ŞÎNYAR BAYÎZ

Süleymaniye- Irak siyasetindeki değişiklikler ve beraberinde yaşanan çatışmalar Irak’ta gergin bir atmosfere neden oluyor.  Irak’ta Ekim 2021’deki seçimden bu yana hükümet kurulamıyor ve bu yüzden ülkede şiddetli çatışmalar var. Irak'taki çatışmalar 25 Temmuz'da Şii uzlaşma çerçevesinin Mehemed Şîa Sûdanî 'nin Irak başbakan adayı olacağını açıklamasıyla başladı.

Muqtada al-Sadr'in meclisten çekilme kararının ardından Muqteda Sadr’in tüm yandaşları sokaklara döküldü ve günlerce Irak parlamentosunu işgal etti. Muqteda Sadr ve yandaşlarının taleplerinden biri erken seçimdi, ancak oy birliği çerçevesi seçimin tekrarlanması konusunda ortak bir fikre sahip değildi. Siyasi partiler ve Kürdistan Bölgesi hükümeti, kişisel ve parti çıkarları nedeniyle farklı partileri destekliyor. Erken seçimin faydasız olacağı beklense de bazı partiler erken seçimde ısrar ediyor. Bağdat Aws Kalkınma ve İnsan Hakları Vakfı Başkanı (Baghdad Aws Foundation for Development and Human Rights) Evîn Heme Emîn Irak’ta yaşanan siyasi kargaşayı ajansımıza değerlendirdi.

"Irak birkaç diktatör tarafından yönetiliyor"

Osmanlı Devleti'nin ortadan kalktığını ve Irak'ın ayrı bir parça haline gelmesiyle Irak'ta sorunlar ve çatışmaların arttığını söyleyen Evîn Heme Emîn, “Irak'ta Baas rejiminin devrilmesinden sonra Irak'a demokrasinin geleceği ve hükümetin halkın iradesine göre şekil alacağı söyleniyordu ama sanılanın aksi oldu. Eskiden tek bir diktatör vardı ancak Şuan Federe Kürdistan ve Irak bölgesinde birkaç diktatör var” dedi.

“Sadr Hareketi Türkiye’ye hizmet ediyor”

Evîn Heme Emîn, Irak parlamentosunun son seçimlerinin doğal bir seçim sonucu olmadığını, Sadr Hareketi’nin daha fazla sandalye kazanabileceğini belirtti ve şöyle devam etti: “Sadr hareketi  İran'a bağlı olmadığı için iktidarın Sadr'in elinde olması kabul edilmedi ve bu durum Sadr'in pozisyonunu göstermesine ve meclise girmeme kararı almasına neden oldu. Türk devleti bölgeyi uzun yıllardır etkiliyor ve Sadr Hareketi’nin siyasetini Türk devletinin etkisi altında yürüttüğünü söyleyebiliriz ancak Sadr Hareketi kendini gerçek bir Iraklı gibi tanımlıyor.”

“Seçim sonuçları halkın isteğine göre değil”

Sadr Hareketi’nin politikasının Türkiye’nin kontrolünde olduğunu belirten Evîn Heme Emîn, “Seçimi boykot etmek sadece Kürtlerin hakkı değildir, Iraklılar da seçimi boykot etmelidir çünkü seçimin sonucu her zaman halkın istediği doğrultusunda olmuyor, partilerin güç ve arzularına göre şekilleniyor. Kürdistan Bölgesi’ndeki parti 16 sandalye kazandı, ancak bu partilere karşı olan partiler 29 sandalye kazandı. Çünkü otoriteler ve baskın güçler bu partileri destekliyor. Bu yüzden insanlar oy kullanmaya gittiğinde hiçbir hakları kalmıyor ve ardından partiler boykot etmenin en iyi çözüm olduğunu söylüyorlar" şeklinde konuştu.

“Erken seçim sorunu çözmez”

Her seçim sonucunda tarafların memnuniyetsizliği yüzünden seçimin tekrarlanacağımı söyleyen Evîn Heme Emîn, erken seçimin sorunu çözmeyeceğini vurguladı ve şöyle devam etti: “Farklı bir politikayla yeni insanlar bu duruma çözüm bulabilir. Kürtler, kendi devletleri olana kadar her durumdan zarar görüyorlar, çünkü politikacılar Kürt bölgelerine tamamen karşı çıkıyor ve Kürt halkı bundan zarar görüyor. Eskiden Arap diktatör Kürtleri eziyordu. Şimdi Kürdistan'daki Kürt yetkililerin sessizliği nedeniyle Kürtler eziliyor. Kürtler bizim diktatörlerimiz tarafından eziliyor.”

“Halk seçimle kendini onaylatmalı”

Kürtler arasındaki birliğe dikkati çeken Evîn Heme Emîn, “Kürtler arasındaki çatışmalar sona ererse ve şayet Kürtler birlik olursa Irak’ta söz sahibi olurlar. Politikacılar çıkarlarına son verirse, Bağdat'taki Kürtlerin sorunlarının çözümü için de bir fırsat doğar. Halk, Kürt yetkililerin politikasına karşı sesini yükseltmeli ve seçimle oylarını onaylatmalıdır” şeklinde konuşmasını sonlandırdı.