Libyalı aktivistler: Türk devleti Libya’yı sömürgeleştiriyor
Libyalı kadın aktivistler, Türk devletinin ülkelerine yönelik müdahalesini bir tür sömürgecilik olarak değerlendirirken, kadınların bu politikalara karşı seslerini birleştirmesini istedi.
HINDIYA AL-ASHEPY
Bingazi- Türk devleti, Libya Ulusal Ordusu'na karşı Derna, Bingazi, Brak El-Şati, Trablus ve Misrata'da savaşan paralı askerlere yıllarca destek verirken, eski Ulusal Mutabakat Hükümeti ve mevcut Ulusal Birlik Hükümeti ile iş birliği içinde Batı Libya'daki birçok hava üssünü kullanmak üzere anlaşmalar imzaladı. Libya'nın en önemli ve en büyük limanlarından biri olan El-Homs Limanı’nı da 90 yıl süreyle Türk devletinin kullanılmasına karar verildi. Bu sözleşmeler, Türk devletinin Libya'nın toprak egemenliğini ihlal ederken, bu tür anlaşmalara karşı çıkan Libya halkının da öfkesine neden oluyor. Ortadoğu ülkelerinin enerji kaynaklarına da göz diken Türk devleti, Irak ve Suriye halkına yönelik sömürge ve işgal politikası uyguluyor.
‘Türk müdahalesi düşmanca eylem’
Libya'nın güneyindeki Kufra şehrinden aktivist Rima Toka, Türk devletinin politikalarını “Düşmanca eylemler” olarak tanımlayarak, “Türklerin Libya ve Ortadoğu ülkelerine müdahalesi, siyasi ve ekonomik krizlerle karşı karşıya olan savunmasız ülkelere karşı gerçekleştirilen düşmanca eylemler olarak sınıflandırılıyor. Bu, genel olarak Arap ulusal güvenliğine ve Suriye, Irak ve Libya'ya tehdit oluşturuyor.”
‘Kitlesel gösterilere çağrı’
Bingazili siyasi aktivist Şem Bufana, Türk devletinin Libya'ya ve bazı Ortadoğu ülkelerine müdahalesini kınayarak, müdahalenin ülkelerin egemenliğini ve yasalarını ihlal ettiğini kaydetti. Türk devletinin müdahalesini ayrıca uluslararası yasa ve sözleşmeleri hiçe sayan sömürgecilik sistemi olarak tanımlayan Şem Bufana, Türk devletinin Batı Libya'daki varlığına ilişkin, "Türk devleti Suriye ve Libya'daki terör örgütleri saflarında savaşmak, bu ülkelerde gerçekleştirmeye çalıştığı yayılmacı planları uygulamak için paralı askerler ve yabancı savaşçılar topluyor. Bu varlığın bir tür sömürgecilik olduğunu belirtiyoruz. Libya halkını Türk devletinin Libya'ya müdahalesini sınırlamak ve reddetmek için kitlesel gösterilere yapmaya çağırıyoruz” dedi.
‘Türkiye’nin kontrol sağlama çabası var’
Şem Bufana, Türk devletinin Libya'ya müdahalesinin aşamalarını şöyle anlattı: "Türk devleti, inşaatla ilgili büyük ekonomik projeler alan Türk şirketlerinin çalışmaları sayesinde 2011 devriminden önce ekonomik olarak Libya'ya girdi. Önceki rejim döneminde yatırımlar ve 2011'deki Libya devrimi öncesindeki yıllarda tarihi sanat eserleri aracılığıyla bu ülkelerin işlerine doğrudan askeri müdahalelere hazırlık amacıyla Libya'yı ve Arap dünyasını kültürel olarak işgal etmeye çalıştı. Türk devletinin tarihinde Ortadoğu bölgesinde genişleme isteği ve başta Libya olmak üzere birçok ülke üzerinde kontrolü sağlama çabası var.”
‘Türkiye Libya'daki varlığını yeniliyor’
Devrimin ardından ülkede yaşanan siyasi boşluğun çeşitli devlet kurumlarında meydana gelen büyük bölünme ve kaosa neden olduğunu kaydeden Şem Bufana, “Tüm bunlar Türk devletinin Libya'ya müdahale etmesi için uygun ortamı sağladı. Libya'yı tarihi miraslarından biri olarak gördüğü için ülkeyi sömürgeleştirme hayalini yeniden canlandırmak istiyor. Türk devleti, sömürge planı kapsamında Ortadoğu ve dünya ülkelerini hedef alıyor. Libya'daki varlığını yeniliyor” ifadelerinde bulundu.
Libyalı kadınlara çağrı
Libya'nın güneyindeki Traghen şehrinden siyasi aktivist Nacat Muhammad ise Libya'nın işlerine her türlü müdahalenin Libya topraklarının sömürgeleştirilmesi olarak değerlendirdi. Libyalı kadınlara çağrıda bulanan Nacat Muhammad, “Ülke topraklarına yönelik müdahaleleri reddetmeliyiz. Türk devletinin uygulamalarına ve ülkemize yönelik dış müdahalelere sessiz kalırsak Libya'daki durum daha da kötüleşecektir. Türk devletinin Libya işlerine müdahalesine izin verenler birbirini izleyen Libya hükümetleridir. Abdülhamid Dabaiba liderliğindeki Ulusal Birlik Hükümet, Türk hükümetiyle deniz limanı üzerinden 90 yıllık anlaşma imzaladı” dedi.