İdlib'deki göçmen kadınlar: Hayata dair umudumuzu yitirdik
Bombardımanlar nedeniyle topraklarını terk eden ve kamplardaki ağır şartlarda yaşam süren kadınlar, hayata dair umutlarını yitirdiklerini belirterek, yaşam koşullarının iyileştirilmesini istedi.
HADEEL Al-OMAR
İdlib– Suriye’de yürütülen savaş politikaları, yerinden edilme, yoksulluk ve evsizlik gibi birçok trajediye neden oluyor. Yerinden edilmenin en büyük acısını ise kadınlar, çocuklar ve yaşlılar yaşıyor. Türk devletinin ve ona bağlı HTŞ’nin işgali altındaki İdlib’de kamplarda yaşam mücadelesi veren yerinden edilen kadınlar, geleceğe dair hayal kuramıyor.
‘Yaşamanın en temel ihtiyaçlarını da karşılayamıyoruz’
Kamp sakinlerinden 70 yaşındaki Sabah Al-Burghul, yaşadığı çadırda, hayatın en temel ihtiyaçlarından da yoksun. Sabah Al-Burghul, “İlaçlarımı alamıyorum, ekmek, gaz ve benzeri temel ihtiyaçlarımı karşılayamıyorum. Özellikle kışın sert soğuğunda su, yiyecek ve ısınma eksikliği nedeniyle hayata dair tüm umudumu yitirdim. Yaşamanın en temel ihtiyaçlarını da karşılayamıyoruz. Eşim geçtiğimiz yıl hastalıktan yaşamını yitirdi. En büyük oğlum savaşın başından beri Şam hükümet hapishanelerinde tutuklu bulunuyor. Kızım ise eşi ve çocuklarıyla birlikte Türkiye’de yaşıyor. Hastalığıma rağmen ısınmak için dışarıdan naylon poşetler toplamaya çalışıyorum. İnsani yardım kuruluşları ise zaman zaman yiyecek dağıtıyor. Hastalandığımda benimle ilgilenecek kimse olmuyor” diyor.
‘Bu yalnızlık acımı artırıyor ve ikiye katlıyor’
Fatima Al-Marai, sağlığına büyük zarar veren naylon ve yanıcı maddeleri toplayarak ısınmaya ihtiyacını karşılamaya çalışıyor. Kış mevsimi ve yakacak olarak kullandığı naylonlardan kaynaklı defalarca soğuk algınlığı ve nefes darlığı şikayetiyle hastaneye kaldırıldığını söyleyen Fatima Al-Marai, yıllardır tansiyon ve şeker hastası olduğunu da ekliyor. Yoksulluk nedeniyle gerekli ilaçları alamadığını kaydeden Fatima Al-Marai, “Bu çadırımın içinde ölsem kimsenin haberi olmayacak. Bu yalnızlık acımı artırıyor ve ikiye katlıyor” sözlerine dikkat çekiyor.
‘Kampta açlık, yoksullukla karşı karşıyayız’
Maryam Al-Qaddah ise 67 yaşında yıpranan çadırında yaşam mücadelesi veriyor. Temel ihtiyaçlarını karşılamak için kendi deyimiyle "iyi insanlara" güveniyor. Bombardımanlar nedeniyle eşiyle birlikte yaşadıkları Ahsem köyünü terk etmek zorunda kaldıklarını dile getiren Maryam Al-Qaddah, geldikleri çadırda ise ölümün başka bir yüzüyle karşılaştıklarına vurgu yapıyor. Maryam Al-Qaddah, “Kampta açlık, yoksullukla karşı karşıyayız. Rastgele bir çadırda kalıyoruz ve hastalandığımızda doktora gitmeye, ilaç almaya bile enerjimiz yok” diyerek yaşadıklarını anlatıyor.