Pervin Buldan: Barış ve demokrasi umudunu söndüremeyecekler
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, katledilen Deniz Poyraz’a yönelik suçlamalarda bulunan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin katil ile dil birliği yaptığını belirterek, “Ne bizlere ne de halkımıza diz çöktüremediler. Çöktüremeyecekler. Barış ve demokrasi umudunu hiçbir zaman söndüremediler, söndüremeyecekler” dedi.
Haber Merkezi - HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Meclis’te düzenlenen partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. “Acımız büyük, öfkemiz de” sözleri ile konuşmasına başlayan Pervin Buldan, “Canımızı, yoldaşımızı, partimizin emektarı Deniz Poyraz’ı alçakça katlettiler. Bizden, yaşamdan kopardılar. Karanlık tarihlerinin sayfasına bir yenisini daha eklediler. Kirli döngülerinin karanlık yüzünü bir kez daha gösterdiler. Farklılıklarımıza olan düşmanlıklarını bir kez daha sergilediler. Barış umuduna kurşun sıktılar. Halklarımızın ortak gelecek hayaline saldırdılar. Birlikte yaşam irademizi hedef aldılar. Halklarımızın büyüyen umudu olan HDP’ye saldırdılar. Senaryolarını gayet iyi biliyoruz. Katliamlarla, siyasi cinayetlerle, zulümlerle, işkencelerle, çetelerle bu toprakları karanlığa boğmak, yaşanılmaz hale getirmektir. Amaçları geleceği karartmak, umutları söndürmektir. Ama hiçbir zaman başaramadılar” diye belirtti.
Pervin Buldan konuşmasının devamında şu ifadelerde bulundu:
“Ne bizlere ne de halkımıza diz çöktüremediler. Çöktüremeyecekler. Barış ve demokrasi umudunu hiçbir zaman söndüremediler, söndüremeyecekler. Onurlu yaşam mücadelesinden bizleri vazgeçiremediler. Vazgeçiremeyecekler! Bizim mücadele tarihimiz, onurlu direniş tarihidir. Tarihimiz, korkaklar karşısında inadına cesaretin tarihidir. İdam sehpalarında baş eğmeyenlerin tarihidir. Teslimiyeti kabul etmeyenlerin tarihidir. Mücadelemiz, savaşın tüm kirlenmişliğine karşı tertemiz bir barış mücadelesidir. Mücadelemiz, faşizmin karanlığına karşı demokrasi mücadelesidir. Yolumuz, inadına barış, inadına özgürlük yoludur. Karanlığın karşısında hakikatin yoldur. Zulmün ve haksızlığın karşısında adaletin yoldur. Yolumuz özgür gelecek yoludur.
“Deniz’e sözümüzdür; Barış’ı bu ülkede mutlaka gerçekleştireceğiz”
Adımız ayağa kalkan umuttur. Adımız, direniş ırmaklarının birleştiği Deniz’dir. Adımız; Deniz Poyraz’dır. Sana sözümüzdür Sevgili Deniz. Yarım kalan hayallerin milyonların hayalidir ve bu topraklarda mutlaka ama mutlaka yaşam bulacaktır. Senin mücadelen, senin cesaretin hepimizin mücadelesi, hepimizin cesaretidir. Milyonlar seninle tek yürek oldu, seninle Deniz oldu, seninle inanç oldu, seninle kararlılık oldu. Halklar bahçesi İzmir’den doğan güneş oldun. Hepimize ışık oldun. Milyonlara rehber oldun. Yolumuzu aydınlattın. Sana sözümüzdür. Aydınlattığın bu yolda barışı bu ülkede mutlaka gerçekleştireceğiz.
“Tetiği çektiren güçlerin varlığını kimse inkar edemez”
Kurşunların umudu söndürmesine asla izin vermeyeceğiz. Kadifekale burçlarında ve yüreklerimizde adın her daim yankılanacaktır. Senin ve binlerce yoldaşımızın adı barış mücadelemizde sonsuza dek yaşayacaktır. Seni özleyeceğiz, seni asla unutmayacağız, unutturmayacağız. Mekânın cennet olsun, yıldızlar yoldaşın olsun. Bu ülkede on yıllardır katiller yaratan karanlığın varlığını bizler çok iyi biliyor ve tanıklık ediyoruz. İzmir katliamını gerçekleştiren tetikçi tabi ki tek başına değildir. Onu örgütleyen, yönlendiren, tetiği çektiren güçlerin varlığını hiç kimse inkâr edemez. Bu ülkede işlenen her bir cinayetin, her bir suçun altından aynı ortak profil karşımıza çıkmaktadır. Katilin profili bizlere ortak bir yüzü göstermektedir.
