Yazar Rasha Yohanna Shamoun Süryani kültürünü edebiyatla yaşatıyor
Anadilinde yazdığı eserlerle kimlik, kültür ve tarih bilincini gelecek kuşaklara aktarmayı hedefleyen Süryani yazar Rasha Yohanna Shamoun, edebiyatı bir direniş ve hafıza alanı olarak görüyor.

ESMA MUHAMMED
Qamişlo – Dil, yalnızca bir iletişim aracı değil; toplumları tarihlerine ve kimliklerine bağlayan güçlü bir köprüdür. Kelimeler, gerçek derinliklerini bu köprü aracılığıyla kazanır. Anadilinde yazmaya tutkuyla bağlı Süryani yazar Rasha Yohanna Shamoun, dili yalnızca bir araç olarak değil; düşünce ve duygularının soluk aldığı bir ruh, zorluklar karşısında ise kültürel ve insani mirasını korumanın en gerçek yolu olduğuna inanıyor.
Süryani toplumu, özellikle 1915 yılında Osmanlılar tarafından gerçekleştirilen ve tarihe en kanlı örneklerinden biri olarak geçen soykırım da dahil olmak üzere sayısız katliama maruz kalmıştır. Bu dönemde günümüz Türkiye topraklarında bir buçuk milyondan fazla Ermeni katledilmiş; hayatta kalanlar ise anavatanlarından sürülerek Ortadoğu’ya dağılmış. Bu tarihsel travmaların bir sonucu olarak Süryani toplumu, ulus-devletlerin izlediği politikaların kimliklerini ve dillerini tehdit ettiğine inanmakta; bu nedenle de dillerine, kültürel miraslarına ve köklerine büyük bir özenle sahip çıkmaktadır.
Yazar Rasha Yohanna Shamoun da, bu çabanın öncülerinden biri. Yazıları ve sanatsal üretimleriyle Süryani kültürünün köklerini koruyor ve yaşatıyor. Aynı zamanda dürüstlüğü ifade etmede ve tarihle derin bir bağ kurmada anadilin vazgeçilmez rolünü vurguluyor. İnsanların ana dillerini korumalarının elzem olduğuna inanan Rasha Yohanna Shamoun, “Çünkü anadil yalnızca bir iletişim aracı değil, aynı zamanda tüm bir halkın tarihini, medeniyetini ve kimliğini taşıyan bir araçtır. Anadilimizi konuşup nesilden nesile aktardığımızda ona hayat verir ve yok olmasını veya ötekileştirilmesini önleriz. Dahası bu bize kişiliğimizi dürüstçe ifade etme gücü verir ve köklerimizi geçmişe bağlı tutar, böylece tarih ve medeniyet gelecek nesillerin hafızalarında canlı kalır" diyor.
‘Eserlerim geçmişle bugünü birbirine bağlayan manevi bir köprü’
Yazı türleri üzerine değerlendirmelerde bulunan Rasha Yohanna Shamoun, “Yazıların çeşitliliği, hikâyelere daha fazla güzellik katıyor; halkların zenginliğini yansıtıyor ve her anlatıya kendine özgü bir ruh kazandırıyor. Aşk üzerine yazmak, ergenliğin masumiyetini ve hayallerini yansıtırken; yurtseverlik hakkında yazmak, toprağa ve kimliğe duyulan derin sevgiyle bağlılığı ifade ediyor. Hepsi Süryanice olmak üzere, birkaç kısa film ve oyun üzerinde çalıştım. Bu eserler yalnızca birer sanat ürünü değil, aynı zamanda geçmişle bugünü birbirine bağlayan manevi bir köprüydü” sözlerine yer veriyor.
