“İktidarın çete örgütlenmeleriyle beslendiği zemin: Kürt düşmanlığı”

Partisinin Grup toplantısında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, “Susurluk’tan bugüne uzanan çete örgütlenmelerinin dayandığı en önemli zemin, Kürt sorununun inkârı ve güvenlikçi politikalardır, Kürt düşmanlığıdır" diyerek iktidarın suçlarının deşifre olduğuna dikkat çekti.

 
Ankara- Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partisinin Grup Toplantısı’nda konuştu. Pervin Buldan’ın gündeminde son günlerde gündeme gelen mafya-siyaset-devlet ilişkileri vardı. Türkiye’nin yangın yerine döndüğünü ifade eden Pervin Buldan, “Çöküş, çürüme, ortaya saçılan pislikler, hırsızlık, yolsuzluk, hukuksuzluk, ahlaksızlık, mafya ve çete düzeni, kara para, yalan, talan ve haram almış başını gidiyor” diye konuştu. 
Mafya- devlet-siyaset üçgeni içindeki ilişkiler gündemdeyken iktidarın Kobanê davası ile HDP’yi yargıladığını belirten HDP Eş Genel Başkanı, bu davanın HDP siyasetinin engellenmesine yönelik olduğunu dile getirdi.   
“Bu ülkede hukuk diye bir şey söz konusu değildir. Bu kumpas; çökmeye yüz tutmuş AKP iktidarının HDP’den siyasi intikam alma davasıdır. Hep söyledik yine söylüyoruz ve altını önemle çiziyoruz; Bu dava HDP’den intikam alma davasıdır. Tek cümleyle 7 Haziran’da, 31 Mart’ta iktidara neden kaybettirdiniz davasıdır. Sandıkta istedikleri sonucu alamayınca siyasi hınçlarını hukuksuz mahkeme kürsüsüne taşıdılar.”
“Aktörler değişse de yapı değişmez”
Grup toplantısı konuşmasında “Tarih 3 Kasım 1996. Susurluk kazasıyla mafya-devlet-siyaset ittifakının suç ortaklığı ortaya saçılmıştı. Susurluk’ta devlet içinde kurulan devlet ve 90’larda Kürt halkına karşı işlediği insanlık suçları bir bir deşifre olduğuna hepimiz tanıklık ettik.” şeklinde konuşan Pervin Buldan, günümüzde aktörler değişse de yapının her zaman aynı kaldığına dikkat çekti. 
“Şimdi yıl 2021, çeyrek asır sonra Türkiye, AKP-MHP iktidarında bir kez daha siyaset-bürokrasi-mafya ilişkileriyle ve ürettiği suç karanlığıyla karşı karşıyadır. Bunun nedeni bellidir: Susurluk’tan bugüne uzanan çete örgütlenmelerinin dayandığı en önemli zemin, Kürt sorununun inkârı ve güvenlikçi politikalardır. Kürt düşmanlığıdır.  Faili meçhul cinayetler, köy yakmalar, işkenceler, insanlık suçları 1993 konseptiyle gerçekleştirildi. Susurluk çetesi de bu zemin üzerinden yükseldi. Söylemleri neydi? Beka ve güvenlik! Bugün ortaya saçılan çete-mafya ilişkileri de yine Kürt sorununda çatışmalı sürecin tırmandırıldığı 2015 konseptinin yarattığı zemin üzerinden yükselmiştir ve bugünlere kadar gelmiştir. Bir kez daha görülmüştür ki; Türkiye’de Kürt sorunu çözülmeden, sistem demokratikleştirilmeden, hukukun üstünlüğü sağlanmadan çete-mafya-siyaset ilişkileri ve suçları da son bulmaz. Sona ermez.  Aktörleri değişse de bu yapı hiçbir zaman değişmez.”
“Çözüm süreci bitirildi çeteleşmenin önü açıldı”
Özellikle son 6 yılın Türkiye açısından önemli olduğunu vurgulayan Pervin Buldan, 2013 yılından bu yana devletin çözüm sürecini bitirerek çeteleşmenin önünü açtığını dile getirdi. 
