Fatma Tahir’den 12 Mart değerlendirmesi: Halkları birbirine düşürmek istediler

12 Mart 2004 Ayaklanması hakkında konuşan Fatma Tahir, “Uluslararası bir plandı. Kürtleri ve Arapları birbirine düşürmek istediler. Çok büyük acılar yaşandı, ancak şimdi devrimle birlikte tüm halklarla eşit yaşıyoruz” dedi.

ROJ HOZAN

Qamişlo – 12 Mart 2004 tarihinde Kuzey ve Doğu Suriye’nin Qamişlo kentinde Fitiwê ile Cihad ismindeki futbol takımları karşı karşıya geldi. Maçın başlamasının ardından Qamişlo halkı tribünlerde Baas rejiminin Kürtlere karşı uyguladığı baskı ve asimilasyon politikalarını sloganlarla protesto etti. Bu protestolar sırasında Araplar'ın, rejim lehinde sloganlar atmasıyla birlikte Kürtler ve Araplar arasında çatışmalar çıktı. Maçın başında Fitiwê takımının seyircileri stadyuma girmeden önce çantalarını ve su kutularını taşlarla doldurarak Kürtlerle savaşmak için hazırlandılar. Baas rejimi, Fitiwê ekibini destekledi ve Kürt gençliğini silahsızlandırmaya yönelik bir planla Kürt ve Arap gençleri arasındaki savaşı derinleştirmeye çalıştı ve çok sayıda Kürt gencinin yaşamını yitirmesine neden oldu. Olayın ikinci günü ise Kürt halkı yaşamını yitiren gençlerin yasını tutmak için ayağa kalktı ve törenleri zulme karşı bir Kürt ayaklanmasıyla sona erdi. Baas rejimi törende çok sayıda Kürt gencini vahşice katletti. 12 Mart Ayaklanması’nın tanıklarından Fatma Tahir, o gün yaşananları anlattı.

“Kürtler ve Arapları birbirine düşürmek istiyorlardı”

12 Mart 2004 Ayaklanması ile Qamişlo'da yaşanan birçok olaya tanık olduğunu söyleyen Fatma Tahir, “Bu uluslararası bir plandı. Suriye devleti de bölgede Kürtleri ve Arapları birbirine düşürmek istiyordu. Kürt ve Arap halkları yıllarca birlikte yaşadı, ancak rejimin politikaları onları birbirinden ayırmaya, fikirlerinde birleşmemeleri için bir düşmanlık ruhu yaratmaya çalıştı. Ancak günümüzde halkların demokratik eşitliği projesinin bir sonucu olarak bu çatışmalar büyük ölçüde ortadan kaldırılmış ve olumlu değişimler meydana gelmiştir. Suriye'de Kürt halkı dışlanıp, haklarından mahrum bırakılıyordu bu yüzden Kürt toplumunda, sistem ve destekçilerine karşı nefret oluşuyordu. Aksi takdirde Kürt halkı savaştan yana olmayan barışçıl insanlardır ancak iktidar sistemi bölge halkları arasındaki bu çatışmanın yaşanmasına sebep olmuştur " dedi.  

“Futbol oynamaya değil savaşa gelmişlerdi”

12 Mart 2004 Ayaklanması hakkında konuşan Fatma Tahir, "12 Mart isyanı Kürt halkı için tarihi bir gün, zorbalığa ve zulme karşı Kürt iradesinin tanınması günüdür. O gün birçok olaya tanık oldum ve çok zor günler yaşadık. 12 Mart sabahı yolda yürürken Qamişlo’ya Derazor’dan gelen Fitiwê takımının bindiği aracın üzerindeki yazı dikkatimi çekti. Aracın üzerinde ‘Derazor’dan ölüm gelir’ diye yazıyordu. Ben çok ürktüm kötü bir şeyler olacağını hissettim.  Bu takım daha tren yolundayken çanta ve su kolilerini taşlarla doldurmuş. Stadyumda çok sayıda Kürt seyirci vardı, herkes Qamişlo Cihad takımını destekliyordu ama Fitiwê takımı seyircileriyle beraber futbol oynamaya değil savaşa gelmişlerdi” ifadelerinde bulundu.

