Çocuk yaşta Halepçe Katliamı’na tanık oldu: Hiçbir acı ile kıyaslanamaz

Halepçe Katliamı yaşandığı sırada henüz 5 yaşında olan Rengîn Selam Mehmud, yaşanan acının hiçbir acı ile kıyaslanamayacağına dikkat çekerek, yeni bir Halepçe için dayanışma çağrısında bulundu.

BÊRİTAN ZINAR

Helepçe – 16 Mart 1988 tarihinde Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in emriyle Halepçe kenti zehirli gazlarla bombalandı ve bu saldırıda aralarında kadın ve çocuklarında bulunduğu 5 binden fazla Kürt yaşamını yitirdi, on binlerce kişi yaralandı ve zehirli gaz nedeniyle çeşitli hastalıklar ortaya çıktı. Ortadoğu’nun Hiroşiması olarak bilinen Halepçe Katliamı, Kürt halkının tarihinde büyük bir acı ve yaradır. Bu katliamın acısı ise geçen yıllara rağmen devam ediyor. Rengîn Selam Mehmud, Halepçe Katliamı sırasında 5 yaşındaydı ve yaşananları dün gibi hafızasında taşıyor.

“Yaşlılar ve bebekler omuzlarda taşındı”

Katliama dair hafızasında kötü anıların kaldığını söyleyen Rengîn Selam Mehmud, “Saldırının ardından ailem Halepçe’den çıkar ve Ebabeyl köyüne doğru yol alır. Ebabeyl köyü, Halepçe kenti her bombalandığında herkesin gittiği köylerden biri. Hatırladığım kadarıyla insanlar çaresizdi ve kendi dertleriyle meşguldü. Yaşlılar ve çocuklar omuzlarda taşındı. Suyun olduğu yerlere getirildi. O süreçte ıslak bez, yoğurt ve kömür sayesinde insanlar kimyasaldan kurtuldu. Büyüyünceye kadar kimyasal nedir bilmiyordum” dedi.

“Acılara rağmen Newroz ateşi yakıldı”

Halepçe Katliamı nedeniyle insanların büyük acılara tanıklık ettiğini ifade eden Rengîn Selam Mehmud, “Hatırlıyorum da bir keresinde İran'a gitmiştik. Bu kadar kötü duruma rağmen halk Newroz ateşini yaktı. Başka bir ülkeye kaçtık ama yenilenmenin simgesi olan Newroz ateşi vardı. İran'ın Sunxur Kampı’na yerleştik. Orada çok kötü şeyler yaşadık. Su ve yemek sorunları vardı. Her ailede kimyasal bir yaralanma vardı. Sunxur Kampı’na gittiğimizde insanlar bizi karşıladı, yemek ve çay verdiler. Her aileye çadır sağlandı ve aileler çadırlara yerleştirildi” ifadelerinde bulundu.

“Dedem Süleymaniye’de yaşamını yitirdi”

Ailesinin 1989 yılında Federe Kürdistan Bölgesi’nin Süleymaniye kentine yerleştiğini kaydeden Rengîn Selam Mehmud, “Kimyasalın büyükbabam üzerinde büyük etkisi vardı, sürekli yardım ve soğuk şeyler istiyordu. Büyükbabam Süleymaniye’de yaşamını yitirdi. Bir başka ilginç şey de biz çocuklar kalabalık bir şekilde yıkanmayı öğrenmemiştik. Annem kampa çabucak dönmek için bizi aceleyle yıkardı ve kampa dönerdi. Bize yiyecek bulabilmek için sürekli hareket halindeydi. Ardından bir süre Erbat şehrinde kaldık, sonra yeni Halepçe'ye yerleştik, ardından 90'lı yıllarda insanlar kaçtığımız Halepçe'ye döndü. Herkes eve döndüğü için mutluydu. 1991 yılında hayata sıfırdan başladık. 1991'de yine yerimizden ayrıldık” şeklinde konuştu.

“Yaralıların büyük bir kısmı iyileşmedi”

Bölgeye yönelik saldırıların farklı yıllarda da devam ettiğine dikkat çeken Rengîn Selam Mehmud, “O süreçte oyun oynadığımı hatırlamıyorum, 90'lı yıllara kadar biz çocukken hiç oyun oynayamadık. Oyuncaklarımız yoktu. Şimdi bir yetişkin olarak baktığım zaman durumu daha iyi anlıyorsun. Yaralıların büyük bir kısmı hala iyileşmedi. Halepçe acısı başka hiçbir acıyla kıyaslanamaz. Halepçe'ye soykırım yapıldı. Halepçe’ye yönelik farklı tarihlerde saldırılar oldu ancak en büyük suç 1988'de işlendi. İnsanlığa karşı suçlar işlendi ve bu insanlığa karşı suçları tespit edemedik ve eğitim programlarında bile bu konuya nadiren değiniliyor. Diğer ülkeler gibi biz de bu durumu gösteremedik ve bundan ders çıkaramadık” dedi.

“63 toplu mezar var, çoğu ise bilinmiyor”

Halkın çektiği acılara rağmen yerel yönetimin bu konuyla ilgilenmediğini belirten Rengîn Selam Mehmud, sözlerine şöyle devam etti: “Bu şehrin ve insanının başına gelen onca şeye rağmen bugün bu şehre layık olduğu gibi davranılmıyor. Halepçe şehitlerinin bombalanmasının 34. yıldönümünü anmak için hala bir salon yok. Büyük bir adaletsizlik var. Yaralılar için henüz bir çözüm bulunamadı. Hala tedavileri yapılmamış, insanlar şehirden göç ediyor. Bu şehirde üniversite mezunu binlerce kız ve erkek işsiz. Hükümet Halepçe'de 34 yıllık süreçte verdiği sözleri yerine getirebilir. İyi bir hizmet verilseydi kimyasalın acısını unuturduk, fakat yapılmadı, acılar devam ediyor. Son bilgilere göre Halepçe'de 63 toplu mezar bulunuyor. Ancak Şehitler Bakanlığı 39 toplu mezar kaydetti. Halepçe ve çevresindeki herkesin toplu mezarların nerede olduğunu bilmesi için bir sistem kurulacak. Kürt halkı da bu toplu mezarların bulunması için gerekeni yapmalıdır.”

“Yeni Halepçe için dayanışma olmalı”

Saldırılarla Kürt halkının birliğinin yok edilmek istendiğini kaydeden Rengîn Selam Mehmûd, “Kürt toplumunun bu saldırılardan ders çıkarması gerekiyor. Kürtler birlik ruhuyla hareket etmeli. Her Kürt bireye bir ulusal kimlik duygusu aşılamalıyız. Ayrıca anaokulundan başlayarak çocuklar eğitilmelidir. Bu aynı zamanda el ele ve birlikte yapılması ağır bir iştir. Kürt çocukları arasında milli bir his yaratalım. Helepçe’nin yeniden inşası için bir dayanışmanın olması gerekiyor. Bir söz var; 'Kürtleri dünyaya Halepçe tanıttı' ama beni üzen dünyanın Halepçe için bir şey yapmaması. Halepçe'nin yeniden inşasında bir dayanışma olmalı" diyerek sözlerini noktaladı.