“İktidar bu güçlerle uzlaşarak ittifak kurdu ve çözüm sürecini bitirdi. Güvenlikçi politikaya sarıldı. Çatışmalı süreci büyüttü. Böylece bugünlerde ortaya saçılan tüm bu çete ve mafya düzeninin de önünü açmış oldu. 6 yıldır İmralı’da sürdürülen tecrit politikasını bu süreçten bağımsız ele alamayız. Tecrit, ülkeyi ve toplumu savaş sarmalının içine sürükleyerek, savaş rantını sürdürmek isteyen mafya-çete odaklarıyla ittifak kuran siyasi iktidarın ortak yürüttüğü bir süreçtir.” 
“Derin ittifak..”
HDP Eş Genel Başkanı konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Susurluk’taki JİTEM’in yerini Ortadoğu’nun JİTEM’i olan IŞİD almıştır, paramiliter güçler almıştır. 90’ların işkenceleri AKP iktidarında karakolda, sokakta, cezaevlerinde, helikopterde yapılan işkencedir. 90’ların yargısız infazları AKP iktidarında güvenlik güçleri tarafından yapılan açık sivil infazlara dönüşmüştür. Kemal Kurkut’tur, Uğur Kaymaz’dır, Berkin’dir ve daha niceleridir. Beyaz Torosların yerini AKP’nin SİHA’ları almıştır. Bunu açık ve net ifade ediyorum. Biliyorsunuz en son Dersim Ovacık’ta Murat Yıldız adlı genç mantar toplamak için gittiği köyde SİHA’lar tarafından bombalandı, katledildi. Dersim'de, son 6 yılda 11 yurttaş kolluk güçleri tarafından katledildi. Yine 18 Mayıs'ta Hakkari'nin Derecik ilçesine bağlı Hacıbey köyünün Derindere mezrasında kaybettiği hayvanlarını arayan 23 yaşındaki Şahap Şendol ve 17 yaşındaki Celil Ekinci askerlerin açtığı ateş sonucu yaralandı. Son 5 yılda Hakkâri’de, 10 sivil güvenlik güçlerince katledildi. Bu iktidarın sorumluluğunda daha sıralayabileceğimiz çok sayıda sivil ölümleri vardır, bunları yeri zamanı geldiğinde arkadaşlarımız anlatıyorlar.  Bunlar AKP iktidarındaki faili belli cinayetlerdir.  Peki, failler, sorumlular nerededir? İktidarın bizzat koruması altındadır. Görevi başındadır bunların hepsi! 90’ların suçlularından birçoğu yine bu iktidar döneminde göreve getirilmiştir. 90’ların yargısız infazları AKP iktidarında aynı zamanda büyük bir yargı infazına dönüşmüştür. Binlerce arkadaşımızın tutuklandığı siyasi soykırım operasyonları bu iktidarın 90’ların zihniyetiyle kurduğu derin ittifakın sonuçlarıdır.” 
Buldan’dan savcılara çağrı
Pervin Buldan aynı zamanda Meclis’ten savcılara da çağrıda bulundu. 
“Buradan soruyoruz: Aldığımız nefese kadar fezleke düzenleyen savcılar hani neredeler? Ortaya çıkan suçlarla ilgili neden bir soruşturma yoktur? Bir twit atanı sabahın köründe evinden gözaltına alanlar, ortaya saçılan bu büyük suçlarla ilgili neden kılını kıpırdatmıyor? Hepsi deve kuşu gibi başını kuma gömmektedir. Hepsi sessizdir. Neden? Çünkü kirli ortaklık üzerine bir denge kurulmuş! Bu dengenin bozulmasını elbette istemiyorlar! Bu iddialar dünyanın başka bir yerinde olsa yer yerinden oynardı. Çünkü iktidarın emrindeki yargı da bu karanlık sistemin bir aparatı haline getirilmiştir.” şeklinde konuştu. 
Türkiye’nin derhal erken bir seçime gitmesi gerektiğini söyleyen Pervin Buldan, halkın kirli ilişkilere karşı cevabını sandıkta vereceğini belirtti.