RAMA ŞAHİN

Bağdat - Kadına yönelik şiddet, Irak'ta kadınların statüsünü iyileştirme ve onları güçlendirme çabalarının karşılaştığı en önemli zorluklardan birini temsil ediyor. Irak'ta aşiret geleneklerinin hukuk sistemine hakim olması, toplumsal ve kültürel mirasla örtüşen fiziksel ve cinsel şiddetin yüksek düzeyde olmasına, ayrımcılık ve eşitsizliğin ortaya çıkmasına neden oluyor. Bir yandan kadına yönelik şiddet artarken, diğer yandan Aileyi Şiddetten Koruma Yasası’nın çıkarılması çağrıları da artı. Ancak bu çağrılara rağmen ülkede aile içi şiddet olaylarında artış olduğu belirtiliyor. İnsan hakları aktivisti ve Irak kadın Özgürlüğü Örgütü Başkan Yardımcısı Jannat Al-Ghazi ve şiddet mağduru bir kadın konuya ilişkin ajansımıza konuştu.

Ayrımcılık şiddeti artırıyor

Kadınları aile içi şiddetten koruyan hiçbir yasanın olmadığını belirten Jannat Al-Ghazi, “Iraklı kadınlar haklarını tanıyor ve bu haklarından vazgeçmiyorlar. Kadın-erkek eşitliği konusunda ısrarcılar. Toplumun kız ve erkek çocukları arasına koyduğu ayrım kız çocuklarına yönelik şiddeti artırdığı gibi katliamlara da yol açıyor. Erkekleri ve aşiretleri destekleyen pek çok yasal metin bulunuyor. Özellikle kişilik hakları kanunları başta olmak üzere kadınların hakları gasp ediliyor. Irak'ta aile içi şiddet kadın ve kız çocukları için hala büyük bir tehlike oluşturuyor.  Bu ihlaller ve uygulamalar Irak'ta eşi benzeri görülmemiş bir şey. Bu etkisini gelenek ve göreneklerden alan ataerkil sistemden kaynaklanmaktadır” dedi.

Irak’ta tek bir sığınma evi bulunuyor

Irak'ta şiddete uğrayan kadınların sığınabildiği tek bir sığınma evinin olduğunu ifade eden Jannat Al-Ghazi, şu ifadelerde bulundu: “Sığınma evi hükümete bağlı. 40 ila 50 kadının kaldığı bu sığınma evi donanımsız ve bakımsız. Şiddet vakalarıyla başa çıkacak nitelikli kadroları içermiyor. Irak hükümeti şiddete maruz kalan kadınların sığınabilecekleri alanları yaratmada başarısız kaldı. Kadınların kendilerini güvende hissedebilecekleri olanaklar yaratmadı.”

‘Kadınlar korku duvarını kırmalı’

Aşiret ailesinden geldiğini ve bu nedenle aile içi şiddete de maruz kaldığını aktaran Jannat Al-Ghazi, “Bu nedenle şiddete maruz kalan kadınlara yardımcı oluyorum. Çalışmamız sırasında karşılaştığımız birçok zorluk var. Toplum yaptığımız işi kabul etmiyor” dedi. Şiddet gören kadınları korku duvarını kırmaya çağıran Jannat Al-Ghazi, ciddi risklere rağmen IŞİD çetelerinden sağ kurtulan Êzidîler de dahil olmak üzere birçok kadına yardım ettiklerinin bilgisini verdi.

Karakola başvurular sonuçsuz kalıyor

Aile içi şiddete maruz kalan ve isminin açıklanmasını istemeyen bir şiddet mağduru kadın, “Kendimi korumak için önce 5 karakola başvurdum. Ancak polisler bana yardım ve koruma sağlamayı ret etti. Bu nedenle tekrar aile içi şiddete maruz kalmak üzere evime dönmek zorunda kaldım. Ancak sivil toplum örgütüne başvurmam ile hayatım iyiye doğru değişti. Örgüt benim için koruma sağladı. Güvenli bir yere yerleştirdi. Yaşam tehlikem hala devam ediyor” dedi.