“Anadillerini öğrenerek büyüyen çocuklar daha başarılı”

Son yıllarda bölgede Kürt ebeveynlerin çocuklarını anadilleri ile değil de Türkçe konuşarak büyüttüğüne dikkat çeken MED-DER Eşbaşkanı Şilan Elmas Kan, ailelere bu yöntemden uzaklaşılması gerektiği çağrısında bulundu. Çocukların kendi anadillerini öğrenerek hayata başlaması gerektiğini savunan Şilan Elmas Kan, anadillerini öğrenerek büyüyen çocukların her alanda daha başarılı olduğuna dikkat çekti.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Amed – Sayıları milyonları aşan Kürt halkının konuştuğu Kürtçe diline yönelik asırlardır süren asimilasyon politikaları devam ederken, yaşam içerinde anadilin kullanımı konusunda da bir azalmanın olduğu gözlemleniyor. En son geçtiğimiz sene merkezi Diyarbakır’da bulunan Rawest Araştırma Merkezi tarafından Doğu ve Güneydoğu’da 8 il ve 25 ilçede yapılan “Ebeveyn ve çocuklar arasında anadilin durumu” ile ilgili çalışmada Kürt ebeveynlerin çocukları ile Türkçe konuştuğu ortaya çıktı. Kuşaklar arasında anadilin kullanımının geçtiğimiz senelere oranla azalmasına dair konuşan Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırma Derneği (MED-DER) Eşbaşkanı Şilan Elmas Kan, ailelerin dil ile birlikte çocuklarını Kürdevari bilinçten de uzaklaştırdığını ifade etti.

“Eğitim sistemi gerekçe yapılıyor”

Özellikle son yıllarda ortaya çıkan bu durumun eğitim sistemi gerekçe gösterilerek yapıldığını belirten Şilan Elmas Kan, ailelerin çocukların eğitim dili olan Türkçe’yi bilmedikleri halde okulda başarısız olacaklarını düşündükleri için bu yönteme başvurduklarını söyledi. Ailelerin bu şekilde çocuklarına küçük yaşta anadilleri olan Kürtçeyi değil Türkçeyi öğretmeye başladığını ifade eden Şilan Elmas Kan, çocukların bu anlayışla kendi dillerinden uzaklaştığını dile getirdi.

“Ailelerin çocuklarına önce ana dillerini öğretmesi gerek”

Dil ile birlikte çocukların Kürt tarihi ve bilincinden de uzaklaştığına dikkat çeken Şilan Elmas Kan, konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Bugün Kürt halkı olmanın bilinci ile çalışma yürütüp kaderi tayin edenler de Türk okullarından mezun olanlar.  O eğitimi alan insanlar şimdi Kürt bilinciyle çalışmalar yürütüyor. Onlarda okulla ilk başladıklarında Türkçe tek bir kelime dahi bilmiyorlardı. Ben kendimden örnek vereyim; okula ilk başladığımda tek kelime Türkçe bilmiyordum. Bizim gibi binlerce çocuk da aynı şekilde Türkçe bilmiyordu. Ama hepsi de okulda çok başarılıydı. Hem Kürtçeyi çok iyi biliyorduk hem de zamanla Türkçeyi Türklerden daha iyi konuşmaya başlamıştık. Bu anlamda ailelerin çocuklarına her şeyden önce Kürtçe dil bilincini aktarması gerek.”

“Önceliğimiz ana dilimizi korumak olmalı”

Başarılı olmak isteyen bir insanın önce kendi anadilini bilmesi gerektiğini ifade eden Şilan Elmas Kan, “Psikologlar ve dil bilimciler de söylediklerimize makalelerinde yer veriyor. Anadilini bilmeyen bir çocuğun durumu kötüye gidiyor ve bu psikolojilerini de bozuyor. Neden, çünkü öncelikle kendi dillerini bilmiyorlar bunun için diğer dilleri de iyi öğrenemiyorlar. Önceliğimiz anadilimizi ve toplumumuzu korumak olmalı. Dilini bilmediğin sürece hiçbir alanda başarılı olamazsın. Başarılı olmak isteyen her insanın önce ana dilini bilmesi gerek. Ondan sonra diğer diller öğrenmeye başlanmalı” diye konuştu.

“ Dil çalışmaları toplumsal olmalı”  

Kürt anne ve babalara bu anlamda çağrı yapan Şilan Elmas Kan, ailelerin çocuklarına ana dil farkındalığıyla yaklaşması gerektiğine değindi.  Ana dil çalışmaları ve korunmasının kişilerle değil toplumsal olması gerektiğini belirten Şilan Elmas Kan şunları söyledi; “ Öncelikle kendi ana dilini iyi bilmek gerekiyor. Yabancı bir dil ile Kürdevari bir ortam oluşturulamaz. Anneler ve aileler öncelikle çocuklarına ana dillerini öğretmeleri gerekiyor. Ancak bu şekilde başarılı olabilirler. Çocuklar Kürt tarihini ve dilini de bilmeli. Kürt dili üzerinde ki baskıları Kürt halkı üzerinde yaşanan baskılara karşı bilinçli olmalı.  İnsanlar toplumunu, tarihini ve kültürünü sadece diliyle tanır. Bu anlamda ailelerin farkında olması gerek.  Eskiden biz Türkçe bilmiyorduk ama şimdi onlardan iyi konuşuyoruz. Aileler çocuklarımız üzerinde yürütülen politikaların farkında olsun. Dil çalışmaları kurum ya da kişiye göre değil toplumsal olmalı herkes dili için mücadele etmeli.”