Şiraz Hamo: Suriye halkları işgale karşı dayanışmayı güçlendirmeli

Türkiye’nin Suriye’ye yönelik işgal politikalarını değerlendiren Efrîn Özerk Yönetim Yürütme Meclisi Eşbaşkanı Şîraz Hemo, Suriye halkları olarak dayanışmayı güçlendirmeleri gerektiğini belirterek, bu anlamıyla direniş ve mücadeleyi sürdüreceklerini söyle

RAPARİN BAKER

Şehba– Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılarını sürdürürken, beraberinde birçok insan hakları ihlalleri de yaşanıyor. Sivillerin hedef alınması, göç ve katliam politikalarının devreye sokulması, insanların yerlerinden edilmesi, gözaltına alınan insanların işkenceden geçirilmesi, özellikle kadınlara yönelik işkence ve baskı politikalarının uygulanması gibi birçok insan hakkı ihlali gündemden düşmedi. Eylül 2019'da Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantısında Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye sınırı boyunca “güvenli bölge” kurulacağını öne sürdü ve bir aydan kısa bir süre sonra Kuzey ve Doğu Suriye’yi işgal girişimleri başlattı. İnsan Hakları Örgütü, Türkiye’nin Girê Spê sınır kapısından ilk 100 mülteci grubunu sınır dışı ettiğini ifade etti. Efrîn Özerk Yönetim Yürütme Meclisi Eşbaşkanı Şîraz Hemo, ajansımızın konuyla ilgili sorularını yanıtlayarak, yaşananları değerlendirdi. Şiran Hamo, halkın bölgede bir felaketle karşı karşıya olduğunu belirterek,

*Türkiye devleti ve bağlı paramiliter gruplar “güvenli bölge” adı altında Kuzey ve Doğu Suriye’de bir işgal planı başlattı. Bunun yanı sıra 1 milyon Suriyeli mültecinin iade edileceği yönünde açıklamalar yapıldı. Siz bu yaşananları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türk devleti stratejik ve siyasi konumunu Avrupa, ABD ve diğer ülkeler üzerinde bir baskı aracı olarak kullanmak istiyor. Türkiye her zaman izlediği şantaj politikasıyla tanınıyor ve bu politikalar halklara felaketler getirdi. Türk devleti bu planı 2012'den beri uyguluyor. Türkiye'nin sınırda “güvenli bölge” oluşturması Suriye krizine çözüm getirmiyor tam tersine bir kaos ortamı yaratılıyor. Bunun yanı sıra bölgenin demografik yapısının değiştirilmesine dönük politikalar izleniyor. İnsanlar yerlerinden yurdundan ediliyor, tarihi alanlar tahrip ediliyor. Birçok hak ihlali yaşanıyor ve bu ihlaller hepsi belgeleniyor. 

*Suriye Dışişleri Bakanlığı, Türkiye’nin “güvenli bölge” planına ilişkin bir açıklamada bulundu ve “Türkiye’nin Suriye’ye karşı çizdiği saldırgan oyunlar ülkenin ve halkın birliğine yöneliktir” şeklinde ürkek bir açıklama yaptı. Sizce bu açıklama yeterli midir?

Suriye rejiminin karardan bir hafta sonra yaptığı açıklama kesinlikle yetersiz. Türkiye’nin Suriye topraklarına yönelik işgali karşısında daha sağlam bir duruş sergilemeliydi. Türkiye Suriyelileri işgal altındaki topraklara yerleştirmekten ne kazanacak? Bu yaşananlar karşısında ciddi ve hızlı adımlar atılmazsa halklar büyük bir felaket ile karşı karşıya kalacaklardır.

*Son olarak bir mesajınız var mı?

Biz Suriye halkları, tüm unsurlarıyla dayanışmamızı güçlendirmeli, Suriye topraklarındaki Türk işgalini kabul etmemeliyiz. Suriye halkının istek ve çıkarlarının her şeyin üzerinde olduğunu bu anlamıyla direniş ve mücadeleyi sürdüreceğimizi belirtiyoruz. Suriye halkının yaşadığı bu krize siyasi bir çözüm bulmalıyız.