“Bizden aldıkları mutluluğu ve huzuru yaşayamasınlar”

Askerler tarafından toplanıp köyleri yakıldıktan sonra gözaltına alınan Mehmet Can Ayşin’i akıbeti 27 yıldır bilinmiyor. Aynur Ayşin, o günden sonra babalarından hiç haber alamadıklarını söylüyor.

Askerler tarafından toplanıp köyleri yakıldıktan sonra gözaltına alınan Mehmet Can Ayşin’in akıbeti 27 yıldır bilinmiyor. Aynur Ayşin, o günden sonra babalarından hiç haber alamadıklarını söylüyor.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Amed- Türkiye’de 90’lı yıllarda yaşanan faili meçhul cinayetler halen aydınlatılamadı. Yüzlerce insanın bir gece vakti köylerinden, evlerinden ya da sokak ortasından alınarak kaybedildiği yıllara tanık olan kayıp yakınlarının hukuk mücadelesi ise halen devam ediyor. Akıbeti sorulan, faili ve sorumlularının ortaya çıkarılması istenen kişilerden biri de 9 çocuk babası Mehmet Can Ayşin.  

Diyarbakır’ın Lice ilçesine bağlı Kılıçlı (Mizak) köyüne 8 Mayıs 1994 yılında Jandarmalar tarafından düzenlenen baskında, evler yakıldıktan sonra Mehmet Can Ayşin ile birlikte tüm köylüler gözaltına alındı. Köylüler 2 gün sonra serbest bırakıldı, ancak Mehmet Can Ayşin gözaltında tutuldu. Bayram sabahı yani gözaltının 8’inci gününde Amed’e göç eden Mehmet Can Ayşin’in çocukları, babalarını sormak için gittikleri Lice İlçe Jandarma Karakolunda “Savcı izne gitmiş ve izinden döndükten sonra, biz babanızın ifadesini alıp serbest bırakacağız” cevabını aldı. O günden bu yana Mehmet Can Ayşin’den haber alınamadı. Aile, Lice İlçe Jandarma Karakolu, Diyarbakır Valiliği, Meclis İnsan Hakları Komisyonu, OHAL Bölge Valiliği nezdinde sayısız başvurular yapsa da “Böyle birini almamışız, görmemişiz” yanıtlarıyla karşılaştı. Gözaltına alındığı günden sonra Mehmet Can Ayşin’in ailesi onla ilgili ne bir haber alabildi ne de cenazesini bulabildi.

“Bütün yaşamımız elimizden alındı”

Mehmet Ayşin’in kızı Aynur Ayşin, 27 yıldır babasının akıbetini sormak için mücadele veriyor. 1994 yılında askerlerin köyü basıp yakması sonrası yaşadıklarını ajansımıza anlatan Aynur Ayşin, o günden sonra hem yaşamlarını hem babalarını kaybettiğini söyledi. Henüz 24 yaşındayken babasını kaybettiği günü Aynur Ayşin şu sözlerle anlattı:

“O zamanlar askerlerin yakmadığı köy kaybetmediği insan kalmadı. Herkes acaba sıra bize ne zaman gelecek diye bekliyordu. O gün köyümüze geldiklerinde evlerde ki bütün insanları dışarı çıkardılar. Benim en küçük kardeşim 1 yaşındaydı o zaman. Kadın, çocuk demeden askerler herkesi köy meydanına topladı. Meydanda bizi topladıktan sonra evlerimizi yaktılar. Evler yandıktan sonra bizi ve çocukları bıraktılar. Erkekleri de bir arabaya toplayıp Lice’ye götürdüler. Lice’de babam dışında ki herkes serbest bırakıldı ama babam bırakılmadı. Köyümüz yakıldıktan sonra biz de hemen Diyarbakır Merkez’e göç etmek zorunda kaldık.”

“Bir mezar taşı istiyoruz”

Yaşadıkları olaydan sonra yıllarca babalarını aramalarına ve dilekçe vermelerine rağmen ondan bir haber alamadıklarını söyleyen Aynur Ayşin, bir mezar da olsa bulmanın hakları olduğunu dile getirdi. Aynur Avşin, “O günlerde çekmediğimiz yaşamadığımız şey kalmadı. Babamı aylarca yıllarca aradık ama bulamadık. Dedem ve nenem günlerce karakolun önünde nöbet tuttu ama hiçbir cevap alamadık. Benim kardeşlerim babasız büyüdü. Bizim yaşamımız yok edildi. Neler yaşadığımızı bir biz bir de Allah biliyor. Tek talebimiz bir mezarın olması, faillerin bir an önce yargılanması. 27 yıldır hepimizin gözü kapıda bir haber bekliyoruz. Bize bunları yaşatanlar umarım bizden aldıkları huzuru mutluluğu yaşamaz” diye konuştu.