Rûken Ehmed: Deprem ulus devletin gerçek yüzünü gösterdi
Yaşanan deprem felaketinde ulus devletin gerçek yüzünün ortaya çıktığını kaydeden Tev-Dem Eşbaşkanı Rûken Ehmed, Türk devletinin halkı ölüme terk ettiğini belirterek, yaraların sarılması için ulusal birlik çağrısında bulundu.
RONAHÎ NÛDA
Qamişlo – Mereş’de 6 Şubat'ta 7.7 ve 7.6 büyüklüğünde medyana gelen depremler Amed, Dilok, Meletî, Riha, Semsûr, Hatay, Kilis, Adana, Osmaniye, Suriye ile Kuzey ve Doğu Suriye kentlerinde büyük yıkımlara neden oldu. Demokratik Toplum Hareketi (Tev-Dem) Eşbaşkanı Rûken Ehmed, Mereş merkezli yaşanan depreme ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, bilançonun ağırlaşmasının nedeninin Türk devleti politikalarından kaynaklandığını söyledi. Depremin ikinci gününde Türk devletinin bölgeye yönelik saldırılarının sürdüğüne dikkat çeken Rûken Ehmed, deprem felaketinin yaralarının sarılması için ulusal birlik çağrısında bulundu.
‘Birlikleriyle ulus devleti anlamsızlaştırdılar’
Yaşamını yitirenlerin ailelerine başsağlığı, yaralılara acil şifa dileyen Rûken Ehmed, sözlerine şöyle devam etti: “Yaşanan deprem büyük acılara neden oldu ve en acısı da kış mevsiminde olmamızdır. Depremin ardından Türk devleti olay yerine çok geç müdahale etti ve hala müdahale edilmeyen yerler var. Halkın devletten beklemeden, birbirine sahip çıkması saygı duyulması gereken bir şeydir. Halk enkaz altında kalanları kurtarmak için kendi elleriyle enkazı kaldırıp kazıdı. Bu depremde de halkın Türk devletinden umudunu kestiğini gördük. Halklar arasında oluşan birlik önemli. Ortaya çıkan birlik tablosu ulus devletin varlığını anlamsızlaştırdı.”
‘Devlet toplumu ölüme terk ediyor’
Felaketlere yol açan ulus devletlerin savaş politikalarına dikkat çeken Rûken Ehmed, “Deprem Bakûr’e Kürdistan ve Suriye’de oldu. Kimse Idlib, Efrîn ve Halep halkının yardım çığlıklarına koşmadı, neden koşmadı? Yeterince çaldılar, yağmaladılar, demografiyi değiştirdiler. Bu deprem kendi çıkarlarını düşünen ulus devletin gerçek yüzünü herkese gösterdi. Bakûrê Kürdistan’da hala enkazın altında çok sayıda insan var ve henüz bir çalışma başlatılmış değil. Yapılan siyaset toplumu yok etme siyasetidir. Halka ırkçılık uygulamakta ve halklar arasına ayrım konulmaktadır. Bu politika toplumu ölümle karşı karşıya bırakıyor. Enkaz altında insanların kurtarılmaması Türk devletinin toplumu ölüme terk eden politikasının sonucudur” şeklinde konuştu.
‘Türk devleti saldırılarını durdurmadı’
On yıl içinde bölgede birçok savaşın yaşandığına işaret eden Rûken Ehmed, Türk devletinin bölgeye yönelik saldırılarını durdurmadığını söyledi. Rûken Ehmed, “Kuzey ve Doğu Suriye her zaman bir savaş hazırlığı içindeler. Türk devletinin siyaset ve tehditleri halkın sükûnet içinde yaşamasını engelledi. Türk devleti halkın ekonomik kriz içerisinde çatışmalarla yaşaması için en son 19 Kasım’da Kuzey ve Doğu Suriye’ye saldırdı ve bölgenin alt yapısını hedef aldı. Toplum tüm saldırılara karşı savunma aşamasına geçiyor. Bu yüzden halk 11 yıldır büyük zorluklar yaşıyor. Saldırılar ve en son deprem de var olan sonucu gösteriyor. Toplum ne kadar karmaşıklık içinde olduğu kadar egemenler kendilerini o kadar yürütüyorlar” diye belirtti.
‘Soykırım siyaseti yürütülüyor’
Deprem yaşandıktan bir gün sonra Türk devletinin Til Rifetê bombalarla saldırdığına dikkat çeken Rûken Ehmed, “Halep halkının deprem nedeniyle yönünü Til Rifat ve Şehba’ya vermesi acı bir durum. Ancak Türk devleti depremden bir gün sonra toplarla Til Rifat’a saldırdı. Erdoğan halkların yaşamını yok etme üzerinden kendini yaşatıyor. Seçimlerden iyi bir sonuç almak için elinden ne geliyorsa onu yapıyor. Bugün halkımıza yönelik bir soykırım siyaseti yürütülmektedir. Halkımızda bunun farkında. Tüm saldırı ve karmaşıklıklara rağmen uluslararası komplo ve ağırlaştırılmış tecrit için hazırlık yapıp eylemlerini gerçekleştirdiler. Toplum içinde oluşan ruh, Türk devletinin sonuç almasının önüne geçiyor” dedi.
‘Türk devleti bütçeyi savaşa harcıyor’
AKP-MHP hükümetinin yürütmüş olduğu siyasete işaret eden Rûken Ehmed, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Deprem için olan bütçenin tamamını Kuzey ve Doğu Suriye’ye karşı savaşta harcadı. AKP-MHP siyaseti Türkiye halklarını da büyük bir zorluk içine soktu ve halkın ekonomisini savaş için harcadı. Son 8 ayda Türk devleti toplumun bütçesini Kuzey ve Doğu Suriye ile Başûrê Kürdistan savaşına harcıyor. Halkın bütçesini savaşa harcayacağına ve silah alacağına o bütçeyi halkın hizmetine koyup tedbirler alsaydı bugün depremin sonucu böyle olmazdı. Türk devletinin toplum varlığına yönelik bir siyaseti yok. Bu yüzden AKP-MHP’nin yürüttüğü siyaset toplum ve kültürü soykırımdan geçirmektir. Onlar için toplumun enkaz altında kalmasının, ölmesinin bir önemi yok. Onlar için önemli olan iktidarları.”
Seferberlik ve birlik çağrısı
Ulusal birliğin önemi dikkat çeken Rûken Ehmed, son olarak şunları söyledi: “2023 yılında Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünü sağlamak için var olan iktidarı yıkmamız gerekiyor. Bugün İran’da kadınlar öncülüğünde bir ayaklanma yaşanıyor. Bakûrê Kürdistan’da halklar kendini örgütlerse iktidarın kurbanı olmayacaktır. Önder Apo’nun düşünce ve felsefesi bugün tüm halklar için ilham kaynağı olmuş durumda. Bu ilham kaynağını daha iyi anlamak için mevcut iktidarı beklemeyelim. Halkın ulusal birliğini oluşturmaya gücü var. Ulusal birliğin oluşturulması için kadın ve topluma sesleniyoruz. Bu depremde en çok zarar gören kadınlar oldu. İktidarın sonunu getirecek olanda kadınlar olacak. Tecridi kıracak olanda kadın inancı ve gücüdür.”