İdlibli kadınlar hem savaşa hem de geleneklere karşı direniyor

Savaşın zorlu koşullarına rağmen birçok başarı elde eden ve bunun için mücadele yürüten İdlibli kadınlar, birçok kadına da umut ışığı oluyor.

SOOHÊR EL-ÎDLİBÎ

İdlib – İdlibli kadınlar savaşın zorlu koşullarına rağmen verdikleri mücadeleden vazgeçmiyor. Kendilerine dayatılan çetin savaş koşulları karşısında daha güçlü ve dirençli olmak için pratik ve mesleki alanda eğitim alarak kendilerini güçlendiren İdlibli kadınlar, öte yandan dayatılan geleneklere karşı da çıkıyor.

“Birçok kadına umut ışığı oldum”

İdlib'de ilk kadın güçlendirme merkezini "Artık ben yük değilim, yardım ediyorum" sloganıyla kuran 47 yaşındaki Ghaliya El-Rahhal, "Sıfırdan başladım. Elimde sadece güçlü kararlılığım ve küçük, karanlık bir bodrum katı vardı. Basit araçlar, savunmasız ve yorgun kadınların dikkatini çekti ve bu basit araçlar, kendi işlerini yapabilmelerine yardımcı oldu. Toplumdan çok eleştiriye, tehdit ve tacize maruz kaldım. Eşim benimle işim arasında bir seçim yapmamı istedi ama ben işime devam ettim. Birçok kadına umut ışığı oldum ve şimdi çok mutluyum” diye konuştu. 

“Eşimden gizli bir şekilde okudum ve çalıştım”

Marat El-Numan şehrinden İdlib'e göç eden Selma El-Awad, hayatın tüm zorlu koşullarına rağmen başarıya odaklandığını söyleyerek, şunları ifade etti: "16 yaşında evlendirildim. O zamanlar sadece temel eğitim sertifikam vardı. Evlendikten sonra yedi yıl dört duvar arasında kaldım. Görevim üç çocuğa bakmaktı ve tüm zamanım eşime hizmet etmek ve onu memnun etmekle geçiyordu. Meslek hayatımda bir şeyler başarmaya karar verdim ve lisans okuyup bir ara sertifika almaya çalıştım. Geri zihniyetli olan eşim evden çıkmama izin vermiyor. Bu yüzden boş zamanlarımda ve eşimin yokluğunda evde gizlice çalıştım ve okudum. Eşim eve geldiğinde kitaplarımı saklıyordum. Çoğu kez eşim aniden eve gelir ve elimdeki kitabı görür yırtardı. Bana psikolojik ve fiziksel şiddet uygulardı."

“Kazandım ve en yüksek notları aldım”

Selma El-Awad, İdlib Serbest Sınav Merkezi'ndeki sınavlara katılmak için eşini ikna etmek için büyük bir çaba sarf ettiğini söyleyerek, "Bazı akrabalarımın aracılığı ile gitmeme izin verildi. Tüm alaylar ve küçük düşürücü sözlere aldırış etmedim. Tüm dersleri evde çalışarak başarı elde ettim. Bir yılda zor koşullarda gösterdiğim azim, eşim ve çevremdeki herkes tarafından şaşkınlıkla izlendi. Kazandım ve en yüksek notları aldım. 2016 yılı sonunda yapılan çalışmaları ve gelişmeleri araştırdım. Bombalamalar ve çeşitli olaylar sırasında kadınlara yardım etmek için kadın sivil savunma ekiplerine katıldım. Bulunduğumuz alanlar bombalanıyordu ama biz işimizi yapıyorduk” diyerek, mücadele azmine dikkat çekti.

“Kadınlar siyasette yer almalı”

Toplum Aktivisti 33 yaşındaki Rawan El-lahellah da kadınların siyaset alanında yer alması gerektiğini belirtti. Kadınları siyasi partilerde temsil edilmediğini kaydeden Rawan El-lahellah, şu ifadelerde bulundu: “Kadınların siyasi organlara katılımı düşüktür. Toplum kadının liderliğini sınırlıyor. Geçen yıl 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde Suriye İnsan Hakları Örgütü bir rapor yayınladı. Raporda bayındırlık işlerinden kadınların maruz kaldığı cinsel tacize dikkat çekildi. Bunun yanı sıra raporda kamu işlerinde, siyaset ve medya alanında çalışan kadınların yaşadığı cinsiyet ayrımcılığına da dikkat çekiliyordu. Ağır ekonomik ve sosyal koşullar nedeniyle kadınların kötü koşullar altında çalışmak zorunda kaldığı da belirtiliyordu raporda. Cinsiyet temelinde çok fazla taciz ve ayrımcılığın yanı sıra kadınların kıyafetlerine getirilen yasaklara da yer verilmişti.”