“Zelda” Cezayir’de boşanmış ve ayakları üzerinde duran bir kadın

Boşanmış bir kadın olarak ayakta kalmaya çalışmak Ortadoğu’nun Cezayir ülkesindenseniz zor olabiliyor. Meriem Guemache, gazetecilikten yazarlığa uzanan serüveninde son kitabı “Zelda”da Cezayir’de boşanmış bir kadının yaşam öyküsünden yola çıkarak toplumun bakış açısının yanı sıra, Zeldaların da duygu, düşünce ve yaşam alışkanlıklarına ışık tutuyor.

NECVA RAHİM

Cezayir – Cezayir’e bağlı El Blair’de dünyaya gelen Meriem Guemache yazar, gazeteci, editör kimliği ile ön plana çıkıyor. Son kitabı “Zelda”yı anlatıyor usta yazar bize. Nereden esinlendiği, kitabı yazma fikrini nasıl aldığını ve bu arada yazar olmaya nasıl karar verdiğini de bize kısaca aktarıyor. Yazarlık hikayesinin çocuklar için yazdığı kitapları ile başlayan Meriem Guemache’in, “Çok uzun zamandır yazmak istiyordum ancak korkuyordum bu işi beceremeyeceğimi düşünüyordum. Kendimi çocuklar için yazmaya adadığımda çocuklara yazabilmenin aslında tahmin ettiğimden de zor olduğunu gördüm” diyor.

“Zelda” romanı ile birlikte Cezayir toplumunda boşanmış olan kadınların gerçekliğine ışık tutmaya çalıştığını söyleyen usta kalem Meriem Guemache, sıraladığı cümleleri, gerginlik ve akışkanlığı ile iç içe işliyor kitabında. Bir de roman karakteri olarak beliren figürler ile cezbeden, toplumun algılarını bize de somut bir şekilde hissettiren bir kaleme sahip. Aslında “normal” bir yaşam sürmek isteyen ve toplumun mutlak fikirleri ile başa çıkmaya çalışan bir kadının ta başından itibaren “normal bir yaşam akışına!” tanıklık ediyoruz satırlarında Meriem’in. Sözü “Zelda”yı anlatmaya gelince bu işi ustasına yani kitabın yazarına bırakalım.

 “Sosyal ve toplumsal ilişkilenmeleri ve Zelda’nın motivasyonunu küçüklüğümden beri tanıdık buluyorum. Çocukluğumdan beri kitap okumayı ve yazmayı da seviyorum. Yazma girişimlerim yirmili yaşlarımda başladı. Gazetecilikten sonra kitap yazmaya cesaret edebildim. Yalnızca kendi dilimde değil farklı dillerde de kitaplar okuyabilmem aslında yazabilme konusundaki cesaretimi arttırdı diyebilirim.”

Gazeteciliğin hemen ardından çocuk kitapları üzerine eserler kaleme alan Meriem, bu işin çok daha büyük cesaret gerektirdiğini şu sözlerle ifade ediyor; “Çocuklar için yazmanın kolay olduğunu düşünürdüm ancak onlara hitap edebilecek kavramları seçmenin ne kadar da zor olduğunu fark ettim. Sonrasında da kurgusal yazım tarzına geçiş yaptım. Otobiyografi de kaleme aldım” diyor.

Cezayir ve Sicilya arasında gidip gelen Zelda

Ve romanı Zelda hakkında, romandaki olayların Cezayir ve Sicilya arasında geçtiğini ve kırklı yaşlarında boşanmış bir gazetecinin 11 yaşındaki oğluyla birlikte eski eşinin dairesi yakınında bir dairede kendi ayakları üzerinde durarak yaşadığını anlatıyor.

"Romanın kahramanı, işi gereği çok seyahat eden, özgürlüğü ve aşkı seven, internet siteleri aracılığıyla işine tutkuyla bağlı bir gazetecidir. Ve İtalya’ya uzanan bir aşka doğru yelken açmaya başlıyor.  Zelda, Cezayir toplumunda boşanmış kadınların günlük yaşamını araştırıyor ve toplumun boşanmış kadınlara bakışı ve romandaki olaylar dizisinde kadın kahramanın yaşadığı baskılarla başa çıkma ve düşünme biçimi hakkında ciddi sorular soruyor. İnternet üzerinden evlenme talepleri ve randevulara çıkmak için aldığı mesajlar ve eski eşine dönmesi için kendisine sürekli baskı yapan annesi Aisha ve toplumun ona bakışını özetliyor.” 

Zelda ismi nereden geliyor?

Yazma eylemi ve yazmanın kendisi için konuşmanın da kapısını açtığını söylüyor yazar “Cezayir toplumunda bazı konulara ışık tutabilmek ve tartışabilmek için yazmak önemli bir uğraşı” diyor. Ve kitabın adı olarak Zelda adını seçme nedeni hakkında şöyle konuşuyor: "Scott Fitzgerald'dan etkilenerek, romandaki ana karaktere benzediği için ‘Zelda’ isminin en uygun olduğuna karar verdim.” Aynı zamanda kitabın kapağının da uzun uğraşlar ile hazırlandığını hatırlatıyor. Romana en uygun bir kapak seçimine gitmeye çalıştığını vurguluyor.

Meriem, biçimin içerikten uzaklaşmaması gerektiğini düşünüyor

Meriem, “Biçimin yazma açısından çok önemli olduğunda içerikten uzaklaştırıyor ve sık sık sorular sorarak ve gerçekte neler olduğunu ve romanın olaylarını karşılaştırarak okuyucunun seyahat etmesini ve yelken açmasını istedim, bu yüzden karıştırmaya çalıştım. Cezayir lehçesinden dolaşımdaki kelime ve ifadeleri kullanarak fikirleri ve mesajları iletmek için mizah ve ciddiyet kullandım” diyerek yazım tarzına dair bilgiler de veriyor. Meriem, “Roman içerisinde Zelda karakterinde kaleme aldığım soru ve sorunların karşısında herkesi düşünmeye davet ediyorum” sözleriyle çağrıda bulunuyor.