Afganistan’da kadın gazeteciler hedefte

Karşılaştıkları bütün zorluklara rağmen mesleklerini ısrarla sürdüren Afganistan’daki kadın gazeteciler, “Biz kadınlar yaşanan zorluklar karşısında geri adım atmamalıyız. Egemen gücün özgürlüklerin sesini bastırmaması için kendi söylediğimizde ısrar etmeliyiz” diyor.




PERWANE KÎBRÎT

Kabil –  Afganistan Gazetecileri Savunma Komitesi’nin verilerine göre; son 8 yılda 74 gazeteci öldürüldü. Gazetecilerden 262’si tehdit edildi, 170 gazeteci fiziki şiddete uğradı. 132 gazeteci ise yaralandı. Aynı verilere göre, 19 gazeteci kaçırılırken, 31 gazeteciye sorun çıkartıldı. Gazetecilerin 170’i tacize maruz kaldı, 5’i kaybedildi. 4 gazetecinin ise izlendiği belirtiliyor. Veriler ülkedeki kadın gazeteciler başta olmak üzere tüm gazetecilerin güvende olmadığını doğruluyor. Afganistanlı kadın gazeteciler yaşadıkları sorunları ve engellemeleri ajansımıza anlattı.

“Kadınlara sürekli engel çıkarılıyor”

Ulusal radyo ve televizyonda çalışan gazeteci Xedice Emin, kadın gazeteci olarak karşılaştığı sorunlara dikkat çekerek, “Ülkedeki güvenlik sorunu gazetecilerin yaşamını olumsuz anlamda etkiliyor. Ülkedeki var olan bu durum nedeniyle kimse görüş ve röportaj vermek istemiyor. Bu durum bizlerde stres yaratıyor. Afganistan’ın düşmanları, gazetecileri tehdit etme ve öldürme ile düşünce özgürlüğünü boğmak ve bununla birlikte mazlumların sesi ile toplumda söz sahibi olan aydınları etkisi altına almak istiyor” diyor. İçinde bulundukları toplumun, ataerkil bir toplum olduğunu ve bu nedenle
kadınların gazetecilik yapmasını benimsemediğini söyleyen Xedice, şöyle konuşuyor:

“Kadınlara engel çıkarılıyor. Bütün bunların temelinde kadın düşmanı iktidarın, kadının gelişmesinden korkma nedeni yer alıyor. Çünkü kadının gelişmesinin toplumun gelişmesi anlamına geldiğini biliyor. Biz kadınlarda yaşadığımız zorlanmalar karşısında geri adım atmamalıyız. Biz kendimizde ısrar edersek, var olan iktidar da ifade ve düşünce özgürlüğünün sesini boğamaz.”

“Ya işini ya ülkesini bırakmak zorunda kalıyor”

Amerika’nın Sesi muhabiri Mehsume Bihar, kadın gazetecilerin yaşadığı sorunları şu şekilde anlatıyor:

“Gazeteciler tehlikeli alanlarda çalıştıkları için sürekli tehlike ile karşı karşıya kalıyorlar. Ülkedeki durum gazetecilerin iş alanlarını daraltmış durumda. Basın, toplumun bütün kesimlerinden ve ailelerden daha fazla kurban veriyor. İçinde bulunduğumuz toplum muhafazakar ve tutucu bir toplumdur. Bu nedenle kadınları sürekli perde arkasında bırakıyorlar ve kadınlara karşı negatif bir düşünceye sahipler. Toplumun bu negatif düşüncesi, kadına yönelik düşmanlığın sevilmesine zemin sunuyor. Sistem, kadının gelişmesini ve erkekler gibi toplumda rahat çalışmasını istemiyor.”

Kadınların perde arkasında olduğu sürecin bittiğini ve kadınlar olarak artık perdenin arkasında olmadıklarını dile getiren Mehsume, “Evi süpürme, mutfakta yemek yapma zamanı geçti. Artık erkeklerden daha fazla iş yapabiliriz ve yaşamın bütün alanlarında rolümüzü oynayabiliriz” diye belirtiyor. Mehsume, “Ülkedeki durum ve kadına, özgür düşünceye karşı olan karanlık düşünce, birçok gazetecinin yakalanmasına, yaşamını yitirmesine neden olmuştur” diyerek birçoğunun ya işini ya da ülkesini bırakmak zorunda kaldığından söz ediyor.

