Feminist aktivist Mounira Balguti: Tunuslu kadınlar engel tanımıyor

Tunus yasalarında kadınlara dönük hakların olduğunu ancak uygulanmadığını belirten feminist aktivist Mounira Balguti, kadınlar olarak engel tanımadıklarını gelecek nesiller için mücadelelerini sürdüreceklerini söyledi.

 ZOUHOUR MECHERGUI

Tunus – Tunuslu kadınlar, haklarının yasal güvenceye alınması ve kadın-erkek eşitliğinin sağlanması için mücadelelerini sürdürüyor. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında ajansımızın sorularını yanıtlayan feminist aktivist Mounira Balguti, Tunus’un ayrımcı yasalarını, kadınların buna karşı mücadelesini ve elde ettikleri kazanımlarını anlattı. 

*Dünya Kadınlar Günü yaklaşırken kadınların başarıları tehdit altında mı ve bu değişen manzarada feministlerin rolü nedir?

Feminist Hareket'in Tunus'taki durumu da dünyanın geri kalanından farklı değil. Hareketin temelinde kadına yönelik her türlü ayrımcılığa karşı mücadele ve ataerkil sistemler içinde kadın hakları mücadelesi var. Tunus bugün tek otoriteye sahip bir erkek bilinci durumunda yaşıyor. Ülkemizdeki feminist hareketten bahsettiğimizde kadınların, uğrunda mücadele ettikleri tüm haklarını ve yasal kazanımlarını yok etme girişimlerinin önünde durduğunu göreceğiz.

‘Kadın hakları tehdit altına girdi’

Feminist hareket, 58 sayılı Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Yasası’nın çıkarılması için yoğun mücadeleler yürüttü ve iktidar üzerinde bir baskı gücü vardı. Feminist hareket, Kişisel Durum Yasası'nı da güçlendirdi. Bugün Tunus hukukuna baktığımızda kadın hakları açısından derin uçurumların olduğunu söyleyebiliriz. Tunus’ta 25 Temmuz referandumundan sonra özellikle kadın hakları tehdit altına girdi. Demokratik bir yönetimin koşulları ortadan kaldırıldı. Düşünce ve ifade özgürlüğü yok sayıldı. Gazetecilerin susturulmasıyla birlikte bir bütünen halkın sesi kısılmak istendi.

*Kadınların kazanımlarına yönelik ciddi bir tehdit durumunun söz konusu olduğunu söylüyorsunuz. Bu tehdide karşı neler yapılabilir? 

Özellikle devrimden sonra 58 sayılı Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Yasası çıkarıldı. Ancak mevcut yasalar hayattaki gerçek karşılığını bulmuyor. Şiddet mağduru kadınları dinleyen merkezler var ve bizler de bu konuda merkezlere rehberlik ediyoruz. Ancak şiddet mağduru kadınları koruyacak, sorunlarını çözecek gerçek bir siyasi irade yok. Mevcut yasaların yetersiz olmasından kaynaklı sorunlar çözülemiyor. Şiddete maruz kalan kadınların sığınabileceği merkezlerin eksikliği söz konusu. Kadına yönelik şiddet artıyor ve söz konusu yasalar bu konuda oldukça yetersiz. Şiddete karşı yasaların çıkarılması konusunda ciddi bir irade yok. Kanunlara göre kadınlar için devletin özel bir bütçesi var ancak bu bütçe olması gereken yerlere harcanmıyor. Kadına yönelik katliamlarda da artışlar yaşanıyor ve hiçbir önlem alınmıyor.

*Sizce kadına yönelik şiddet oranlarının yüksek olması kolluk kuvvetlerinin zayıflığından mı kaynaklanıyor?

Şiddet oranındaki artışın nedeni siyasi irade eksikliğidir. Erk iktidarın hakim olduğu parlamentoya baktığımızda kadınlara söz hakkının verilmediği, sadece bedensel olarak orada durduğu, karar alma pozisyonlarında yer almadığı gerçekliği var. Parlamentonun şiddetle mücadelede isteksiz olduğunu söyleyebiliriz. Feminist hareketlerin mücadelesiyle devrimden sonra çıkarılan yasalar uygulanmıyor, hayata geçirilmiyor.

‘Haklarımız elimizden alınmak isteniyor’

Haklarımız elimizden alınmak isteniyor. Ancak bu durumu tersine çevirmek için toplamsal baskı uygulanmalıdır. Muhalif seslerin bastırılmasına karşı çalışma yürüten Tunus Genel İşçi Sendikası’nın hükümet tarafından hedef alınmasından korkuyoruz. Burada demokratik bir devletten söz edemeyiz. Muhaliflerin yok sayılması, ifade özgürlüğünün ortadan kaldırılmaya çalışılması, sivil toplum ve feminist mücadelenin tehdit edilmesi gelecek açısından iyi bir sonuç doğurmaz. Feminist hareketler olarak bu siyasi durumla ilgili kaygılarımızı dile getiriyoruz.

*Yeni yasada ‘eşitlik’ yerine ‘adalet’ dendi. Bu durum kadın hakları açısından ne ifade ediyor?

Başkan Qays Said, 2019'daki seçim kampanyasının başından itibaren miras eşitliği konusundaki tutumunu dile getirdi. Kadınların haklarını savunuyor gibi gözükse de aslında karanlık düşüncesini El-Nehda gibi siyasi uzantılar üzerinden sürdürmek istiyor. ‘Eşitlik’ yerine ‘adalet’ denmesinin nedeni de aslında bundan kaynaklıdır.

‘Alanlarda var olmaya devam ettik’

*Daha iyi bir gelecek için mücadele eden kadınlara son sözünüz nedir?

Tunuslu kadınlar, mevcut siyasal duruma rağmen haklarını korumak için mücadeleye devam ediyor. Kadınlar hiçbir tehditten korkmuyor ve engel tanımıyor. Biz kadınlar her zaman alanlarda olmaya devam ettik ve mücadelemizi gelecek nesiller için sürdüreceğiz. Feminist Hareket'in sahalardaki hazırlığı hala güçlü, bu devam eden çalışmanın ve direnişin göstergesidir. Direnişimiz bu anlamıyla cesaretle devam ediyor.