İşgal altındaki Cerablûs'tan Kobanê'ye bir göç bir oyunculuk hikayesi

Aslen Cerablûslu olan genç kadın Mûna Al-Cadir, oyunculuğuyla kadın devriminin sesi ve rengi olmayı amaçlıyor.

BERÇEM CÛDÎ

Kobanê- Suriye'de 2011 yılından bu yana devam eden çatışmalar ve işgal birçok insanı yerinden etti. Kuzey ve Doğu Suriye’de kadın öncülüğünde gerçekleşen 19 Temmuz Devrimi, evleri ile hayallerini de geride bırakan gençlere büyük umut oldu. O gençlerden biri olan 19 yaşındaki genç Mûna Al-Cadir, Türk devleti çetelerinin Cerablûs’a saldırı ve işgali sonucu 2014 yılında ailesiyle birlikte Kobanê'ye göç etti. Kobanê'de hayali olan tiyatro oyunculuğunu başarı ile yerine getiren Mûna Al-Cadir’in, geleceğe dair büyük planları var.

Cerablûs, Kobanê, Kuzey Kürdistan

Mûna Al-Cadir işgal saldırılarının hayatını nasıl etkilediğini şöyle anlattı: "2014 yılında Kobanê geldik. O zaman 7 yaşındaydım. Kobanê kültürünü kimse bilmiyordu, dolayısıyla hayatım okumakla sınırlıydı. 2014 yılında IŞİD Kobanê'ye saldırdı ve biz ikinci kez göç etmek zorunda kaldık ve Kuzey Kürdistan'a taşındık. Bu nedenle birçok engelle karşılaştık, bir yılda iki kez göç ettik. Kobanê'nin özgürleştirilmesinden sonra biz de geri döndük ve artık durumumuzu toparlayıp Kobanê'ye yerleştik. 9’uncu sınıfa kadar okudum, ardından 2021 yılında Baqî Xido Kültür ve Sanat Merkezini ziyaret ettim ve birçok kişiyle tanıştım. Oyunculuğa tutkum vardı ama hiçbir şey bilmiyordum. Sonrasında eğitimler aldım, kendimi geliştirdim, videolar paylaşarak tanındım ve takipçilerim oluştu. Başlangıçta çok olumsuz tepkiler alsam da sonrasında bu durum düzeldi ve sevenlerim çoğaldı.”

‘Kurmanci lehçesini gece gündüz çalışarak öğrendim’

Mûna Al-Cadir, oyunculuk kariyerini de şöyle anlattı: "Cerablûs'tayken daha çocuktum ama her konuda bilgiliydim. Bu yüzden çocukluk hayallerim savaşı durdurmak ve barış içinde yaşamaktı. Kobanê'ye geldiğimde birçok hedefim vardı; bunlardan biri de Kürtçe konuşabilmek ve öğrenebilmekti. Artık çok iyi Kurmanci lehçesini gece gündüz çalışarak öğrendim. Yaşadığım olaylar beni çok etkiledi ve avukat olma hayalini kafamda kurdum. Bir gün küçük kız kardeşim herkesin bizi tanıması için bana oyuncu olmamı söyledi. Bölgemizde imkan olmadığı için ilk başta konuyu kabul etmedim ancak Kültür Sanat Merkezi'ni ziyaret ettikten sonra düşüncelerim değişti ve oyuncu olmaya karar verdim. Kişisel çalışmalarımın yanı sıra Mitan Tiyatro Festivali'ne katılmaya hazırlanıyorum, aynı zamanda Minbic şehrinde çekilecek bir Arap belgeseli ve dizisinde de yerimi alıyorum.”

‘Sinema alanında da kendimi geliştirmek istiyorum’

Sinema alanında şu ana kadar profesyonel bir çalışma yapmadıklarını aktaran Mûna Al-Cadir, sadece toplumdaki sorunları ve çatışmaları konu alan oyunlar hazırlayarak YouTube kanalında yayınladığını dile getirdi. Mûna Al-Cadir, “Tabii ki bu çalışmalarla sınırlı değilim, sinema alanında da kendimi geliştirip eserler ortaya koymaya yönelik çabalarım var. Dijital medyada genç bir kadın olarak Kobanê'de yeni bir deneyim. O yüzden Kobanê kültüründe bu konunun kabul edilmemesi gibi birçok engelle karşılaştım ama tüm engellere karşı mücadele ederek bu seviyeye ulaştım" diye belirtti.

‘Amacım kadın devrimini anlatmak’

Hedeflerinden birinin kadın devrimiyle ilgili bir belgesel yapmak olduğunu açıklayan Mûna Al-Cadir, "Geleceğe yönelik pek çok hedefim var, özellikle yazıp yönettiğim bir belgesel yapmak istiyorum. Ayrıca bundan sonraki çalışmalarımda devrime ve kadın mücadelesine özellikle önem vereceğim. Bu devrimde her kadının farklı bir mücadelesi olduğu gibi, ben de kadınlara yönelik geri kalmış zihniyeti kırmak için sanat ve tiyatro aracılığıyla üzerime düşen rolü oynayacağım. Pek çok görselimle kadının aile ve toplum içinde yaşadığına dikkat çektim. Ayrıca kadınların varlığa, iradeye, duyguya ve akla sahip olduğunu, her işi kadının yapabileceğini ve toplumda aktif bir birey olarak yer alabileceğini oyunculuğumla göstermek istiyorum” şeklinde konuştu.