin çatısında Jineoloji kampında bir araya geldi. 10 gün süren kampta kadınlar ekolojiden sosyolojiye, sanattan kültüre ve siyasete varana kadar birçok başlıkta tartışmalar yürüttü.

İlk durak botanik bahçeleri

Kamp bilimden sanata çok sayıda alanda genç kadınların tartışmalarına merkezlik yaparken, renkli görüntülere de sahne oldu. Sabahın erken saatlerinde doğaya koşan kadınların ilk etkinliği yürüyüş yapmak. Yürüyüşün ardından botanik bahçelere geçen kadınlar toprağa yaptıkları ekimler ile önemli deneyimler elde ediyor. Genç kadınların en çok üzerinde tartışmasını yürüttükleri konu ise “toplumda genç kadınların rolü ve genç kadının toplumu harekete geçirebilmesi” oldu.

Daha sağlıklı bir toplum için…

Kampa ilişkin bilgi veren Jineoloji çalışmaları üyesi Zuhriban Husein bize duygularını şu sözlerle anlatıyor: “Jinelooji ve genç kadın hareketi olarak birlikte daha sağlıklı bir toplum yaratmanın, inşa etmenin koşullarının ancak bilim ve kadın bilimi ile olacağına inanıyoruz ve kampımızın temel kaynağı da kendisini buradan alıyor. Aslında çok uzun bir kamp olmadı, yalnızca 10 günlük bir zamanımız vardı, ancak çok verimli geçtiğini düşünüyoruz. Elimizdeki imkanlar ancak bu kadarına el verdiği için kısa tutmak zorunda kaldık.”

“Tartışmalar ile ufkumuzu açtık”

Açtıkları kampta yalnızca bilimsel tartışmaların yürütülmediğinin altını çizen Zuhriban Husein, Şehba’da bu tarz bir kampın ilk kez açılmasından kaynaklı genç kadınların aynı zamanda deşarj olmaya ihtiyaç duydukları bir mekan olarak da kullanmaya gayret ettiklerini, kültürel ve sanatsal etkinlikler, ekolojik pratik deneyimler ile de zengin tuttuklarını söylüyor. Zuhriban Husein, entellektüel çıtayı ise asla düşürmeden fakat yapılan-yürütülen tartışmaların ise gayetle verimli geçtiğini aslında yapılan her etkinliğin tartışmaların ufkunu açması açısından ön açıcı olduğunu da işaret ediyor.

Çalışmalar takipçiler ile paylaşılacak

Program kapsamında tartışmaların günlük 4 saat sürdüğünü dile getiren Zuhriban Husein, “Tartışmaların yanı sıra kadınlar çiftçilik yapmayı da öğrendi. Hangi bitkinin hangi gübre tarafından daha etkili hale geleceğini pratik olarak gösterdik. Tüm pratik çalışmaları internet sitemizde en kısa sürede takipçilerimiz ile paylaşacağız” bilgisini verdi. 

“Yenilenmenin ne kadar önemli olduğunu gördük”

Reem Daddah ise genç kadınların enerjilerini toplumu yenilemeye açık hale getirebilecek potansiyele sahip olduğunu kampta yaptıkları çalışmalar ile gördüğünü şu sözlerle dile getiriyor: “Rutinden çıktık ve genç kadınlar olarak yenilenmenin ne kadar önemli olduğunu gördük. Kapitalist modernite zihniyetinin aksine doğal topluma yakın kadın aklının/statüsünün neler yapabileceğine şahit olmak ve pratik olarak yapmak önemli.”

Müzik ile ortama farklı duygular yükleniyor

Röportajlarımızı sonlandırırken verilen aralarda kadınlar bir yandan kendi yetiştirdikleri çiçeklerle ilgilenirken, gruplara ayrılan kadınlardan bazıları seslendirdikleri stranlar ile ortama farklı duygular yüklerken, bazı kadınlar ile ellerinde enstrümanlar ile adeta kulaklarımızın pasını siliyor. Renkli görüntülere şahit olmuş bir şekilde bize de ayrılmak düşüyor genç kadınların kampından.