Libya seçimleri: Ülkeyi ancak kadınlar değiştirebilir
Libya’da Geçici Birlik Hükümeti’nin kurulmasının ardından ana gündem seçimler. Seçim sürecine başından beri hazırlanan Libyalı kadınlar, yeterli temsiliyetin sağlanması ve Libya’nın demokratik bir ülkeye dönüşmesi için siyasi alanda kadın katılımını ve kadın kotasının yükseltilmesini önemsiyor. Libya genelinde tüm kadınların bu konuda aynı görüşü desteklememesi ise tartışmalara yol açıyor.
IBTÎSAM AXFÎR
Bingazi- 5 Şubat günü Libya'yı 24 Aralık'ta planlanan Meclis seçimlerine kadar yönetecek Geçici Birlik Hükümeti belli oldu. 24 Aralık’ta yapılacak Meclis seçimlerine kadınlar da hazırlanıyor. Özellikle Libya’nın doğusu ve güneyinden kadınların siyasete ve seçim sürecine katılım konusundaki ilgisizlikleri tartışmalara yol açıyor. Avukat Fatima Shuneib, gazeteci Hind Al-Huni ve şair Ayşe Bazama Libyalı kadınların liderlik vasıflarına dikkat çekerek, kadınların yeterli temsiliyete ulaşmadığı bir siyasi sistemin demokratik olamayacağı yönünde kaygılılar. Onlara göre bu konuda en çok da rol alması gereken kadınlar.
Libyalı kadınlar uzun bir süredir 24 Aralık’ta gerçekleşecek olan seçimlere kadınların siyasi alanda yeterli temsiliyete ulaşması için toplantılar gerçekleştiriyor. Kadınların siyasi alana bir ilgisi ve katılımı olsa da, henüz erkeklerle eşit temsiliyeti siyasi alanda sağlayacak düzeye ulaşmış değiller. Bunun bir nedeni Liyba’da bulunan grupların yaklaşımı olurken bir diğer nedeni de kadınların kendileri için belirlenen toplumsal statünün dışına çıkmaya cesaret edememesi olarak görülüyor.
“Kadınlar haklarını kullanmalı”
Seçimlere sadece Libya’nın batısından iki kadın aday başkanlık konseyi pozisyonu için kendisini aday olarak gösterirken, doğu ve güney bölgesinden kadınların siyasetten uzak durma ve seçimlere ilgisiz yaklaşımı Liybalı kadın aktivsitler tarafından eleştiriliyor. Özellikle Liyba’nın doğusu ve güneyinden kadınların siyasi alandan neden uzak durduğunu Avukat ve İnsan Hakları Savunucusu Fatima Shuneib ile konuştuk. Fatima Shuneib uluslurarası alanda da bir hak olan 1325 sayılı yasaya dikkat çekerek, kadınların siyasi alana katılımının bir hak olduğunu ve Libyalı kadınların bu haklarını kullanmaları gerektiğine inanıyor. Fatima’ya göre Libyalı kadınlar sadece bakanlık görevlerinde değil, aynı zamanda devlet başkanlığı görevini de yürütebilecek yetkinlik ve vasıftalar.
“Libyalı kadınlar liderlik yapabilir”
Avukat Fatima Shuneib kadınları siyasi sürece dahil etmek için birçok yetkin kadınla da görüştüğüne dikkat çekerek kadınların isteksiz, kendisine güvenmeyen ve siyasi alandan uzak durmayı tercih etmesinin kabul edilemeyeceğini ifade ediyor. Fatima, başkanlık seçimleri için Profesör İman Al-Kosher’in kendisini aday olarak göstermesinin Libyalı kadınları cesaretlendirmesi gereken bir örnek davranış olarak tanımlıyor ve şöyle devam ediyor: "Kadınlar karar alan mercilerde bulunmalı. Kadınları kadınlar yönetmeli. Yine Libyalı kadınlar liderlik yapabilir, değişim yaratabilir. Bu potansiyele sahiptirler.”
“Kadınlar teşvik edilmeli ve desteklenmeli”
Libya’nın doğusundan kadınların kendilerini özellikle neden aday göstermediği bir tartışma konusu olsa da Avukat Fatima Shuneib bu durumu daha çok toplumsal normlara bağlıyor. Fatima “kadınların siyasi alana isteksizliklerini ve geri planda durmalarını değerlendirmemiz gerekiyor. Bizim devraldığımız bir miras var. Kadınları siyasi alana katılım için cesaretlendirecek adımlar da olmalı. Yine destekler gelişmeli. BM ve özellikle karar mercilerinde bulunan yetkililer, kadınların katılımını teşvik edip desteklemeli. Libyalı kadınlar başarılı ve mücadeleci kadınlardır. Bu konuda onlara güvenim sonsuz.”diyor.
“Mevcut toplumsal yapı kadınların cesaretini kırıyor”
Deneyimli bir gazeteci ve aynı zamanda ulusal kongreye Şubat 2011 yılında aday olan Hind Al-Huni Libya’daki erkek egemenliğine ve bunun toplum üzerindeki etkilerine dikkat çekerek, kadınlar toplumsal ve siyasal yaşamda rol almadıkça beklenen değişimin gerçekleşmeyeceğini söylüyor. Hind’e göre erkekler de kadınları bu konuda desteklemeli. Hind Al-Huni “Kadınlar mevcut erkek egemenliğine itaat ettiği sürece, liderlik ruhlarını yitirirler. Katı aşiret yapılanmalarının hakim olduğu bir ülkede yaşıyoruz ve Libya bir hukuk devleti değil maalesef. Kadınların çok büyük korkuları var. Ailenin birliğini sağlayan tek kişi kadın olarak belirlenmiş. Kadınlar bu birliği korumakla yükümlü kılınmış. Bunun dışına çıkarsa hayatı tehlike altına girer. Kadınlar açısından varolan böylesi riskler, kadınların cesaretini kırıyor.” diyor.
Hind Al-Huni, sosyal medyada kadın özgürlüğüne dair söylemleriyle trend olan kadınlar olduğu gerçeğine de yer vererek, özgürleşmenin Libyalı kadınlar için sanal ortamda değil, gerçek hayatta olabileceğini aktarıyor. Son olarak da Liybalı kadınların bilinç düzeyleriyle değişime öncülük edebileceğini ve toplum içerisinde de farkındalık yaratabileceğini belirtiyor.
Şair Ayşe Bazama da Libya’ya hakim olan çoklu grupların gerçeğine ve bu grupların hem toplum hem de kadın özgürlüğü üzerindeki etkilerine dikkat çekerek, kadınların siyasi alanda temsile ulaşmasının önünde bu grupların da etkili olduğunu aktarıyor.