“Tecrit özel bir rejime döndü… Derhal son verin”

HDP Sözcüsü Ebru Günay, Türkiye’nin en temel sorunlarından birinin tecrit olduğunu söyleyerek tecritin artık bir yönetme biçimi haline geldiğini vurguladı ve derhal gerekli adımların atılmasını istedi.

Ankara- HDP Sözcüsü Ebru Günay, Türkiye gündemindeki gelişmelere dair partisinin Genel Merkez’inde basın toplantısı düzenledi.

Ebru Günay’ın konuşmasının büyük bir bölümünü tecrit politikaları oluşturdu.

“Tecrit gibi ülkenin en temel sorunu olan Kürt sorununu derinleştiren, suç teşkil eden bir konuda bile iktidar gözümüzün içine baka baka bu suçu sürdürüyor. İktidarın dört bir koldan ‘Kürt sorunu yoktur’ politikasının bir devamı olarak ‘tecrit’ de derinleştiriliyor. 22 yılda mutlak ve ağırlaştırılmış hale getirilen tecrit İmralı’dan başlayarak bütün ülkede uygulanan bir özel rejime döndü” şeklinde konuşan Ebru Günay, istikrarlı bir şekilde suçun sürdürüldüğüne dikkat çekti.

“Tecrit artık bir yönetme biçimi”

HDP Sözcüsü Ebru Günay şöyle konuştu:

“Tecrit artık iktidarın yönetme biçimi ve rejiminin karakteridir. Kürt halkına ve Türkiye demokrasi güçlerine yönelik saldırıların kaynağı tecrit politikalarıdır. Partimize yönelik saldırılar, kapatma davası da bu politikanın ve saldırı konseptinin devamıdır.”

Hukuk sisteminin ayaklar altına alındığına vurgu yapan Ebru Günay, “CPT gibi bu suçu izleyen uluslararası kurumlar sorumluluk sahibidir. CPT’ye tekrardan çağrı yapıyoruz: Üzerinize düşen görevi yapın. Milyonlarca insan İmralı adasında neler olup bittiğini bilmiyor, Başta Öcalan olmak üzere Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş’tan haber alınamıyor” dedi.

“Halkların önünde iki seçenek var”

Ebru Günay, “Biz derhal İmralı’dan haber almak istiyoruz, derhal işlediğiniz bu suça son vermenizi bekliyoruz. Bizim için onurlu barış ve demokratik siyaset tarzı esastır. Bunun yolu da Sayın Öcalan’a uygulanan ve hiçbir hukuki ve ahlaki temeli olmayan tecridin kaldırılmasından ve diyalog kanallarının açılmasından geçiyor. Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması bütün Türkiye halklarının ortak çıkarınadır. Türkiye halklarının önünde iki seçenek var. Ya bu iktidarı hukuksuzlukları ile birlikte sandığa gömmek, yoksulluk, işsizlik ve hukuksuzluktan hep birlikte kurtulmak ya da İmralı’da devreye konan totaliter anlayışın mahalle mahalle, ev ev yayılmasına neden olmaktır” şeklinde konuştu.