“Suçüstü yakalandılar”
Nedir bu ortak yüz? Sayayım tek tek. Halkların kimliğine, diline, kültürüne, inancına karşı olan nefrettir. Kürt düşmanlığıdır. Barış düşmanlığıdır. Kadın düşmanlığıdır. HDP’ye yönelik ‘haşere temizliği yapılsın’ diyen soykırım dilidir. ‘Daha neler göreceksiniz’ diyen tehdit dilidir. ‘6 milyon kişinin verdiği oy kalaşnikof kurşunudur’ diyen, ‘daha fazla insan niye katledilmedi’ diye üzülen medya tetikçiliğidir. Şemdinli’de ‘İyi çocuktur’, İzmir’de ‘Adın ne abiciğimdir’ Rojava’da IŞİD’dir, Türkiye’de Susurluk’tur, mafya-çetedir! Kobanê davasındaki kumpastır! HDP’yi kapatma darbesidir! HDP’ye oy veren milyonlara yapılan bedduadır! Soma’da madenciye atılan son yargı tekmesidir! Çorlu’daki adaletsizliktir! Maraş’ta, Çorum’da, Sivas’ta, Gazi’de, Gezi’de yapılan Alevi katliamıdır. Halkı sömüren ve yoksullaştıran soygunculuktur, talancılıktır, hırsızlıktır. Kadınları her gün katleden erkekleri koruma ittifakıdır! Evet, ortak yüzleri budur! Bunların hepsi birdir, beraberdir, kol koladır. İşte Deniz Poyraz’ı katleden de bu örgütlü, planlı birlikteliktir. İstedikleri kadar sorumluluktan kaçmaya çalışsınlar, kurtulamazlar. İzmir katliamında bu ortak yüzün sahiplerinin tamamının parmak izi, nefret izi vardır. Ve İzmir katliamında da tıpkı öncekilerde olduğu gibi suçüstü yakalandılar.
“Katil ile dil birliği yaptı”
İktidarın siyaset adına bu kürsülerden ürettiği HDP düşmanlığıyla, ürettiği nefret diliyle tetikçi arasındaki ilişki açık olarak ortadadır. Gizleyemezsiniz! Katil hangi saiklerle cinayeti işlediğini açıklamışsa Hükümetin küçük ortağı da bugün bu kürsüden çıktı, aynı saikleri Deniz Poyraz’ı hedef gösterdi. Ve katil ile dil birliği yaptı. Bunu çok açık ve net olarak ifade ediyorum. Cinayet iklimini kürsüden devam ettirdi. Deniz Poyraz’a ‘terörist’ dedi. Ailesine ‘terörist’ dedi. Ve sadece denizi ve ailesini değil bu ülkede HDP’ye oy veren milyonları hedef gösterdi. Ve Deniz’e sahip çıkan milyonları hedef gösterdi. Neden daha fazla HDP’li öldürülmedi diye adeta yakındı!
“Hükümetin küçük ortağı İzmir katliamını açıkça üstlenmiştir”
Belki küçük ortağın içi henüz soğumamış. Katil ‘ben içimi soğuttum’ demesine rağmen bugün bu kürsüden iktidarın küçük ortağı içinin soğumadığını alenen ortaya koymuştur. Hükümetin küçük ortağı İzmir katliamını açıkça üstlenmiştir! Yeni cinayetlere, yeni katliamlara kapı aralayacak, azmettirecek olan bu tehlikeli söylemler karşısında savcıları buradan derhal göreve çağırıyoruz! Var mı yürekli bir savcı, var mı bu ülkede adaletin kırıntıları, var mı küçük ortağa haddini bildirecek yürekli bir savcı? Her gün partimize saldıranlara sessiz kalan savcıları işte bugün tam da zamanıdır diyerek bir kez daha göreve davet ediyorum.”