İran hastanelerinde gebe kadınlara kötü muamele
İran'da doğum hastaneleri ile devlet hastanelerinde bazı sağlık çalışanları, doğumları sırasında gebe kadınları aşağılıyor, şiddet uyguluyor, “Neden yeniden çocuk yaptın” diyerek yargılıyor.
LARA GEWHERİ
Mahabad – Gebelik ve doğum süreci hem anne hem de bebeğin beden, zihin ve ruh sağlığında önemli rol oynuyor. Sağlıksız koşullarda yapılan doğumlarda ise kimi zaman anne ve bebeğin hayatı riske girebiliyor. İran’da da sağlık sisteminde yaşanan sorunlar nedeniyle gebe kadınlar çeşitli zorluklarla karşı karşıya.
Son yıllarda doğum hastaneleri ve devlet hastanelerinde gebe kadınlar, doğum sırasında kötü muamele ve şiddete maruz kalabiliyor. Nüfusu az olan şehirlerdeki hastanelerde ise bu sorun daha fazla yaşanabiliyor. Rojhilat Kürdistan’da da durum farklı değil. Mahabad ve Serdeşt’te dikkatsizlik ve tıbbi hatalar sonucu 2 kadın doğum sırasında hayatını kaybetti.
Hamile kadınlar ajansımıza devlet hastanelerinin doğumhane servislerinde sağlık görevlileri tarafından maruz kaldıkları kötü muameleyi anlattı.
Doğumhanede kötü muamele uygulanıyor
Kadınlardan Sahar Q. "Doğumhanede sağlıkçılar kadınlara kötü davranıyor. Bir kadın vardı tıbbi hatadan dolayı ölmüştü. Oradaki tüm gebe kadınlar da ölmekten korktu ve hepsinin tansiyonu yükseldi. Ölen kadının bir an önce ameliyat edilmesi gerekiyordu ama doktorun ihmali hayatını kaybetmesine neden oldu” dedi.
‘Doktor sert bir tavırla muayene etti’
Gülnaz ise üçüncü çocuğunu doğurmak üzere gittiği hastanede yaşadıklarını şöyle aktardı: “Görevli doktora çok ağrım olduğunu söyledim ve o sırada bağırıyordum. Sonra bazı stajyer sağlıkçılar geldi ve ben kanlar içindeyken benim üzerimden onlara eğitim veriyordu. Ben yine onlara bağırarak ‘stajyerler baskı yapmayı bilmiyorlar, neden hayatımla oynuyorsunuz’ dedim. Doktor sinirlendi ve beni kötü ve sert bir tavırla muayene etti. O kadar hızlı yaptı ki canımı daha çok yaktı.”
‘Doğum deneyimi acı bir hal alıyor’
Bukan Devlet Hastanesi’nde doğum yapan kadınlardan Robar K. da doğum sırasında korku ve stresinin arttığını anlatarak, şunları ifade etti:
“Ağrılarım başlayınca hemşirelere beni doğumhaneye götürmeleri ya da ebenin muayene etmesi için yalvardım. Ama hiç ilgilenmediler ve en sonunda bir ebe gelip ‘bir tek sen doğum yapmıyorsun, burada bir sürü kadın var, kimse senin gibi ses çıkarmıyor’ dedi. Ağrılarım çok şiddetliydi ve doğumum hiç normal değildi. Annem onları dava etmekle tehdit etti ve ardından doktor geldi. Muayeneden sonra ameliyat olmam gerektiği söylendi. İkinci çocuğumu özel bir hastanede doğurdum ve orada o kadar rahatladım ki doğumum daha kolay oldu. Doğum her annenin en güzel deneyimi olabilir ama devlet hastanelerinde özellikle kadın hastalıkları ve doğum bölümünde bu deneyim acı bir hal alıyor.”
Bebeğini emziremeyince para cezasıyla tehdit edildi
Mahabad Devlet Hastanesi’nde doğum yapan Narin P. de, “Orada dört gece yattım. Sıcak su kesildi ve birkaç gün boyunca hepimiz soğuk suyla yıkandık. Şikayetimin ardından sıcak su akmaya başladı. Eşim hastaneye gelerek beni Urmiye’ye götürmek istediğini söyledi ancak doktorlar izin vermedi. Dört günün ardından bebek dünyaya geldi” dedi. İlk doğumunda sütü gelmediği için bebeğini emziremediğini bu nedenle eczaneden süt almak zorunda kaldığını belirten Narin P., devamında şunları aktardı:
“Doğum bölümünde bana ‘eğer bebeğe süt vermezsen bir gecede üç milyon para cezasına çarptırılacaksın’ dediler. Benim için bir kabustu. Bebek aç kalmasın diye eşim bana süt getirdi. Öte yandan hastaneden çıktıktan sonra kızıma Kürtçe isim vermek istedim ancak 20 gün geçmesine rağmen Nüfus Müdürlüğü’nden onay çıkmadı.”
‘Doğumumu saygısızlık ve aşağılama ile yaptım’
Doğum sürecine ilişkin Evin M. ise şunları anlattı: “Sabah saatlerinde hastaneye gittim ve sancılarım çok kötüydü. Hamilelik egzersizlerini öğrenmeme rağmen ağırımı kontrol edemedim. Doğumumun ortasında korktum ve sadece çığlık attım, öleceğimi, bebeğimin öleceğini hissettim. Beni sakinleştirmek yerine ebelerden biri birkaç kez sırtıma ve omzuma sert bir şekilde vurarak şiddet uyguladı. Bana ‘sesini alçalt’ diyerek hakarette bulundular. Doğum yaptıktan sonra vücudumda birçok yara oluştu. Doğumumu saygısızlık ve aşağılama ile yaptım.”
‘Yeterli sayıda hemşire ve doktor bulunmuyor’
Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü ebelerinden Rizvan Mohammadi, kadın hastalıkları ve doğum bölümünde yeterli sayıda hemşire ve doktor bulunmadığına dikkati çekti. Her vardiyada 3 hemşirenin çalıştığını dile getiren Rizvan Mohammadi, şunları aktardı: “Cerrah ve jinekolog sıkıntısı da var. Daha çok sezaryen yöntemi için doğumhanede uzman bir doktor bulunuyor, doğal doğum için ise acil durumlarda öğleden sonra ve gece vardiyalarında doktor eksiğimiz oluyor. Doktorların acil durumlarda gelmeleri ve her zaman hazır bulunmaları gerekiyor.”
‘Bazı meslektaşlarımız düzgün davranmıyor’
Bazı meslektaşlarının gebe kadınlara yönelik kötü muamele ettiklerini kabul eden Rizvan Mohammadi, “Danışan sayısı fazla. Bazı meslektaşlarımın düzgün davranmadığına katılıyorum ama psikolojik tükenmişlik, yüksek iş baskısı ve devlet hastanelerindeki düşük maaşlar bu davranışların sebepleri. Bazı davranışlar gerçekten kabul edilemez olduğuna katılıyorum. Çoğu zaman ‘neden yeniden çocuk yaptın, kendin çocuksun, neden çocuk yaptın’ gibi acı sözler duyuyoruz” şeklinde konuştu.