Yaşanmışlığın öyküsü: Deq

Deq kültürünü günümüze getiren kadınlar, yaşamlarını motiflere sığdırmaya çalışırken deq’in güzelliğin sembolü olduğunu anlattı.

HÊLÎN EYLUL

Qamışlo - Ortadoğu'da özellikle 50 yaş üstü kadınların bedenleri üzerinde deqler (dövme) yer alıyor. Kürdistan’da her bir sembolün bir anlamı var ve güzelliğin simgesi olarak tanımlanıyor. Her toplum ve kütürde deqlerin farklı isimleri bulunuyor. Kürtler buna deq, Araplar weşn ve Avrupalılar tattoo diyor. Deqlerin ilk olarak kimin tarafından ne zaman bulunduğu bilinmiyor. Ancak binlerce yıllık bir geçmişe sahip olduğu söylenebilir.

Geçmişin izleri

Deq, bir gelenek ve kadınların içinde barındırdığı acının ifadesi. İnsan deneyiminin notasız melodileri gibi. Deq, geçmişin izlerini geleceğe taşıyan sanatsal bir simge. Çünkü hangi motifin vücudun neresine yapılacağı, motifin oranı, kullanılan malzemelerin özellikleri, daha az acı verecek şekilde ne kadar derin olabileceği gibi konular kadınlarla birlikte planlanıyor. Çevre ile mücadelenin ve bireysel kimliğin sembolü olarak görülüyor.

Deq yapımı

Deq, genellikle anne sütünden yapılıyor. Dünyaya kız çocuk getiren ve emziren annenin sütü tercih ediliyor. Mitolojik bir kökene sahip olduğu söyleniyor. Ateşin içinde uzun süre kalan köz kullanılıyor. Bu köz sütün içine konuluyor ve bu karışıma değdirilen iğne vücuda batırılıyor. Deqin yapıldığı yerde derin olmayan bir yara oluşuyor. Bir ya da iki gün içinde deriye geçip mavimsi bir renk oluşturuyor ve yaşamın sonuna kadar kalacak bir iz kalıyor.

Deq yapmanın amacı

Kadınlar vücutlarına yıldız, kuş, ağaç, çan, ay, güneş ve birçok geometrik şekilleri dudak, çene, kaş arasına, alın, göğüs, ayak, el ve parmaklarına yapıyor. Yapılan araştırmalar bu sembolleri kadınların bazılarının güzellik bazılarının da güç simgesi olarak kullanıldığı ortaya çıktı.

Kadınların güzellik simgesi

Qamişlo’nun Amûdê kentinden olan Heyfa Simayîl, deq hikayesinden bahsederek, “Babam Mardinli. Mardin’den Amûdê kentine gelmiş ve yaşamını burada sürdürmüş. O zaman büyüklerimiz köy kadınlarının güzelleşmek için dudak, ve yüzlerine deq yaptıklarını söylüyordu. Biz de büyüklerimizden gördük ve yaptık. Henüz çocuktum Araplar bizim köyde çadır açmıştı ve köy sakinlerinin hepsi vücutlarına deq yapıyordu. Eve gidip anneme bütün arkadaşlarımın deq yaptığını benimkinin neden olmadığını söyledim. Annem beni Arap çadırına götürdü ve Arap kadınlar bana deq yaptı. Deqin iki rengi var. Biri siyah diğeri mavi. Benimki siyah. Bizim zamanımızda zengin olanlar güzelleşmek için deq yapıyorlardı. Köyümüzdeki kadınlar deq ile kendilerini süslerlerdi” dedi.

Anne ve arkadaşında vardı

Deq geleneğine ilişkin konuşan Edla Zubeh, “1974 yılından beri bu deqleri yapmışım. O zaman güzelleşmek için yapıyorduk. Köyde hepimiz toplanıp kendimiz yapardık. Güzelleşmek için yapıyorduk ve yaparken de gizli yapıyorduk. Annem ve arkadaşımda deq vardı. Ben de onlarınki gibi yaptım” diye belirtti.

Köydeki kadınlara deq yaptı

Eskiden deq yapmanın bir kültür olduğunu ifade eden Îlham Cemîl, “Ellerimin üzerindeki deqleri kendim yaptım. Ancak yüzümdekini arkadaşım yaptı. Deq yaptığımda babam bu durumdan çok rahatsız oldu. Ancak geçmeyeceğini öğrenince sesini çıkarmadı ve alıştı. Köyümüzdeki kadınlar ile çevre köylerdeki kadınlara yapıyordum. Emziren anne sütü ve tencere altındaki kara isi karıştırıp deq yapıyordum. Kimilerine çiçek kimilerine hayvan resimleri kimilerine ise şekiller yapıyordum” diye ifade etti.

Acıya rağmen yaptı

Amûdê’nin Senceqa Sedon köyünden olan Emîne Şêxo ise “Biz çocukken kenger ve pancar toplamaya giderdik. Orada deq yapardık. Bir kültürdü. Deq yaptığımızda çocuktuk. Babam istemiyordu ama tüm arkadaşlarım yaptığı için bende yaptım. İğneyi vücudumuza batırdığımız zaman çok kan geliyordu. Acısından ağladım ama yine de yaptım. Arap kadınları bizden daha çok yapıyorlar. Özellikle dudaklarına güzelleşmek için yapıyorlar” şeklinde konuştu.