Ülkesini terk etmek zorunda kaldı


Feminist gazeteci ve aynı zamanda Afganistan Kadın Hakları Savunucusu Vida Saxeri, siyasi ve güvenlik nedenlerden kaynaklı ülkeyi terk eden isimlerden. Çalıştığı yerin feminist ve gayrimüslim bir kadını çalıştırmaya tahammül edemediğini söyleyen Vida, ülkeyi terk etme nedenini şöyle açıklıyor:

“Birçok kadın gazeteci ya işi bırakarak evde oturuyor ya da ülkeyi terk etmişlerdir. Ben iş merkezleri ve yaşamda kadın gazetecilerin, aktivistlerin, insan hakları savunucuları için güvenli bir ortamın olmaması nedeniyle ülkeyi terk ettim. Son iki yılda Ebu Ubeyide, Şewrayî Kuweyita ve Taliban’ın terör listelerinde sistematik olarak yer almaya başladım. Bir yıl çalışmalarımı gizli bir şekilde yürüttüm. Daha sonra risk alarak açık bir şekilde çalışma yürütme kararı aldım. Ancak ne yazık ki adım kırmızı bültende yer aldığı ve basın kuruluşlarını tehlikeye sokmamak için bu sefer basın kuruluşları beni kabul etmedi. Bu nedenle kendi ve çocuklarımın yaşamından endişe duyduğum için ülke dışına çıkmak zorunda kaldım.”

Vida, son yıllardaki gazetecilerin katledilmesindeki artışlara dikkat çekiyor.

“Her yer de bilgilendirmeye devam edebiliriz”

Afganistan’da terörizmin mezhepsel ve geleneksel bir şekilde devam ettiğini söyleyen Vida, bu aşiretçi yöntemin kadınların hak ve özgürlüklerine karşı son savaşını verdiğini dile getiriyor. En çok kadınların hedef alındığını vurgulayan Vida, “Kamera ve mikrofon gibi silahlar elimizde olmasa da elimizdeki kalemi alamazlar. Dünyanın her yerinde bilgilendirme yapmayı sürdürebiliriz” diyor. Afganistan’daki son durumun kadınların basın alanında azalmasına neden olduğunu sözlerine ekleyen Vida, “Kimi basın merkezleri, kimi kentlerde güvenlik ve sistem tarafındaki baskılar nedeniyle kadın çalışanlarını işten çıkardı” diye anlatıyor.

“Yaşamak için mücadele edin”

INEKAS televizyon ve radyo spikeri Nadiye Mumend, ailesinin kendisine basın alanında bir zorluk çıkarmadığını ancak, güvenlik kaygıları ve tehditlerin onu işinden soğuttuğunu belirtiyor. 4 meslektaşının öldürüldüğünü ve buna rağmen ısrarlı bir şekilde mesleğini sürdürdüğünü dile getiren Nadiye, “Düşmanın basın merkezine yönelik tehditleri, merkezin kadın çalışanlarının bir süre televizyondan çıkarmasına neden oldu” diye ifade ediyor. Meslektaşlarının
öldürülmesinin ardından kendisinin de takip edildiğini ve tehdit aldığını belirten Nadiye, Kabil’e geçmek zorunda kaldığında Afganistan Gazetecileri Savunma Komitesi’nin güvenliği altında yer aldığını söylüyor. Terörizmin merkezinde çalışma yürüten Nadiye’nin konuşmasında korku ve umutsuzluğa rastlamak mümkün değil. Nadiye, Afganistan’daki kadınlara, “Yaşamsal sorunlardan asla kaçmayın ve yenilgiyi seçmeyin. Yaşamak istiyorsanız, başarıyı kalıcılaştırıncaya
kadar mücadele edin” diye sesleniyor.