‘Eserlerimizin tüm dillere çevrilmesini umut ediyorum’
Anadilinde kendini derinlemesine ifade etmenin gücüne inanan Rasha Yohanna Shamoun, yaşadığı bir deneyimi şöyle aktarıyor:
"Geçtiğimiz günlerde, annesiyle birlikte şehit düşen küçük bir çocuğun hikâyesini anlatan bir kısa film üzerinde çalıştık. Birisi bu filmi Arapça çekmemi önerdi, ancak ben Süryanice çalışmakta ısrar ettim; çünkü anadilimde aktardığım mesaj, çok daha fazla derinlik ve gerçeklik kazanıyor. Anadilim yalnızca bir iletişim aracı değil; aynı zamanda içimizdeki en derin duygulara dokunan kelimelerin ruhu, hislerimizin nabzıdır. Bu nedenle, hikâyemizin yaşaması, mirasımızın ölümsüzleşmesi ve mesajımızın kelimelerin gücüne ve kimliği korumanın önemine inanan herkese ulaşması için eserlerimizin tüm dillere çevrilmesini umut ediyorum.”
‘Köklerimle derin bir bağ kurma imkânı sunuyor’
Büyükannelerinin anlattığı hikâyelere değinen Rasha Yohanna Shamoun, bu anlatılar aracılığıyla hayatına dersler kattığını; hayal gücünü genişlettiğini, bilgelik ve içsel güç kazandığını ifade ediyor. Rasha Yohanna Shamoun, "O eski hikâyelerden kelimeleri yazılarıma dahil ettiğimde, sanki o anlatıların bir parçası olan insanların ruhlarını canlandırıyor, onları kendi dünyamda yeniden yaşatıyormuşum gibi hissediyorum. Bu hikâyeler sadece birer masal değil; içinde geçmişin nabzını, atalarımın fısıltılarını taşıyan, bilgelik ve güzellikle örülü dünyalara açılan pencereler. Bana köklerimle derin bir bağ kurma hissi veriyor ve edebi yolculuğuma devam etmem için güç ve ilham sunuyorlar” sözleriyle duygularını dile getiriyor.
Edebiyat kariyeri boyunca üç kitaba imza atan Rasha Yohanna Shamoun, eserleri hakkında şu bilgileri paylaşıyor:
"Her kitabım, onu diğerlerinden ayıran kendine özgü bir mesaj taşıyor. İlk kitabım, gençliğimin hikâyelerini tüm ayrıntılarıyla yansıtıyor; bu anıları gerçek duygular ve tatlı hatıralarla harmanlayarak samimi öykülere dönüştürüyor. 'Aşkın Başka Bir Rengi Var' adlı ikinci kitabım ise, farklı duygu ve tutkuların tonlarını işleyen çeşitli yazılardan oluşuyor; bu yönüyle aşkın birçok dünyasına açılan bir pencere niteliğinde. Üçüncü kitabım ise Suriye krizinin yol açtığı trajediyi merkeze alıyor. Bu kitapta, Suriye halkının acı, yerinden edilme, yoksulluk ve zorunlu göçle yaşadığı derin manevi tükenmişlik dile getiriliyor. Aynı zamanda, toplumun farklı kesimlerinin yaşadığı ortak acıyı somutlaştıran ve tüm zorluklara rağmen umut ile birlik mesajı taşıyan şiirler yer alıyor.”
Röportajımız sırasında Süryanice 1915'te soykırıma maruz kalan büyükleri hakkında bir şiir okuyan Rasha Yohanna Shamoun, toplumunun acısını kendi sözleriyle dile getiriyor.
‘Gücümüzü dilimizden alıyoruz’
Sözlerinin sonunda kurumların Süryani dilini korumadaki rolüne dikkat çeken Rasha Yohanna Shamoun, "Dini kurumlar ve kiliseler, düzenledikleri etkinliklerle kültürü zengin müzikler aracılığıyla yaşatırken, eğitim yoluyla da Süryani dilini çocuklar ve gelecek nesiller arasında canlı tutmak için büyük çaba gösteriyor. Biz gücümüzü dilimizden ve kimliğimizden alıyoruz. Süryani yazarlar olarak, yazdıklarımızın dünyanın dört bir yanındaki en geniş kitlelere ulaşmasını hayal ediyor; dilleri ne olursa olsun, eserlerimizin tüm halkların yüreğine dokunacak şekilde çevrilmesini umut ediyoruz. Mesajımın her kalbe ulaşmasını, bu topraklarda hep birlikte, tek yürek, sevgi ve dayanışma içinde yaşayarak, birlik ruhuyla daha iyi bir gelecek inşa etmemizi diliyorum” diyerek sözlerini tamamlıyor.