AIDS hastalarının yaşadığı acılar üzerine bir kitap: El-Wesim

Damgalama anlamına gelen “El-Wesim” kitabını çıkaran Aliya Abu Şahba, AIDS hastalığı ile ilgili yaptığı araştırmalarını ve tedavi yöntemlerini kitabında yer verdi. Aliya Abu Şahba, hastalıkla ilgili daha fazla çalışmaya ihtiyaç olduğunu söyledi.

ASMAA FATHÎ

Kahire – Aliya Abu Şahba, bir gazetecilik araştırmasını “El-Wesim” adında bir kitaba dönüştürüyor. Anlamı damga (stigma) demek. Bu sadece insan bağışıklık yetmezliği virüsü “AIDS” hakkında bilgi göstermekle kalmıyor, aynı zamanda hastaların acılarını da yaşıyor. Buradaki kadınlar, biri cinsiyete dayalı, diğeri ise hastalığın kendisinin sonucu olan olayların çifte kahramanıdır. Aliya Ebu Şehba, kitapta deneyimini ve hastalar arasındaki yolculuğunu sorunsuz bir şekilde sunuyor, çünkü hastaların ihtiyaçlarını karşılamayan ilaçları elde etme yolculuğunu da anlatıyor. Aliya Ebu Şehba, kitabına ilişkin ajansımızın sorularını yanıtladı.

“Tedavi krizlerini öğrendim”

“Damga” insan ruhunu etkileyen bir kelimedir. Bu ismi kitap ismi olarak seçme nedeniniz nedir?

“Damga” kelimesini ilk kez 2012 yılında kadın sorunlarına yönelik yazma eğitimlerinden birinde öğrenmeye başladım. Eğitim “Damgalama” kelimesini yazdı ve AIDS'li kişiler için özel yazma eğitimi almamı önerdi. Böylece hastaların yaşadığı tedavi krizlerini öğrenmeye başladım. İlaç krizi ilk araştırma yolculuğum oldu. Hastalığın kendisi ölümcül değil, ancak bağışıklık sistemini zayıflatıyor. İlaç insanların daha uzun yaşamasını sağlıyor. İlaçlar için büyük bir finans sağlanıyor ancak Mısır'a gelen ilaç çeşitleri geç geldiği için kalitesi düşüyor. Bu da bazılarında bağışıklığın düşmesine ve ölüme yol açıyor.

“Araştırma iki yıl sürdü”

Araştırma 2012 ile 2014 yılları arasında sürdü. Bu süreçte araştırmanın yeterli olmadığını gördüm ve AIDS hastalığı ile damgalananların durumunun bilinmesi gerektiğini fark ettim. Bu nedenle kitap fikri oluştu ve damgalananlara yer vermek istedim. Kitabı bitirdikten sonra uzun bir süre kitap ismi aradım. Birçok kişide “El-Wesim (Damga)” isminin kitabın kahramanı olduğu görüşü ortaya çıktı. Bu kapsamda kitabın adı ortaya çıktı.

“Kadınlar en yakınları tarafından damgalanıyor”

AIDS hastaları ve özelde de kadınların yaşadıkları acılar nelerdir, biraz bahsedebilir misiniz?

Burada kadınlar iki kez acı çekiyor. Sıtma hastanelerinde ilaç dağılımını izlediğimde, bir hastanın eşi, hastaneye hasta olarak girmemi önerdi. Bunu gerçekten yaptım. Hastane personelinin gösterdiği muameleden kaynaklı hasta olmadığımı haykırmak istedim. Kadınlar en yakınları tarafından damgalanmaya maruz kalıyor ve içlerinden biri bana sadece onunla paylaşacak birini bulmak istediğini söyledi. Doktorluk okuyan kız kardeşine AIDS hastalığını sorduğunu ve bunun cinsel ilişki sonucu ortaya çıktığını öğrendiğinde çok şaşırdığını söyledi. Başka bir kadın eşinden kaynaklı hastalığa yakalanıyor ve dünyaya gelen bir çocukları da hastalığa yakalanıyor. Bu yüzden hastane çalışanları onu ve eşini hastaneden kovduğunu ve hastalık hakkında hiçbir şey bilmediğini söylüyor. Kadınlar cinsel ilişkiye girme kararına sahip değil ve çoğu zaman buna zorlanıyorlar.

“Taba’da Aşk filmi hastaları çok incitti”

Kitaptaki araştırma deneyiminize dayanarak sinema toplumu ne ölçüde etkiledi?

Ne yazık ki etkisi büyük ve olumsuz. Kitapta büyük bir bölümü bu etkiye ayırdım. “Taba'da Aşk” filmi AIDS hastalığı hakkında yanlış bilgiler veriyor. Her ne kadar film çalışanları özür dilese de hastaları çok incitti. Film direk onları damgaladım ve çoğu eş bu hastalıktan haberdar oldu. Film, ticari cinsel ilişkilere veya evlilik dışında kurulan ilişkileri çok yanlış verdi ve damgalamayı iyice genişletti. Toplumu bu hastalık ve sonuçları hakkında eğitmek bir zorunluluk haline geldi ve bunu gazetecilere verdiğim eğitimlerle yapıyorum. Bu sayede toplumda damgalanmış olanlar için zafer kazanmaya çalışıyorum.

Bağışıklık yetmezliği olan hastaları desteklemek için daha önce bir dizi bilinçlendirme kampanyası başlatılmıştı. Sivil toplum kuruluşlarının “damgalama” ile başa çıkmadaki etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?

İyi çabalar ve kampanyalar var. Ancak yaşamda sınırlı kalıyorlar. Bu kampanyaların sürekliliğine ihtiyaç var. Bu kurumların etkili olduğunu söyleyebiliriz. Ancak ben bu tür kampanyaların radyo, basın, üniversite, okullar olmak üzere her anlamda yapılması gerektiğini düşünüyorum. Bu anlamda daha fazla çalışmaya ihtiyaç var.

Kitabın bilimsel ve bilgilendirici yönü hakkında biraz daha fazla bilgi verebilir misiniz?

Büyük ölçüde kanda ve anne sütünde bulunuyor. Boğazda bulunmasında rağmen içinden enfeksiyon olduğu hipotezi çok zordur. Enfeksiyon olması için 3 litre gerekiyor. Bu yüzden AIDS hastası ile yemek yemek tehlikeli değildir. Ancak traş aletleri ve diş fırçaları kullanmak tehlikeli olabilir. AIDS tedavisine gelince, kimi çabalar mevcut