HDP: İstanbul Sözleşmesi’nden imza çekmek kadın düşmanlığıdır
HDP Kadın Meclis Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesine ilişkin Meclis’te HDP’li kadın vekillerle birlikte basın toplantısı düzenledi. Ayşe Acar Başaran, “İstanbul Sözleşmesi ile derdi olan varsa AKP Genel Başkanı ve MHP ittifakıdır” dedi.
Ankara- Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran HDP milletvekilleri ile birlikte İstanbul Sözleşmesi’ne ilişkin Meclis’te haftalık basın toplantısını düzenledi. Toplantıda “İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz” dövizleri taşındı.
Ayşe Acar Başaran, her an sistematik biçimde kadın kazanımlarına, kadınların geleceğine, iradesine saldırarak ayakta durmaya çalışan, kadın düşmanlığından beslenen bir iktidarla karşı karşıya olunduğunu söyledi. Ayşe Acar Başaran, “Tabi ki bunun en son halkası İstanbul Sözleşmesi ama İstanbul Sözleşmesi’ne gelene kadar neler yaşadık? Belki biraz dönüp bakmak lazım. Bir anda gelişmedi İstanbul Sözleşmesi tartışmaları. Bir anda bu mesele ülkenin gündemine gelmedi. AKP iktidarı ince ince dokuyarak süreci bugünlere getirdi” diye konuştu.
2016’da yapılan darbe girişiminin ardından OHAL sürecinde en çok etkilenen kesimin kadınlar olduğunu ifade eden Ayşe Acar Başaran, AKP’nin bu durumu da fırsata çevirdiğini anlattı.
“Belediyelerimiz gasp edildi, eşbaşkanlık sistemimiz hedef gösterildi, belediyelere bağlı kadın kurumları ve sığınma evleri kapatıldı, kadın kurumlarının başına erkek müdürler atandı ve işlevsiz hale getirildi. Yine 2017’de Müftülük Yasası Meclis’ten geçirildi. Bir darbeyi de bu biçimde gerçekleştirdiler. En son geçen yıl bütün dünya pandemi ile uğraşırken, bütün dünya halkını, toplumu, kadınları, yoksulları pandemiden nasıl koruruz tartışması yürütürken, Türkiye’de ‘Çeteleri nasıl salarız, kadına ve çocuğa karşı suç işleyenleri cezaevlerinden nasıl dışarı taşırız’ tartışması yürütüldü. Paralelinde de İstanbul Sözleşmesi, 6284 tartışması yürütüldü.”
"Bu sürecin hedefi kadınlar oldu"
Boşanmaların engellenmesi içn de çalışmalar yapıldığına dikkat çeken Ayşe Acar Başaran, “Aslında kadın erkek eşitsizliğini gidermesi gereken KEFEK Alt Komisyonu’nda ‘Kadınlar nasıl boşanmadan uzak tutulur, o zincirler nasıl daha güçlendirilir’ çalışması yürütüldü. Meclis’e nafaka tartışması getirildi, küçük yaşta çocukların istismarının önünü açmak için düzenleme getirilmeye çalışıldı. Kayyum atanan, özellikle bölgedeki illerde evlilik okulları açılarak kadınlar evliliğin ya da ailenin içinde nasıl tutulabilir çalışması yürütüldü” diye konuştu. Kadın hakları mücadelesi verenlerin hedef haline getirildiğini belirten HDP Kadın Meclis Sözcüsü, “Geçen Mayıs ayında gene pandemi en yüksek seviyedeyken Rosa Kadın Derneği’ne baskın yapıldı ve kurucu üyelerinden Ayla Akat Ata şu an cezaevinde. TJA yıllardır kadın mücadelesi yürütenler bu sürecin en büyük hedefi oldular. Ayşe Gökkan kadın mücadelesi yürüttüğü için şu anda cezaevinde.” dedi.
"Kadınlar sözleşmeden çekilmedi"
HDP Kadın Meclis Sözcüsü Ayşe Acar Başaran açıklamasında şunlara değindi:
“Aslında sadece Cumhurbaşkanı geri çekildi. Kadınlar bu Sözleşme’den geri çekilmedi, Meclis geri çekilmedi. İstanbul Sözleşmesi ile derdi olan varsa AKP Genel Başkanı ve MHP ittifakıdır. Bir yıldır toplumda bu Sözleşme ile manipülasyon yaratıyorlar. ‘İstanbul Sözleşmesi var diye kadınlar katlediliyor’ propagandasını yürütüyorlar. Ama biz biliyoruz ki; olan İstanbul Sözleşmesi’ni uygulanmaması.
İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmek cinsiyetler arası eşitsizliği gidermek için adım atmamak demektir. İktidar tam da bunu yapmak istiyor. Önleyici programlar geliştirmenin önünü tıkamaktır. Zaten her defasında yargı erkek yargı, iktidarın bu siyasi politikaları nedeniyle tam da bunu gerçekleştiriyor. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmek çocukların evlilik yolu ile istismarını kabul etmek demektir. Şiddete uğrayan çocukların, tecavüze uğrayan kadınların destek sistemi sunmamak demektir. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmek bugün bahane ettikleri LGBTİ+’lara yönelik nefret söylemini teşvik etmek, hatta önünü açmak demektir. AKP Genel Başkanı, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmekle kadınları korumasız, ölümle, şiddetle yüz yüze bırakmak istiyor. Tam da bu yüzden diyoruz ki; İstanbul Sözleşmesi’nden imza çekmek kadın düşmanlığıdır.”