SORGUL ŞÊXO

Hesekê - Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye bölgelerine yönelik işgal saldırılarına karşı yediden yetmişe bir direniş sergileniyor. Saldırılara maruz kalan bölge halkı ise komünal bir ruh ve sorumluluk bilinci ile hareket ediyor. Yaklaşık 2 yıl 8 ay Türk devletinin işgal saldırıları altında yaşayan Gozeliyê köyü Til Temir ilçesinin batısında bulunurken, köy sakinleri savaş politikalarına karşı topraklarını terk etmeyeceklerini ve direneceklerinin sözünü veriyor. Saldırılar nedeniyle Til Temir ilçesindeki fırından ekmek almaya gidemediklerini belirten köy halkı, bu nedenle kendi imkanları ile tandırlarda ekmek pişirdiklerini söylüyor. Köy halkı bunun yanı sıra sebze ihtiyaçlarını da bahçelerinden sağlıyor. Türkiye’nin bombardımanı sonucu evleri yıkılan köy sakinleri işgal saldırılarına tepki göstererek, bu saldırıların bir an önce durması çağrısında bulundu.

“En ufak bir harekette top atışları başlıyor”

Onca yıl çocukların bakımından, ev kurma ve tarımda verdiği büyük emekler ile saçları beyaza bürünen kadınlardan Helîma Ewad, karşılaştığı zorlukları şöyle dile getiriyor: “Biz nereye gidebiliriz ki? Ben ve çocuklarım nereye gitmeye kalkışırsak üzerimize top ve obüsleri yağdırıyorlar, biz bu işgalcilerin derdinden ne yapalım, nereye şikayet edelim? İşgalciler yaşamlarımızı darmadağın ettiler. Bizim için artık her yer tehlike altındadır. Bizim köydeki en ufak hareketimizde top atışlarının hedefi oluyoruz.” 

"Çocukların geleceği tehlikede” 

Bazen yemeğe başlar başlamaz top ve havanların köyün ortasına düştüğünü belirten Helîma Ewad, “Kim istemez ki evimizi yıkan işgalcilerden kurtulmayı ve normal yaşama dönmeyi? Bazen daha yemeğin üzerindeyiz bombalamalar başlıyor. Biz bu durumda nasıl yaşamımızı sürdüreceğiz. Çocukların geleceği de tehlike altındadır, bu bombalamalar altında çocuklar okula gidebilirler mi? Okumak için çocuklarımızı Til Temir’e de gönderemiyoruz. Çünkü 16 kilometre bir mesafe var” ifadelerinde bulunuyor. 

Engelli kızını bombardımandan koruyor

Bombalamalar olduktan sonra hiçbir zaman uluslararası bir kurum ve kuruluş kendilerini sormadıklarını dile getiren Helîma Ewad, “Ne bombalamalar sırasında ne de sonrasında hiçbir kurum ve kuruluş ne kadar zarara uğradık, kaç tane ev yıkıldığı şeklinde durum tespiti yapmadı. Mesela benim kızım engelli, yürüyemiyor ve bombalamalar olduğunda onu sırtıma alıyor ve güvenli bir yere kaçmak zorunda kalıyorum. Biz insan değil miyiz? Huzurlu bir şekilde topraklarımızda yaşamak hakkımız değil mi?” diyerek, yaşananlara tepki gösteriyor.  

"Hem savaş hem de hastalıklarla mücadele ediyoruz”

Kendilerine yönelik yürütülen bu savaş yetmiyormuş gibi şimdi de bu savaşın içinde hastalıklarla savaştıklarını altını çizen Helîma Ewad, “Bombalamaların yanı sıra küçük, büyük, yaşlı hepimiz farklı hastalıklara karşı da mücadele ediyoruz. Komşumuz top atışında evi yıkıldı ve şimdi hasta yatakta yatıyor. Artık ne yapacağımızı bilemiyoruz bir yandan savaş ve işgal saldırıları diğer yandan da hastalıklar. Uluslararası ülke ve halklardan bu işgal saldırılarını biran önce durdurmaya çağırıyorum" çağrısında bulunuyor.