Cesaret ve direnişin sembolü: Leyla Qasim
Baas rejimi tarafından idam edilen ilk Kürt kadın aktivist olan Leyla Qasim'in adı tarihe altın harflerle yazıldı. Lise öğrencileri, bugün onu tanıyor ve onun mücadelesine sahip çıkılması gerektiğini söylüyor.
BÊRÎVAN KEMAL
Süleymaniye- Bugün cesareti, direnişçi kişiliğiyle binlerce kadına adını miras bırakan Leyla Qasım, 1952 yılında Irak’ta İran sınırına yakın olan Xaneqîn kentine bağlı Bamili köyünde dünyaya geldi. Beş çocuklu çiftçi bir ailenin tek kızıydı.
1970 yılında Kürdistan Öğrenciler Birliği içerisinde ulusal özgürlük mücadelesi verdi. 1971'de Bağdat Üniversitesi’nde sosyoloji eğitimi görmeye başladı. Bağdat Üniversitesi’ndeki Kürt öğrenciler üzerinde belirgin bir etkisi vardı. O süreçte Layla Qasim, herkesin “Kürtler sadece köylerde ve dağlarda başkaldırabilir. Kadınlar erkeklerin işine karışamaz ve devrimci çalışmalarda yer alamaz. Kadınların çalışmaları erkeklerinkinden farklıdır” dediğini görünce genç öğrenciler arasına daha aktif bir şekilde katılma kararı aldı. Irak’ta ve özellikle de Bağdat’a çalışmalarını daha da yoğunlaştırdı.
“Binlerce Kürt uykudan uyanacak”
Leyla Qasim, Cewad Hemewendi, Neriman Fuad Mesti, Hesen Hemereşid ve Azad Sileman Miran adındaki 4 arkadaşıyla birlikte 24 Nisan 1974’te Baas rejiminin Kürt halkına yönelik saldırılarına karşı halkın sesini dünyaya duyurmak için uçak kaçırma eylemi planladı. Baas rejimi güçleri tarafından yakalanırlar. Cezaevinde işkence ile karşı karşıya kalır ancak Leyla Qasim tek bir kelime söylemez. İdamla yargılandığı mahkemeye “Öldürülmemle binlerce Kürt uykudan uyanacaktır. Canımın Kürdistan'ın özgürlüğü için faydalı olacağından kaynaklı onurlu ve mutluyum” dedi.
“Saçlarımı özgür Kürdistan rüzgarlarına savurun”
Baas rejimi Leyla Qasim’ın ailesine idamından bir gün önce izin verir. Bunun üzerine annesi ve kardeşi onu cezaevinde görür. Bu görüşmede Leyla Qasim kardeşine “Makas ve Kürt yöresel kıyafetlerimi unutmayın” der. Bu durum karşısında şaşkınlık yaşayan kardeşi ise “Makas ne için” diye sorar. Lela Qasim, “Saçımdan bir tutam kesin, Kürdistan özgürleştiğinde saçlarımı özgür Kürdistan rüzgarlarına savurun. Yöresel kıyafetlerimde o gün içindir. O gün Kürdistan gelini olacağım” diyor. 12 Mayıs 1974’te Leyla Qasim dört arkadaşıyla birlikte sabah saat 07.00’de idam edilir. Leyla Qasim’ın cenazesi Necef Maezarlığı’na defin edildi.
Gençler değişim yaratabilir
Leyla Qasim’in ölüm yıl dönümü vesilesiyle Süleymaniye’de gençler ajansımıza konuştu. Savan Ezîz ve Raz Rêber, Şirin Kız Lisesi 10’uncu sınıf öğrencileri. Savan Ezîz ve Raz Rêber, Leyla Qasim ve tarihe damga vuran diğer kadınların mücadeleleri hakkında bilgi sahibi.
Leyla Qasim hakkında konuşan Savan Ezîz, “Kürdistan tarihinde birçok mücadeleci ve direnişçi kadın var. Bu kadınlar Kürtler ve kadınlar üzerine çalışma yapıyorlardı. Leyla Qasim Kürdistan için mücadele eden bir kadındır. Leyla Qasim’da dikkatimi çeken şey; Kürtlük bilincinin çok olmasıdır. İdam edildiğinde Kürt yöresel kıyafetleriyle idam sehpasına gitti. Gençler geleceği değiştirebilir. Bu yüzden tarihsel olaylar hakkında bilgi sahibi olmalıdır. Kürdistan için cesaretli bir şekilde çalışan çok sayıda kadın vardı. Bu anlamda bilgi sahibi olmalıyız ve daha büyük bir şey yapmak için onları izlememiz gerekir” dedi.
“Kürt ve kadın tarihine sahip çıkılmalı”
Rez Rêber de, “Gençlerin bizim gibi tarihe damgasını vuran kadınlar hakkında bilgi sahibi olması gerekiyor. Ancak gençlerin büyük bir kısmı zamanının büyük kısmını sosyal medyada geçiriyor. Kürt ve kadın tarihine önem vermiyorlar. Kürt edebiyat tarihinde kadınlara önem verilmeli. Çünkü o kadınlar Kürdistan’da iz bırakmış ve isimlerini altın harflerle yazdırmışlardır” diye belirtti.
Kadınlara çok az yer verilmiş
Kürtçe dil öğretmeni Şadman Qadir ise “Leyla Qasim, cellata karşı yiğitçe ve kahramanca karşı koymasıyla tarihe adını yazdırmış kahraman kadınlardan biridir. Böyle cesur kadınlara tarihte ender rastlanır. Çünkü o süreçlerde toplum baskısı çok fazlaydı ve kadınlar ev içi ile sınırlandırılıyordu. Kadınlar vardı ama tarih ve edebiyatta daha çok erkekler ön plana çıkarılıyordu. Eğitim materyallerinden kadın rolünden çok az bahsediliyor. Mestûre Erdelanî, Rewşen Bedirxan, Daye Ciwan gibi isimlerden bahsedilmiş ama istenilen düzeyde değil, sadece isimleri var” diyerek öğretmenlerin önemli role sahip olduğunu ve bu kapsamda sorumluluğunu yerine getirmesi gerektiğini söyledi.