“Çok sayıda Kürt genci katledildi”

Fitiwê takımının seyircilerinin ırkçı sözlerle Kürt gençlerini tahrik etmeye ve taşlarla kavga etmeye başladılar başladığını kaydeden Fatma Tahir, “Kavga başladı ama silah yoktu. Baas rejimi Kürt gençlerinin bu kavgada daha üstün olduğunu görünce etrafa ateş etmeye başladı. Kürtlerin elinde silah yoktu, hepsi sivildi ve bu da çok sayıda Kürt gencinin şehit olmasına neden oldu. Herkes çığlık çığlığa çocuklarına gitti, insanlar çocuklarını arıyordu. Halk bunun bir katliam olduğunu ve sokaklarda Kürtlerin kanının aktığını hissetti” şeklinde konuştu.

“Tören isyana dönüştü”

Yaşanan kayıpların ardından gençlerin yasını tutan halkın meydana çağrıldığını dile getiren Fatima Tahir, sonrasında yaşananları şu sözlerle anlattı: “Gençlerin toprağa verilmesi için halk meydana çağrıldı. Caminin önünde birlerce kişi toplandı. Tören isyana dönüştü. Gümrüğe geldik ve rejim silah sıkmaya başladı. Benimle yürüyüşe katılan ve tanıdığım genç bir adam gözümün önünde vurularak şehit edildi. Motorun üstünde olan iki rejim askeri ayrım gözetmeksizin kalabalığa ateş açtı ve çok sayıda kişi yaralandı.

“Kürtlerin malları talan edildi”

O anlar gerçekten çok acıydı, insanlar evlerinin kapılarını açıp birlerine destekte bulundular. Rejimin elinden zorla kurtarıldık. Bir süre hemşireydim ve 12 Mart yaralılarını tedavi ediyordum, bu yüzden büyük bir görev ve sorumluluk üstlendik. Ayaklanmalar Şam'dan Halep'e, Derik'e kadar tüm bölgelerimizde Kürtler ayaklandı. Üçüncü gün rejim sokağa çıkma yasağı ilan etti ve Qamişlo Kürtleri evlerinde kalıp pazarı kapattı. Mahalledeki Araplar, Kürt dükkânlarını ve pazardaki mülklerini talan etti. 12 Mart'ta Kürtlerin başına gelen olayları unutmuyoruz."

“Devrimle birlikte eşitlik sağlandı”

Rojava Devriminin ardından Kürt halkının artık kendi sistemini oluşturduğunu ve öz savunmasını güçlendirdiğini belirten Fatma Tahir, “Hiçbir zaman Arap halkına karşı kin beslemedik, Baas rejimi Kürt ve Araplar arasında nefreti körüklemeye ve derinleştirmeye çalıştılar. Acı verici bir deneyimdi ama ilk Kürt ayaklanmasıydı. O gün Kürtler tüm fikir ayrılıklarını bir kenara bırakarak birleşti. Kürtler Özgürlük Hareketi’nin bilincindeydi ve bu nedenle rejimin baskılarını kabul etmedi. Bu ülkede hakkımızı almak ve Kürt halkının varlığını görmek istedik. Halkımız eşitliği, demokrasiyi, özerk sistemi ve daha birçok konuyu tartıştı. Şimdi Araplarla birlikte eşit bir şekilde yaşıyoruz. Bugün biz demokratik bir Suriye istediğimiz için Arap bölgelerinde binlerce canı feda ettik. Bu temelde 12 Mart'ta kadın devriminin izini sürdük. Son olarak şehitlerin ailelerine başsağlığı diliyorum" dedi.