Gazze’de kadınlar için sadece iki sığınma evi var

Gazze’de şiddet gören kadınların başvurabileceği yalnızca iki sığınma evi bulunuyor. Hukuk araştırmacısı Rana Abu Ramadan, merkezlerde bulunan sığınma evlerine başvuruların yapılamadığını verilen hizmetlerin de yetersiz olduğuna dikkat çekiyor.

RAFIF ESLEEM

Gazze - Sığınma evlerinin yetersizliği esasen tüm dünyada tartışma konusu. Kadına yönelik şiddetin dikkat çekici bir şekilde yaşandığı yerlerden biri olan Gazze’de de durum farksız değil. Şiddet gören kadınların üzerindeki tehdit sona erene kadar korunma duraklarından biri olarak anılan sığınma evi Gazze’de yalnızca iki tane var. Kadın örgütleri sayının yetersizliğine dikkat çekerken sığınma evlerinin nasıl çoğaltılacağı ve elbette hizmetleri ile ilgili de önerilerde bulunuyor.

Bağımsız İnsan Hakları Komisyonu'nda hukuk araştırmacısı olan Rana Abu Ramadan, komisyondaki görevlerinden birinin de sığınma evleri olduğuna dikkat çekerek, özellikle sayının arttırılması ve kadınlara verilen hizmetin iyileştirilmesi ile ilgili çalışmalar yaptıklarını anlattı. Rana Abu Ramadan, sığınma evleri ve cezaevlerinde darp edilen kadınları, maruz kalabilecekleri zor koşulları izlemek, durumlarını daha iyi hale getirmek ve karşılaştıkları adaletsizliği ortadan kaldırmak için çalıştıklarını ifade etti. Sığınma evlerinin kadınların kendi özgür iradeleriyle başvurdukları bir yer olduğunu dile getiren Rana Abu Ramadan, Gazze'de Sosyal Kalkınma Bakanlığı'na bağlı yalnızca iki sığınma evinin olduğunu açıkladı.

‘Radikal çözümler bulunmalı’

Bu evlerin, Filistin İnsan Hakları Merkezi gibi çeşitli insan hakları kurumlarıyla işbirliği içinde barındırma, geceleme, hukuki danışmanlık, boşanma, nafaka, velayet ve diğer davalarda savunma gibi çeşitli hizmetler sunduğunu sözlerine ekleyen Rana Abu Ramadan, kadının sığınma evinde kalabileceği sürenin soruna ve sorunun boyutuna göre değiştiğini dile getirdi.  Rana Abu Ramadan, “Herhangi bir kadın sığınma evine geldiğinde, onun için yeme, içme, giyim gibi ihtiyaçlarını karşılama görevini üstlenen Sosyal Kalkınma Bakanlığı, bir vaka konferansı düzenledi. Bu evlerin güvence altına alınması ve kadınların hayatlarının korunması görevini üstlenen İçişleri Bakanlığı bünyesinde yasal dayanakları takip edecek bir insan hakları merkezi ve komisyonu var. Ancak çok iyi çalıştıkları söylenemez. Bu konferans birkaç kez yapılmalı. Konunun tartışılması ve bu sorundan kurtulmak için bir takım çözüm önerileri sunulmalı. Bu anlamda ciddi yaptırımlar olmalıdır. Kadınların yaşamlarını şiddet nedeniyle kaybetmemeleri için acil ve radikal çözümler bulunmalı” şeklinde konuştu.

9 yaş üstündeki çocuklar kabul edilmiyor

Komisyonun rolünden söz eden Rana Abu Ramadan, “Sığınma evlerinde istismara uğrayan annenin yanında çocukları da bulunuyor. Fail tarafından kadının yeniden baskıya maruz kalmaması ve sosyal baskılara maruz kalmamasını sağlamak için çalışma yürütülüyor. Komisyonun görevi bu. Sığınma evleri sadece dokuz yaşın altındaki çocukların kabul ediyor. Bu nedenle, bu çocuklar aşiret komitelerinin müdahaleleri sonrasında evine dönmek zorunda kalıyor” dedi.

Merkezler yetersiz

Sorunlarıyla baş etmede en zor vakaların ağabeyinden, babasından ya da eşinden şiddet gören kadınlar olduğunu dile getiren Rana Abu Ramadan, kadının ailesel ve toplumsal baskılar nedeniyle şikayetlerde bulunma konusunda çok büyük zorluklar yaşadığını kimi zaman şikayet bile etmediğini ifade etti. Rana Abu Ramadan, “Sığınma evleri merkezde. Bu yüzden her kesimin ulaşması zor olabiliyor. Kırsal alanda yaşayan kadının ulaşım parası olmadığı için belki de buralara başvuramıyor” diye konuştu. Rana Abu Ramadan, “Marjinalleştirilmiş sınır bölgelerinde özel durumları ne olursa olsun kadınları ve kız çocuklarını kabul eden daha fazla sığınma evleri açılmalı. Bu da görevli bakanlıklar ve kurumlarla çabaları birleştirmekle olabilir. Bu evlerde çocukların kabul edilme yaşının da yükseltilmesi gerekir” diyerek konuşmasını sonlandırdı.