‘Erkek egemen faşist rejimine karşı kadınlar mücadele edecek’
HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, gündemi değerlendirdiği konuşmasında seçim yatırımı ve iki yüzlülük olarak tanımladıkları anayasa düzenlemesi çalışmalarında yer almayacaklarını söyledi.
Ankara- Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, gündemde öne çıkan başlıklara dair basın toplantısı düzenledi.
HDP Genel Merkezi’nde gerçekleştirilen basın toplantısında Ayşe Acar Başaran, konuşmasına 16 yıl önce katledilen gazeteci Hrant Dink’i anarak başladı.
Paris’te 23 Aralık’ta gerçekleşen katliamda yaşamını yitiren 3 Kürt’ten biri olan sanatçı Mir Perwer’in annesi Filiz Aydın’ın yaşamını yitirmesine değinen Ayşe Acar Başaran, bu ölümün Türkiye tarihine bir kara leke olarak geçtiğini ifade etti ve “Çünkü yıllarca annesi Mir Perwer’i görememişti. Buna dayanamayıp yaşamını yitirdi, bu da bir ayıp, günah, utanç olarak Türkiye tarihine geçmiş oldu” dedi.
‘Kadınlar faşist rejimlere karşı mücadele edecek’
Kadın mücadelesinin dünyada ve Türkiye’de büyüdüğüne işaret eden Ayşe Acar Başaran, “Dünyada erkek egemen rejimlere karşı verilen bu mücadelelerin karşısında bu rejimler de maalesef kadınları hedef almaya devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde Afganistan'da Taliban öncesi görev yapan milletvekili Mürsel Nebizade’nin evinde kimliği belirsiz kişilerce katledildiğini üzülerek öğrendik. Ve yine İran’da Jina Amini’nin katledilmesinden sonra Rojhilat ve İran’ın tümüne yayılan eylemlerde buna karşı Molla rejimi saldırılarına devam ediyor. Bu süreç içerisinde birçok kişi protestolara katıldıkları ve özgürlük talep ettikleri için bu rejim tarafından idam edildi. Ama buradan bir kez daha ifade ediyoruz ki Afganistan’daki rejime karşı da Molla rejimine karşı da Türkiye'deki AKP-MHP erkek egemen faşist rejimine karşı da kadınlar her alanda mücadele etmeye devam edecek” diye konuştu.
‘334 kadın erkek şiddeti ile katledildi’
Kadın Meclisi olarak nerdeyse her açıklamalarında şiddet verilerini açıklamak zorunda kaldıklarını ifade eden Ayşe Acar Başaran, iktidarın çizdiği tablonun tersine kadın katliamlarının yaşandığını vurguladı. Ayşe Acar Başaran, “2022 yılında en az 334 kadın erkek şiddeti ile katledildi, yine 245 kadın da her nasıl oluyorsa şüpheli bir biçimde yaşamını yitirdi. Bu katledilen kadınların 209’u evlerin içinde, yani iktidarın kapatmak istediği o evlerin içerisinde, en yakınları tarafından katledildi” dedi.
‘Anayasa düzenlemesinde biz yokuz’
AKP’nin kadın düşmanı politikalarına devam ettiğini dile getiren Ayşe Acar Başaran, Türkiye’de bu tablo yaşanırken seçim yatırımı olarak anayasa düzenlemesinin sunulduğunu söyledi. Ayşe Acar Başaran, şöyle konuştu: “Buradan bir kez daha altını çizmek istiyoruz: Çünkü bu ülkede kadına yönelik katliamlar artarken, tecrit, yoksulluk, baskı almış başını giderken ve bunun müsebbibi olan AKP-MHP iktidarının yapacağı bir anayasa düzenlemesinde biz yokuz. Çünkü biliyoruz ki bu iktidarın derdi, kadınlara özgürlük alanı açmak değil, toplumda demokratik değişim değil, demokratik bir anayasa oluşturmak değil; iktidarın tek derdi var; seçim sürecinde nefret söylemini körükleme, tüm bu süreci de kadınların üzerinden yürütmedir.”
Kadınlara yoksulluğun dayatıldığını belirten Ayşe Acar Başaran, iktidarın yürüttüğü savaş politikalarının faturasının kadınlara yazıldığını dile getirdi.
‘Hepimiz Ayşe Gökkan’ız’
Konuşmasında TJA Dönem Sözcüsü Ayşe Gökkan’ın yargılanmasına değinen Ayşe Acar Başaran, “Gökkan bu ülkede kadın mücadelesinin öncülerinden, Kürt kadın hareketinin öncülerindendir. Türkiye’nin yüz aklarındandır. Kendisine verilen ceza bozuldu. Gökkan ısrarla mahkeme salonuna gelmek istemesine rağmen SEGBİS ile bağlantı bağlanma ısrarı devam etti. Kürtçe savunma yapma talebi karşılanmadı. Bu Gökkan’ın kendi mücadelesini, tavrını kamuoyuyla paylaşmasının engelleme yöntemlerinden biriydi. Hepimiz Ayşe Gökkan’ız; onun sesi, mücadelesi, Türkiye ve Kürdistan’ın dört bir yanında yankılanmaya devam ediyor.”
Kemal Kurkut Davası
Aynı zamanda Kemal Kurkut Davası’ndaki kararı da hatırlatan Ayşe Acar Başaran, “Bir yandan kadın mücadelesi yargılanırken, Kürtler ve muhalifler söz konu olunca ne oluyor? Gazeteci Abdurrahman Gök’ün çektiği fotoğraflar yaşananları net bir şekilde göstermişti. Orada bir canlı bomba olma ihtimalinden söz ediyorlardı. Bunun yalan olduğu Gök’ün çektiği fotoğraflarda kamuoyuyla paylaşılmıştı. Ne yaptı mahkeme? Önce beraat verdi. İstinaf beraat ettirmedi, bir suç var ama ceza verilmesine yer olmadığı kararını verdi. Yani bu ülkede Kürtler, muhalifler, kadınlar öldürüldüğünde ceza verilmesine yer olmadığına karar veriliyor. Bir suç var ama bu suçun cezası yok diyor. Kürt sorunu çözülmedikçe bu sorun kendini yeniden üretmeye devam ediyor. Cezasızlık politikalarıyla bu süreci yürütülebileceğini düşünenler yanıldıklarını buradan bir kez daha ifade etmek istiyoruz. Kürt sorunu bu cezasızlık politikalarından bağımsız ele alınamaz” diye ifade etti.
Abdullah Öcalan’dan haber bekleniyor
İmralı Cezaevi’nde ulusal ve uluslararası bütün yasal normların işletilmediği bir sistemin inşa edildiğini vurgulayan Ayşe Acar Başaran, tecrit politikası ile tüm demokratik toplumun baskı altına alınmaya çalışıldığını anlattı ve “Sayın Öcalan’a yönelik hukukun tamamen askıya alınması, hiç bir haber alınmaması halkta ve bizlerde ciddi bir endişeye neden olmaktadır. Sayın Öcalan’ın sesi, sözü sağlığı milyonların gündeminde. Milyonların gözü kulağı İmralı adasından, Sayın Öcalan’dan gelecek haberde” dedi.
Ayşe Acar Başaran, Muhlise Karagüzel isimli hasta tutuklunun durumunu paylaşarak Muhlise Karagüzel’in rahatsızlanarak hastaneye kaldırıldığını ancak yeniden cezaevine gönderildiğini açıkladı. Hasta tutuklulara yönelik hala bir düzenleme yapılmadığına vurgu yapan Ayşe Acar Başaran, “Muhlise Karagüzel gibi binlerce hasta tutsağın cezaevinde yaşamını yitirmemesi için iktidara seslenmeyeceğiz, çünkü iktidarın bu konudaki tavrı cezaevlerinin ölüm evlerine dönüşmesidir. Bütün demokratik kamuoyunu duyarlı olmaya ve bu konuda ses yükseltmeye çağırıyoruz. Başta tecrit olmak üzere bütün bu antidemokratik uygulamalara karşı ortak mücadeleyi büyütmek hepimizin görevidir” şeklinde konuştu.
‘Nasıl umut yarattığımızı görüyoruz’
HDP’nin tüm kamuoyunun gündeminde olduğuna işaret eden Ayşe Acar Başaran, konuşmasına şu ifadelerle devam etti: “Bizsiz biz konuşuluyoruz. Biliyoruz ki yürüttüğümüz politika bugün Türkiye’de kurucu olma iddiasını daha da büyütmüş ve ilerletmiştir. İki siyaset arasında kalmış, sıkışan halkımıza üçüncü yolu ören, üçüncü yolun öncülüğünü yapan HDP her gün yeniden kendini büyütmeye ve bu toplumda kök salmaya devam ediyor. Üçüncü yolun öncülüğünü kadın özgürlükçü perspektifle yürüttüğümüz bütün Türkiye toplumu da biliyor. Bunu büyütmeye, genişletmeye ve Türkiye halklarının umudu olmaya devam ediyoruz. Belki ana akım medyada ya da televizyonlarda bizi göstermeyebilirler, bizi bizsiz tartışabilirler, ama bugün yaptığımız siyasetin toplumda nasıl bir umut yarattığına, bir gelecek umudu yarattığına hep beraber şahitlik ediyoruz.”